Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Ba(*)baya Mektup
- 12 Eylül Tatilciye mi, AKP’ye mi Yararlı?
- O Dediğin Şey Bayrak Değil, Trafik Işığı!
- Gerçeklerle Yüzleşmek
- Kırmızı Kitap Sarardı
- Kasımpaşa’ya Vali
- Cumhurun Tarafıyız!
- Alternatifsizleştirme Projesi
- Denizli'de 36.000 İcra Dosyası…
- Mesele Basit, Vahim ve Önemlidir…
- Benden Adam Olmaz...
- Canımı Seve Seve Vereceğime And İçtim!
- Didim Akbük’de Anlamlı Bir Gece
- Yüksek bilinç(!)
- AKP’nin Dramatik Harekât Oyunu
Referandum AKP İçin Bir Güven Oylamasıdır…
- AKP…
Tüm muhalefet partilerini karşısına alarak, bu ülkeyi kendi çiftliği gibi yönetmeyi kim dayatmıştır?
- AKP…
O zaman halkoylamasında ortaya çıkacak sonuç, AKP için bir güven/oyu niteliğindedir.
AKP, halk önünde kendisine gösterilen güveni ve desteği bu sayede ölçmüş olacaktır.
Gerçekten demokratik ülkelerde bir hükümetin böyle bir sonuç almış olması, onun güvenoyu almamış olması anlamına gelir.
Bu durumda demokratik bir ülkenin iktidar partisi gelir, istifasını cumhurbaşkanına sunar…
Demokrasi budur.
Demokratik teamüller bunlardır…
Ancak, sorun Ankara’daki hükümete geldiğinde tüm taşlar değişmekte, iktidarın başı, “gaye”sine ulaşmak için papaz elbisesi dahi giyebileceğini açıklıkla ifade edebilmektedir…
Anayasa’nın garanti altına aldığı hukuk devleti ilkesini tümü ile çöp sepetine atmak için yola çıkan bir Başbakan, kendisini [Yüce Divan sıfatıyla] yargılayacak olan Anayasa Mahkemesi’nin yargıçlarını emri altına alabilmek için Anayasa değişikliği yapmaktadır…
Meydanlarda bu konuda eleştirileri verdiği yanıt ise, şudur:
- Ben Menderes’in düştüğü hataya düşmeyeceğim…
Başbakan’ın halkın gözünün içine baka baka söylediği yalanın içeriği ise, şöyledir:
Menderes, 27 Mayıs İhtilali’nin kurduğu bir ihtilal mahkemesi tarafından yargılandı…
Sayın Başbakan’ın yargılanmaktan korktuğu mahkeme ise, bir anayasal kurumdur.
Yüce Divan sıfatı ile devletin en üst kademesindeki koltuklarda oturan kişileri yargılamakla görevli Anayasa Mahkemesi’dir…
Bir kişinin kendisini yargılayacak kişileri seçmesi, sicillerini [yani geleceklerini] belirlemesi ve onları kişisel memurları düzeyine indirgemesi asla onaylanamaz; alkışlanamaz; savunulamaz bir olgudur…
Yargı bağımsız olmalıdır.r
Hiçbir yerden emirr almamalıdır.
Yargıçların amiri ve patronu bulunmamalıdır…r
Yargıçlar,r yasalar ve vicdanları arasındaki özgürlük ortamı içinde, önlerine çıkan her olayda adaleti yeniden yaratmalıdırlar…
İşte bu nedenlerle Anayasa değişikliğine HAYIR denmelidir.
Çünkü evet demek, yukarıda kısaca sıralamış bulunduğumuz ilke ve esasların ortadan kaldırılmasına “evet” demek anlamına gelmektedir.
Çünkü eğer evet denirse;
Yargı hükümete tümü ile bağımlır olacaktır.
Doğrudan doğruya Başbakan’dan emir alacaktır.r
Yargıçlarınr amiri ve hatta patronu Hükümet olacaktır.
Ve yargıçlar, Hükümet’in emir ver komuta zinciri içinde vicdanlarını boğarak, önlerine çıkan her olayda kendilerine verilen talimatları yerine getiren basit bir emir kulu olacaklardır…
Türkiye halkı faşizme doğru koşar adım ilerleyen bu maceraya evet diyemez…
Böyle bir geleceğin karanlığına ortak olamaz!..
Olmamalıdır.
- Faruk HAKSAL içeriği
- 15468 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder