Yeter ki Barış Olsun

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Alper TEKİN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
29 Haziran 2013
29 Haziran 2013 Cuma günü Lice’de askeri karakol yapılması halkın büyük tepkisine yol açtı. Mesele aslında bana göre karakol değil. Tıpkı Taksim direnişinde meselenin Gezi Parkı olmadığı gibi... Lice halkının elinde “savaş değil,barış istiyoruz”, ”siyasal savaş, yurtseverlik savaşı ;tarihe ve toprağa sahip çıkma savaşıdır.” pankartları taşıyorlardı. Lice halkı karakol inşaatını protesto ederken jandarmalara saldırmadı.Jandarma barış pankartı bulunan Lice halkına ateş edeceğine işçilerin çadırlarını kimler ateşe verip  yaktıysa onları yakalayıp tutuklayacaktı. Sonuç olarak 10 kişi yaralandı, 1 kişi ise öldü. Olay’ın büyümesi üzerine Gezi direnişçilerimiz de Lice halkına sahip çıktı.

 

Bu olayı birde PKK terör örgütüne bağlayanlar var. Bu olay PKK terör örgütü ile bağlanmamalıdır. Bu anlayış PKK terör örgütünün ekmeğine yağ sürmektedir. Can bizim canımız, insanlar bizim insanlarımız, toprak bizim toprağımız, ağaç bizim ağacımız, polis bizim polisimiz, Mehmetçik bizim  Mehmetçiğimiz, Taksim bizim, Dikmen bizim, Hopa bizim, Reyhanlı bizim, Uludere bizim, Lice bizim. Silivri cezaevinde tutuklu bulunan aydınlarımız, profesörlerimiz, komutanlarımız, gazetecilerimiz, siyasetçilerimiz bizim. Sonuç olarak TÜRKİYE CUMHURİYETİ bizim ve biz geniş bir aileyiz.

Saydığım, saymadığım herkese selamlarımı iletiyorum.  

Lice’deki olay mevcut iktidarın açılım yalanını tamamen açığa çıkarmış mevcut iktidar’dan ve terör örgütü PKK’dan arınmış yeni bir çözüm süreciyle güçlü Türkiye’nin temellerinin ilk adımlarını atmıştır. Doğu’daki yurttaşlarımız feryat etmiş batı’daki yurttaşlarımız ise bu feryat figan haykırışlarını duyarlılıkla karşılayarak İstanbul’un çeşitli yerlerin, İzmir’de ve Ankara’da Lice halkı için destek yürüyüşleri düzenlemiştir. Yakın zamanda Gezi eylemlerini Doğu’daki illerimizde de gördük. Bu yüzden dolayı birbirimize destek çıkmalıyız, sahip çıkmalıyız, birbirimizi kırmamalıyız.
 
Lice halkına karşı yapılan zulmü Gezi direnişçilerinin sahiplenmesi insanlık ve kardeşlik duygusunu uyandırmıştır. Bu duyguya PKK gibi terör örgütlerini katmamak gerekir. Gezi'deki olaylarda RTE'ye karşı direnen yurttaşlarımız biber gazı, kimyasal su, plastik mermi yerken; Diyarbakır/Lice dahil olmak üzere bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkı direnişe geçmişti. Bu olay görmezden gelinmemelidir. Fikirlerimizde ki zincirlerini kırmalı,ön yargılardan arınmalı,peşin hükümlülüğü ortadan kaldırıp insan kavramını ele alınarak bu konu geniş ve olumlu yönde düşünülmelidir.İnsanlık ve kardeşlik duygularımız gelişti bunun farkındayız,farkında olmak zorundayız.
 
Uludere’de suçsuz yere insanlarımız öldü, Reyhanlı’da bombalar ardı ardına patladı herkes feryat figan içinde kaldı. Karşılığında Reyhanlı halkımızda biber gazı, tazyikli su ile polisten zulüm gördü, Lice’deki olayı zaten biliyoruz boş yere halkı üzerine ateş açıldı. Bunların hesabını kim verecek? Taksim’de insanlar hiç kimseye zarar vermiyordu darmaduman edip park’ın içini boşalttılar.Dikkatimi çekti Ankara’da özellikle Dikmen’de her gün halk polisten zulüm görüyor.Evlerin dördüncü katlarına,beşinci katlarına tazyikli su sıkmak,biber gazı atmak ne demek ? Bunu yapan polislerimiz birer emir kulu bu konuda polislerimize kızmıyorum.Kabahat ana kademe yöneticilerinde ve RTE’de

 

Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur. Bu masum insanlar, Yahudi de olur, Arap da, Hıristiyan da. Ölenlerde ırk ve din ayrımı yapılmaz. Ölen insandır. – Uğur Mumcu
 
 
Alper TEKİN
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.