Tehlikenin Farkında mısınız?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Burak AY

Referandum sonrası CHP’de ortaya çıkan uzlaşma görüntüsü ciddi alamda hem tabandan hem aydınlardan eleştiri almakta.

Zaten görüntüden fazlası var diyebiliriz. Siyasal erkin tekerine herhangi bir çomak sokulmazsa, uluslararası konjonktürün talepleri değişmezse AKP yeni bir Türkiye projesini adım adım gerçekleştirmekte. (Bunun adına ne dediğimizin pek de önemi yok.(Ilımlı İslam Cumhuriyeti vb. ama şurası açık ki eskisinden daha bağımlı ve daha gerici bir Türkiye den bahsediyoruz.)

Dediğim gibi CHP ile AKP arasındaki uzlaşmada görüntüden daha fazlası var.

Birincisi; Kemal Bey'in türban konusunda: “Gelin görüşelim çözelim.” demesi. Aslında buradaki denklem basit: AKP için türban konusunda çözüm, basit; çözümsüzlük. (Hadi iyi niyetli sayalım Erdoğan’ı ve diyelim çözüldü. Bunun da bir tek yolu var o da üniversite ve kamu alanlarına türbanla girilmesi. Düne kadar tehlike sayılan ve şiddetle karşı çıkılan bir olayı da kabullenmek teslimiyettir.)

Benim şahsi düşüncem ise Kılıçdaroğlu’nun popülist bir siyaset çizgisi burada da kendini göstermekte ve birkaç puanlık oy için tabanını karşısına almakta. (Baykal döneminde yaşanan 'çarşafa rozet’ olayını hatırlatalım ve CHP arada yapıyor bunu diyelim mi? )

İkincisi ve en önemlisi; yeni bir anayasa çalışmaları için: “Gelin ortak akıl birliği içinde demokratik ve özgürlükçü bir anaysa hazırlayalım.”

Bu olay başlı başına bir saçmalık, çünkü AKP gibi bir antidemokratik partiden, özgürlükçü ve demokratik bir adım beklemek hata.

Madem yeni bir anayasa için AKP ile anlaşacaktınız niye referandumda ‘hayır’ dediniz. Birçok kesim AKP'nin ‘Evet' çıkmasıyla birlikte daha da saldırganlaşacağını bildiği hatta gördüğü gibi. (Örnek: Devrimci Karargah operasyonuyla Hanefi Avcı ve Bilim ve Gelecek editörü Baha Okar'ın, bu kapsamda SDP ve TÖP gibi sol-sosyalist kuruluşların da üst düzey yöneticilerinin tutuklanması.)

Her ne kadar her gün liberaller, gericiler TV'lerde, gazetelerinde, AKP faşizmine çanak tutan jöle kafalar, demokrasi de demokrasi, diye yırtınsa da akıl sağlımızı korumaktayız.

Yazıyı çok fazla uzatmak istemiyorum. CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay'ın, Ali Bardakoğlu’nun önerisini olumlu bulması ve desteklemesi. Ben Ali Bardakoğlu’ndan aynen aktarıyorum:

“Camiler, gençlerin, çocukların, kadınların ve toplumdaki herkesin buluşacağı sosyal ve kültürel faaliyetlerin merkezi olmalı. Biz ülkemizde her gün 5 vakit ezan sesini duyuyoruz ve bu bizde bir alışkanlık haline gelmiş. Ancak, yurtdışında bu durum öyle değil. Yurtdışındaki din kardeşlerimiz, ezan sesini bile özlüyorlar. O insanlar, bulabildikleri bir camiyi hem ibadet için hem de sosyal ve kültürel faaliyetleri için bir merkez haline getiriyorlar. Cami dışı Din Hizmetleri adıyla bir proje başlattık. Bu proje ile din hizmetlerinin sadece namaz kılmak ya da oruç tutmak olmadığını, dinin bütün sosyal hayatı kapsadığını vermeye çalışıyoruz. Din görevlimiz sadece camide namaz kıldıran bir memur değildir. Toplumun bütün sosyal hayatına müdahale eden kanaat önderi olmalıdır.

Bu projede de çok güzel örnekler yaşıyoruz.”


Tehlikenin farkında mısınız?

 

Burak AY

politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.