Sayın Saadet Toksöz, Görüşlerimiz yakın olmakla birlikte bakış açımız farklı?
Yazınızda sıralamış olduğunuz sorular benim için cevapsız sorular değildir.
Bu soruları şu şekilde cevaplamak istiyorum:
Cumhuriyet yönetiminde ülkeyi yöneten siyasi otoritenin kalitesinden çok devletin kurumlarının kalite ve pozisyonu önemlidir.
Kurumların kalite ve pozisyonunu "sistem" belirler.
Bizim ülkemizde siyasetçiler,iktidar devletin kurumlarına ne kadar egemen olursa devletin o kadar iyi çalışacağını zanneder.
Bu aynı zamanda anayasamızı yapanlarında anlayışıdır.
Gerçek cumhuriyetlerde yasama, yürtme ve yargı kuvvetleri vardır. Oysa bizde, yasama vardır. yürütmenin yerinde gene yasama vardır. Böyle olunca burada bir hukuksuzluk doğmakta, hukuksuzluktan dolayı da yasama ile yargı arasında kavga ve hesaplaşma durmu ortaya çıkmaktadır.
sistemde ki hata, Yasama ile yürütme arasında ayrılığın olmaması diyeceğim ama diyemiyorum!
Çünkü, Bizim anayasalarımıza göre, bizim cumhuriyetimiz üç kuvvetten oluşmaz! bizim anayasalarımıza göre yürütme hükümettir! yasama nedir? yasama da hükümettir.
İster adına hükümet diyelim, ister iktidar diyelim, bunlar yasama kuvvetine aittirler.
Hükümeti yürütme olarak tarif eden anayasalarla cumhuriyet falan olmaz! olsa bile ülkeye ve millete faydası olmaz!
Yürütme, devlet görevini yürütmekten gelen bir tabirdir. Devlet görevi devletin kurumları tarafından yürütülür. yürütme gerçekte genel müdür ve onun altındakilerin, valiler ve onların altındakilerin, kurum başkanları ve onların altındakilerin işidir. Hükümetten yürütme olarak bahseden bir anayasa cehalet anayasasıdır cumhuriyet değil!
Hükümet yürütme olur ise ne olur?
Kuvvetler ayrılığı diye bir ayrılık ortadan kalkar!
Rejim yasama ver yargıdan ibaret iki kuvvetli bir rejim haline gelir ki, Şekil "a" da görüldüğü gibi yasama yargıyı da zorlayacak, rejim tek kuvvetten ibaret bir rejim haline dönüşme eğilimi gösterecektir.
Bunu söyleyen İzzet Kütükoğlu'nun iktidar yargı çatışmasında yargıdan yana olması gerekir değil mi?
Ama ben yargının tarafında değilim.
Çünkü, bu yargı bu anayasal cumhuriyeti cumhuriyet belliyor ve onu savunuyor da ondan!
Ey ülkemin yargıçları, bu ülkenin anayasasına göre yürütmenin ne olduğunu düşünmezseniz, bunu cumhuriyet diye sahiplenirseniz. Kusura bakmayın yansın bu cumhuriyet derim! "yanıkta ot tez biter..." belkide sahiden cumhuriyette bitebilir.
Peki Hükümete yürütme denirse ne olur?
Devletin kurumları iktidar partisinin emir kulu, dalkavuğu haline gelir. Devletin en uç noktasındaki işler bile hükümet emri ile yürütülür. Genel müdür, vali, ve diğerleri vaziyeti idare eder. Bakanın ve siyasetçilerin egolarını tatmin etmekle vakit geçirirler. Bu düzenin kurumlarıyla hiç bir başarı sağlanamaz!
Çünkü, "bu düzenin bürokratı işini bilir." makamın tadını çıkarmaktır işleri!
Üstelik bu bürokratlar iş yapsın diye değil, bakanın emrine itaat etsinler diye tayin edilirler.
Bu millette bu kurumlardan ülkeye hizmet bekler.
Ülke başarısız oluncada, bunca potansiyele sahip bir ülke neden başarılı olamadı, neden insanlar işsiz, neden ülke yoksul muhtaç, neden dış güçlerin emrindeyiz? gibi sorularla kafa yorarız.
Devleti devlet yapan kurumlarıdır...
Her devlet kurumunun başına bir kukla, bir emir kulu oturtursan o devletten ne beklersin ne!!!
Allame allame iktidarların anlayışı zihniyeti bozuk demesin kimse!
Anayasası bu olanın iktidarı bu olur!
saygılarımla.
Yorumlar
sorularınızın bana göre cevabı
Sayın Saadet Toksöz, Görüşlerimiz yakın olmakla birlikte bakış açımız farklı?
Yazınızda sıralamış olduğunuz sorular benim için cevapsız sorular değildir.
Bu soruları şu şekilde cevaplamak istiyorum:
Cumhuriyet yönetiminde ülkeyi yöneten siyasi otoritenin kalitesinden çok devletin kurumlarının kalite ve pozisyonu önemlidir.
Kurumların kalite ve pozisyonunu "sistem" belirler.
Bizim ülkemizde siyasetçiler,iktidar devletin kurumlarına ne kadar egemen olursa devletin o kadar iyi çalışacağını zanneder.
Bu aynı zamanda anayasamızı yapanlarında anlayışıdır.
Gerçek cumhuriyetlerde yasama, yürtme ve yargı kuvvetleri vardır. Oysa bizde, yasama vardır. yürütmenin yerinde gene yasama vardır. Böyle olunca burada bir hukuksuzluk doğmakta, hukuksuzluktan dolayı da yasama ile yargı arasında kavga ve hesaplaşma durmu ortaya çıkmaktadır.
sistemde ki hata, Yasama ile yürütme arasında ayrılığın olmaması diyeceğim ama diyemiyorum!
Çünkü, Bizim anayasalarımıza göre, bizim cumhuriyetimiz üç kuvvetten oluşmaz! bizim anayasalarımıza göre yürütme hükümettir! yasama nedir? yasama da hükümettir.
İster adına hükümet diyelim, ister iktidar diyelim, bunlar yasama kuvvetine aittirler.
Hükümeti yürütme olarak tarif eden anayasalarla cumhuriyet falan olmaz! olsa bile ülkeye ve millete faydası olmaz!
Yürütme, devlet görevini yürütmekten gelen bir tabirdir. Devlet görevi devletin kurumları tarafından yürütülür. yürütme gerçekte genel müdür ve onun altındakilerin, valiler ve onların altındakilerin, kurum başkanları ve onların altındakilerin işidir. Hükümetten yürütme olarak bahseden bir anayasa cehalet anayasasıdır cumhuriyet değil!
Hükümet yürütme olur ise ne olur?
Kuvvetler ayrılığı diye bir ayrılık ortadan kalkar!
Rejim yasama ver yargıdan ibaret iki kuvvetli bir rejim haline gelir ki, Şekil "a" da görüldüğü gibi yasama yargıyı da zorlayacak, rejim tek kuvvetten ibaret bir rejim haline dönüşme eğilimi gösterecektir.
Bunu söyleyen İzzet Kütükoğlu'nun iktidar yargı çatışmasında yargıdan yana olması gerekir değil mi?
Ama ben yargının tarafında değilim.
Çünkü, bu yargı bu anayasal cumhuriyeti cumhuriyet belliyor ve onu savunuyor da ondan!
Ey ülkemin yargıçları, bu ülkenin anayasasına göre yürütmenin ne olduğunu düşünmezseniz, bunu cumhuriyet diye sahiplenirseniz. Kusura bakmayın yansın bu cumhuriyet derim! "yanıkta ot tez biter..." belkide sahiden cumhuriyette bitebilir.
Peki Hükümete yürütme denirse ne olur?
Devletin kurumları iktidar partisinin emir kulu, dalkavuğu haline gelir. Devletin en uç noktasındaki işler bile hükümet emri ile yürütülür. Genel müdür, vali, ve diğerleri vaziyeti idare eder. Bakanın ve siyasetçilerin egolarını tatmin etmekle vakit geçirirler. Bu düzenin kurumlarıyla hiç bir başarı sağlanamaz!
Çünkü, "bu düzenin bürokratı işini bilir." makamın tadını çıkarmaktır işleri!
Üstelik bu bürokratlar iş yapsın diye değil, bakanın emrine itaat etsinler diye tayin edilirler.
Bu millette bu kurumlardan ülkeye hizmet bekler.
Ülke başarısız oluncada, bunca potansiyele sahip bir ülke neden başarılı olamadı, neden insanlar işsiz, neden ülke yoksul muhtaç, neden dış güçlerin emrindeyiz? gibi sorularla kafa yorarız.
Devleti devlet yapan kurumlarıdır...
Her devlet kurumunun başına bir kukla, bir emir kulu oturtursan o devletten ne beklersin ne!!!
Allame allame iktidarların anlayışı zihniyeti bozuk demesin kimse!
Anayasası bu olanın iktidarı bu olur!
saygılarımla.