Yazının Yazıldığı Tarih:
5 Mart 2010
Demokrasi'nin en önemli unsurlarından biri basındır.
Basının özgür olması, özgür bir demokrasi açısından son derece önemlidir.
Dünya'nın hiç bir gelişmiş demokrasisinde gazetecilerin, yazarların, profesörlerin ve bilim adamlarının bu kadar kolay gözaltına alınıp aylarca, yıllarca cezaevinde tutulduğunu görmüyoruz. Kaldı ki gözaltına alınan gazetecilerimizin elle tutulur somut bir suçları da yok. Tamamen gerekçesiz ve nedensiz şekilde içerdeler.
Ayrıca içeri alınanların muhalif olmaları da kuşkuyla yaklaşılması gereken bir durum…
Gazetecilerin terörist olarak gösterilmesi veya halkı kin ve düşmanlığa yönlendiren kişiler olarak suçlanması son derece acıdır.
Özgür muhalefet hakkının gazeteci, bilim adamı demeden herkesin elinden, hem de bu insanları lekeleyerek, terörist diye suçlayarak alınması; sadece basın özgürlüğünün değil, özgür düşüncenin, dolayısıyla özgürlüğün kısıtlanması adına atılmış vahim bir adımdır.
Bu tür kısıtlayıcı uygulamaları ancak dikta rejimiyle yönetilen ülkelerde görmekteyiz.
Ülke tehlikeli bir sınavdan geçiyor.
Bu sınavı ya Mustafa Kemal'in kurduğu Cumhuriyet'i yıkmak isteyenler kazanacak, ya da Mustafa Kemal'in açtığı aydınlık yoldan ilerleyen genç nesil, Bursa Nutkundan hareketle koruyacak Cumhuriyet'i... Nutuk'tan hareketle, gençliğe hitabeden hareketle koruyacak...
Olmaması gereken çok şey oldu ülkemizde.
Unutmayalım ki bu son olaylar da bu zincirin bir halkasıdır. Yani yıldırma, susturma, korkutma politikasıdır.
İşte bu sindirme politikasına, ülkenin aydın, düşünür insanlarının suçlandığı bu anlayışa dur demek ancak Mustafa Kemal'e gönülden bağlı genç kuşağın işidir.
Özgür düşünce suç değildir, olamaz...
Murat HASGÜN
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar