Yazının Yazıldığı Tarih:
12/12/2010
Bir inşaat işinde çalışmak üzere Rusya’ya gitmek için 16 Mart 2001 tarihinde bindiği uçağın Çeçen teröristler tarafından kaçırılan Rus uçağına sözde kurtarma operasyonu düzenleyerek 1 hostes 1 korsan ve Türk yolcu Gürsel KAMBAL’ın da aralarında olduğu 3 kişi yaşamını yitirmişti. Ve ardından Arap özel birlikleri zafer çığlıkları atarak göbek atmışlardı o sahne aklımdan gitmiyor.
27 Yaşında gencecik bir fakir Türk genci elbette tatile değil çalışmaya gidiyordu ve para kazanmaya ihtiyacı vardı.
Çok uzun yıllardır işsizlik sorunu yaşanan ülkemizde birçok hükümet bu konuyu çözememiş hatta halkı asgari ücrete mahkûm edip açlıktan ölmeme sınırında yaşamalarına neden olmuştur.
Bu günlerde başbakan, İsrail’e hem yangın uçağı gönderip hem de tazminat ve özür hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz diyerek babacan, ağır ve karizmatik yönü ile seçmenlerinin gönlünde iyice yer tutuyor ya, aklıma bazı sorular getiriyor bu durum.
( İsrail tazminat ödemeyeceğini ve özür dilemeyeceğini bir kez daha açıkladı. )
Mesela Davos Fatihi Başbakanımız 2009 tarihinde İsrail cumhurbaşkanı Perez’ e Kasımpaşa babayiğidi edasıyla ‘’Sayın Perez siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz.’’ diyerek kahraman olmuştu ya!
Çok kısa bir süre öncede hatırlarsınız bazı gizli düzenlemelerle yola çıkarılan ve adı Mavi Marmara olarak düzenlenen gemiye, beyni yıkanmış vatandaşlar bindirilip kutsal görev adı altında ölüme gönderilmişlerdi. Hatta gemiye bebeği olan bir anneye cennet vaat edilerek(!) bindirilip neredeyse bebeğin ölümüyle de sonuçlanacak ayrı bir acı skandal gerçekleşmek üzereydiler. Hiç kimse o anneye soruşturma dahi açmaya kalkışmıyor, yapılan eylem’in kutsandığından olsa gerek.
Yolculuk döneminde ve İsrail’in gemiyi karşılama hazırlıkları sırasında kan döküleceği belliydi.
Şimdi tazminat ve özür istiyor Sayın Başbakan. Peki, bugün bir inşaat sahasının girişinde bile: ‘’ İnşaat’a girmek tehlikeli ve yasaktır.’’ levhası varken, ağır sanayi işyerlerinde de baretle çalışmak zorunlu iken, böyle birçok ölüm ve sakatlanma tehlikesi olan durumlarda bile ikaz levhası dahi varken; Madem o insanları oraya göndermeden önce adam öldürdüklerini iyi bildiklerini biliyordunuz da şimdi neden ve kimlere kahramanlık yapıyorsunuz?
O insanların aileleri, yetim çocuklarına kimin bakması gerekiyor?
Amerikalı savaş karşıtı kadın Rachel CORRİE’yi 16 Mart 2003 tarihinde buldozerle ezerken vahşiliğini kanıtlamış bir ülkeyi sözde korumak(!) için ülkemizde füze kalkanı kurduğunuz hedef ülke olan ve aynı zamanda Ortadoğu barış lideri olarak birçok kez ziyaret ettiğiniz İran’da da, petrol zenginlerine fabrikalarımız, değerli kurumlarımız ve arazilerimizi peşkeş çektiğiniz Arabistan’da da birçok Türk'ün çalıştığını bazılarının haksız yere idam sehpasına götürüldüğünü/götürüleceğini biliyor musunuz ya da umursuyor musunuz?
Onların aileleri içinde tazminat ve özür beklentiniz var mı?
2008 de hakkında idam hükmü verilen, yine çalışmak üzere Arabistan’a gitmiş olan bir başka vatandaşımız Sabri BOĞDAY’ için bu güne kadar bir girişimde bulundunuz mu?
Gürsel KAMBAL için, Sabri BOĞDAY’ için ve adını dahi bilmediğiniz vatandaşlarımızın ölümüne yol açan, Türkleri onlarsız yapamaz diyerek örnek verdiğiniz Araplardan özür veya tazminat isteyecek misiniz?
Ya da, var olma nedeni millet olan DEVLET’in başındaki sorumlu olarak ailelerine tazminat ödeyecek, geride yetim kalan çocuklarına bakacak mısınız?
İrfan Değirmenci
Yorumlar