Milliyetçilik,ulusalcılığı aynı kategori altına alırsak dünyada kendini iki tür olarak göstermiştir;birincisi rousseau'cu denilen yurttaşlık bağıyla bağlı insanların yaşadığı ulusalcılık,ikincisi ise ırka dayalı milliyetçilik.İkinci yöntem her zaman emperyalistlerin,ülkeleri iç karışıklığa sürüklemesinde önemli bir role sahip olmuştur ve bu tuzağa düşen ülkeler her zaman iç karışıklıklardan ve yurttaşlık problemlerinden önüne bakamamıştır bu oyun her zaman işe yarar ve emperyalistlerin en büyük silahıdır.Her devlet kendi toprakları üstünde yaşayan halklara uygun bir vatandaşlık geliştirmelidir ve bu herkesin kendisini aidiyet duygusuyla ülkeye teslim edişiyle sonuçlanır malesef türkiye bunu başaramamış ve günümüze kadar gelen sorunlara ve bunların üzerinden oynanan oyunlara yol açmıştır.
Son olarak bahsedilmesi gereken eğer ikinci tür milliyetçilik ülkeleri iyi bir yere getirebilseydi,almanya kendi sonunu kazmazdı,amerika yurttaşlık bağıyla yeni,ortak bir ulus yaratmazdı yahut sscb ideolojisine de bağlı olarak milliyetçiliği bir kenara bırakmazdı.Unutmamak gerekir ki amerika hala devam etmekle birlikte sscb ile birlikte son yüzyıla damgasını vurmuş iki süper güçtür.
Sonuç olarak kontrolsüz bir milliyetçilik ülkelere hiçbir gelişmişlik kazandıramazken,kontrollü bir ulusalcılık,ulusun iç barış yoluyla refaha ulaşmasında en önemli silahtır.
NOT:Wilson ilkeleri her etnik grubun çoğunluk olduğu toprakta egemen bir devlet kurmasını öngörürken yani etnik milliyetçiliği teşfik ederken,kendi topraklarında neden kapsayıcı bir ulus modelini tercih etmiştir ve bunu amerikanın her zaman için en büyük güvencesi olarak görmüştür,bu da düşünülmesi gereken önemli bir noktadır.
Yorumlar
Milliyetçilik,ulusalcılığı
Milliyetçilik,ulusalcılığı aynı kategori altına alırsak dünyada kendini iki tür olarak göstermiştir;birincisi rousseau'cu denilen yurttaşlık bağıyla bağlı insanların yaşadığı ulusalcılık,ikincisi ise ırka dayalı milliyetçilik.İkinci yöntem her zaman emperyalistlerin,ülkeleri iç karışıklığa sürüklemesinde önemli bir role sahip olmuştur ve bu tuzağa düşen ülkeler her zaman iç karışıklıklardan ve yurttaşlık problemlerinden önüne bakamamıştır bu oyun her zaman işe yarar ve emperyalistlerin en büyük silahıdır.Her devlet kendi toprakları üstünde yaşayan halklara uygun bir vatandaşlık geliştirmelidir ve bu herkesin kendisini aidiyet duygusuyla ülkeye teslim edişiyle sonuçlanır malesef türkiye bunu başaramamış ve günümüze kadar gelen sorunlara ve bunların üzerinden oynanan oyunlara yol açmıştır.
Son olarak bahsedilmesi gereken eğer ikinci tür milliyetçilik ülkeleri iyi bir yere getirebilseydi,almanya kendi sonunu kazmazdı,amerika yurttaşlık bağıyla yeni,ortak bir ulus yaratmazdı yahut sscb ideolojisine de bağlı olarak milliyetçiliği bir kenara bırakmazdı.Unutmamak gerekir ki amerika hala devam etmekle birlikte sscb ile birlikte son yüzyıla damgasını vurmuş iki süper güçtür.
Sonuç olarak kontrolsüz bir milliyetçilik ülkelere hiçbir gelişmişlik kazandıramazken,kontrollü bir ulusalcılık,ulusun iç barış yoluyla refaha ulaşmasında en önemli silahtır.
NOT:Wilson ilkeleri her etnik grubun çoğunluk olduğu toprakta egemen bir devlet kurmasını öngörürken yani etnik milliyetçiliği teşfik ederken,kendi topraklarında neden kapsayıcı bir ulus modelini tercih etmiştir ve bunu amerikanın her zaman için en büyük güvencesi olarak görmüştür,bu da düşünülmesi gereken önemli bir noktadır.