Türkiye’den Amerika ve Nato’ya İnce Ayar

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Koray KAMACI

Evet, sevgili dostlar birçok yazımda belirttiğim gibi; Devlet asla Uluslararası alanda hissi davranmamalı dedim. Birçok kez ısrarla belirttim. Hem Suriye olayında hem de Mısır olayında bu sözümü ısrarla yazılarımda kullandım. Netice itibari ile özellikle dış politikada yapılan hatalardan bir nebze olsun yavaş yavaş geri dönülmeye başlandı. Dış politika bir Ülkenin kaderini belirler. Uçuruma da sürükler, uçurumdan da alır. Türkiye ise özellikle Suriye olayında birçok kez dış politikası yüzünden uçurumun kenarına gelmiştir. Diplomaside ki acemice hatalardan dolayı birçok kez Devlet zor durumda kalmıştır. Neyse ki Türkiye özellikle Milli savunma alanında muazzam bir diplomasi atağına kalkmış ve Türkiye’nin, geçenlerde açtığı ''uzun menzilli füze savunma sistemi'' ihalesinde Çin ile anlaşması başta ABD olmak üzere, Nato üyesi ülkelerin tepkisini çekmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD tarafından yaptırım altında olan Çinli firma CPMIEC ile Türkiye’nin anlaşmasının tedirgin edici olduğunu belirtti.

İhalede en düşük fiyatı Çinli şirket CPMIEC vermişti. Türkiye’de kendi çıkarlarına uyduğu için hissi davranmayarak, bu şirketle anlaştı. Buraya kadar her şey doğal. Fakat bu anlaşmanın aslında bir restleşme olduğunu görmek çok da zor olmasa gerek. Türkiye özellikle, ABD’nin son zamanlarda Suriye konusunda Rusya ile anlaşmasından dolayı ve olası bir harekâttan vazgeçmesi neticesinde ABD’ye bir nevi tavır almıştı. O tavrı Çin ile anlaşarak bir nevi göstermiş oldu. Tabii ki bu doğrultuda Nato’da Türkiye’nin bu net tavrından payını almıştı. Financial Times da, Türkiye'nin Çin'e verdiği füze savunma sistemi ihalesini değerlendiren bir makale yayımladı."Bazı analistler, anlaşmayı Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisinin yaptığına işaret ediyor" ifadesine yer verilen yazıda, "cömert bir yan anlaşmanın Çin tercihinde katalizatör olabileceği" sorgulanmıştır. Tepkiler karşısında Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, ‘’3.4 milyar dolarlık anlaşmanın tamamen ticari olduğunu ve gereksiz yere siyasallaştırıldığını savundu.’’ Nato genel sekreteri Rasmussen’de yaptığı açıklamada şunları dile getirmişti: “Bizim için önemli olan bir ülkenin sahip olduğu sistemin diğer ülkelerdeki sistemlerle bir arada çalışabilir ve işleyebilir olmasıdır. Türkiye’nin de bu beklentiye uyacağını umuyorum. Her Nato müttefiki ülkenin bu koşulu sağlamasını elbette ki bekliyorum. Bu, Nato üyesi olmanın bir şartıdır” diyerek Nato’nun açık tepkisini belirtmiş oldu.

Hal böyleyken, Türkiye’nin neden Çin ile anlaştığını yukarıda söylediğim ‘’Suriye’’ olayında oyun dışı kalması ve ABD’nin Suriye konusunda anlaşması yer alıyor.  Ancak başka bir neden daha var hem de çok ince bir detay! Bu detay Türkiye’nin Suriye olayından dolayı Nato’dan ve özellikle ABD’den talep ettiği Patriot Füzeleri ile de alakalı bir detaydır. Türkiye önce ABD’den en modern füze savunma sistemlerini almaya çalışmıştı, ama Kongre buna karşı çıkmıştı. Birçok Türk uzmanına göre bu yönde Türkiye ABD’deki İsrail lobicilerinin tepkisiyle karşı karşıya geliyor. Dahası, Türkiye ile İsrail arasında bir çatışmanın meydana gelmesi halinde Nato Türkiye topraklarındaki füze savunma sistemlerine erişimi uzaktan engelleyebilir. Bu nedenle Ankara hiç kimseye bağımlılık duymamak için kendi güvenlik yaklaşımlarına göre kullanabildiği Çin’li füzeleri tercih etti. Bu çok önemli bir husus. Bu hususu birçok kimse göremedi maalesef. Türkiye için belki de bu anlaşma bir milat sayılabilecek kadar önemlidir. Hem ABD’nin hem de Nato’nun boyunduruğundan ve tahakkümünden kurtulmak için gayet güzel bir adımdır.

ABD, sözleşme henüz hükümet tarafından onaylanmadığı için Türkiye’ye tam bir baskı yapmak niyetinde değil. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Başkan Barak Obama yönetiminin Türkiye makamlarının kararı yeniden gözden geçirmesini bekleyip beklemediği sorusuna “Görürüz” yanıtını verdi. Öte yandan Ankara’nın inatçılığı durumunda Washington’un ne gibi önlem alabileceği sorusunu da yanıtlamaktan kaçındı. ABD Dışişleri Sözcüsü, “Hipotetik yorumlara girmek istemem” dedi. Türkiye inanılmaz bir süreçten geçiyor. Eğer bu anlaşma imzalanmadan rafa kaldırılırsa bunun altında çok kişi kalır. İmzalanırsa da, ABD ve Nato Türkiye’nin bu cesareti karşısında başka yöntemler arayabilir. Tabii bunu bize zaman gösterecektir. Fakat imzalanırsa, Türkiye tarihinde ilk kez uzun menzilli füzeye sahip olacak.

Büyük Devletler çıkarlarına bakar. Büyük Devlet olmanın gereği budur. Türkiye her ne olursa olsun bu anlaşmadan vazgeçmemelidir. Maalesef birçok yazarımız bu hadisenin öneminden bırakın bahsetmeyi, ağızlarına bile almıyorlar. Tabii kalemlerini ABD’de bileten bir grup var Türkiye’de… Bu grup birçok yerde sülük gibi hem iç hem de dış dinamiklerimizi kara propaganda ve psikolojik savaş ile yiyip bitiriyor. ABD’den yüksek lisanslarını tamamlayıp (Bir nevi oradan İcazetlerini alırlar) Türkiye’ye gelip hem asker düşmanı, hem de iç dinamiklerimiz ile oynayıp sorun çıkartan, Ulus Devlete karşı hareket eden ve yalan yanlış haberlerle karşıt strateji geliştiren bu zavallı aciz sözde gazeteci kisvelerini, bu Vatanın gerçek evlatları gazeteciler ve Tarih asla affetmeyecektir.

Ve son söz: ‘’ Devlet Devlet olur ne kadar derinse

                       Köklerini gösterir söz Tarihinse

                       Amacın güçlü Ülkelerin yeriyse

                       Korkmadan güçlendirelim Allah izin verirse.

 

Koray KAMACI

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.