İçeriği Yazan: Mehmet ÇAĞIRICI Zaman: Cum, 28/10/2011 - 12:52
Yazar tarihten verdiği örneklerle terörün psikolojik bir silah olduğunu anlatmaya çalışmış. Bu tesbitte sanırım hepimiz aynı fikirdeyiz. Terörün günahsız ve masum insanların yaşam ve sağlık haklarına saldırarak toplumda "Korku ve Panik" yaratmak olduğu ortada. Terör olaylarına tanık olmuş veya maruz kalmış insanların ilk tepkileri doğal olarak elbette "Şok, Kızgınlık, öfke ve nefret" olacaktır. Ancak toplumsal ve akıllı bir varlık olan insan çevresindeki olup biten bütün olaylara önce "duygusal" tepki gösterse de, sonradan sakinleşince bu soruna "akılcı"(rasyonel) çözümler üretmek durumundadır.
Terör konusunda asıl yoğunlaşmamız gereken noktada da burası olmalıdır. Evet; terör insanların güvenlik duygusuna yönelik bir psikolojik silahtır. Ölüm ve dehşet saçan, korkutmak ve yıldırmak isteyen bir silah! Ancak her silahı kullanan bir özne ve öznenin de bu silahı kullanmasının bir amacı vardır. Önemli olan terör silahını kim, niçin kullanmaktadır sorusuna doğru yanıt bulmaktır.
Ülkemizle bağlantısı içinde ve güncel bir konu olarak terör silahını PKK kullanmaktadır. Ama PKK'nın kendisi de aslında "siyasal bir silah"tır. Sayın İhsan SEFER'in dediği gibi terör uygulayan güç aslında taşerondur. İpler başka güçlerin elindedir. Yani demek ki siyasi olarak terörün gerçek öznesi görünmeyen, kendi elini kanla kirletmeyen güçlerdir. Bu güçün adını koyalım: Emperyalizm!
Şimdi de neden emperyalizm PKK terör örgütünü ülkemize ve masum yurttaşlarımıza karşı korku ve dehşet saçmak için kullanmaktadır sorusuna yanıt bulmamız gerekir. Aslında bu sorunun yanıtı da çok basit. Çünkü bu sorun emperyalizmin karakterinden kaynaklanan bir sorundur. Türkiye bu emperyalist karakterle Kurtuluş Mücadelesinde zengin deneyimler yaşamış bir ülkedir.
Emperyalizmin amacı, içinde ülkemiz Türkiye'nin de bulunduğu Ortadoğu ve Körfez bölgesini kendi kontrolü altına almakır. Neden? çünkü bu bölge Petrol, gaz, su vs. gibi onların istediği enerji ve hammadde kaynakları bakımından çok zengin olduğu gibi, aynı zamanda da Suveyş Kanalı, İran Körfezi gibi kıtalar arası büyük nakliyatın merkezidir. Bu nedenle emperyalizm bölgede Türkiye, Irak ve İran gibi kendi başına buyruk, ekonomik, siyasi ve askeri olarak güçlü devletler istemiyor. Ayrıca Türkiye'ye karşı Kurtuluş mücadelesinden kalan bir de kuyruk acısı var tabii.
Irak'ı iki kez fiilen işgal edip bölmeye çalıştı. Sırada Türkiye ve İran var. Bu ülkeleri bölmede en önemli bahanesi ve aracı ise "Kürt" milliyetçiliğidir. Çünkü bölgede kurulacak bağımsız bir Kürt devleti hem Irak'ı, hem İran'ı ve hem de Türkiye'yi bölüp parçalayacaktır, hem de kendisine İsrail gibi, Katar gibi, Suudi Arabistan gibi köpek kadar sadık devlet ve üsler sağlayacaktır. Kısaca her zamanki bilinen emperyalist "Böl ve yönet!" politikası bu bölgede de uygulanmaktadır. Onun için Türkiye'de ve bölge ülkelerinde Kürt milliyetçiliğini "Kürt Sorunu" başlığı altında kışkırtmaktadır. Kürt meselesini kendisinin ve işbirlikçisi büyük sermayenin denetimindeki medya ile her gün beynimize adeta çakmaktadır. PKK'ya ise sadece bağımsız devlet kurma hayallerinde umut ve cesaret vermekle kalmıyor, herkesinde bildiği gibi, Irak'ı işgal ederek ona üs sağladı, silah, cephane, bombalarla donattı ve nihayet enformasyon ve losjistik destekle onu halen terörde cesaretlendiriyor.
Özetle korkunun ecele faydası yok ama aklımızı kullanırsak bu insanlık düşmanı terör belasından pekala kurtulabiliriz. Bunun için en başta Terörün arkasındaki gerçek gücün emperyalizmin iki yüzlü, kötü niyetli politikalarının olduğunu halkımıza anlatmaktır. Gerçekleri öğrenen halkımız emperyalizmin de terörün de hakkından gelecektir. Biz, tarihmizde bunu becereceğimizi bir kez kanıtlamamış bir ulusuz! Bu özelliğimiz asla unutulmamalıdır.
Yorumlar
Terör ve Türkiye
Yazar tarihten verdiği örneklerle terörün psikolojik bir silah olduğunu anlatmaya çalışmış. Bu tesbitte sanırım hepimiz aynı fikirdeyiz. Terörün günahsız ve masum insanların yaşam ve sağlık haklarına saldırarak toplumda "Korku ve Panik" yaratmak olduğu ortada. Terör olaylarına tanık olmuş veya maruz kalmış insanların ilk tepkileri doğal olarak elbette "Şok, Kızgınlık, öfke ve nefret" olacaktır. Ancak toplumsal ve akıllı bir varlık olan insan çevresindeki olup biten bütün olaylara önce "duygusal" tepki gösterse de, sonradan sakinleşince bu soruna "akılcı"(rasyonel) çözümler üretmek durumundadır.
Terör konusunda asıl yoğunlaşmamız gereken noktada da burası olmalıdır. Evet; terör insanların güvenlik duygusuna yönelik bir psikolojik silahtır. Ölüm ve dehşet saçan, korkutmak ve yıldırmak isteyen bir silah! Ancak her silahı kullanan bir özne ve öznenin de bu silahı kullanmasının bir amacı vardır. Önemli olan terör silahını kim, niçin kullanmaktadır sorusuna doğru yanıt bulmaktır.
Ülkemizle bağlantısı içinde ve güncel bir konu olarak terör silahını PKK kullanmaktadır. Ama PKK'nın kendisi de aslında "siyasal bir silah"tır. Sayın İhsan SEFER'in dediği gibi terör uygulayan güç aslında taşerondur. İpler başka güçlerin elindedir. Yani demek ki siyasi olarak terörün gerçek öznesi görünmeyen, kendi elini kanla kirletmeyen güçlerdir. Bu güçün adını koyalım: Emperyalizm!
Şimdi de neden emperyalizm PKK terör örgütünü ülkemize ve masum yurttaşlarımıza karşı korku ve dehşet saçmak için kullanmaktadır sorusuna yanıt bulmamız gerekir. Aslında bu sorunun yanıtı da çok basit. Çünkü bu sorun emperyalizmin karakterinden kaynaklanan bir sorundur. Türkiye bu emperyalist karakterle Kurtuluş Mücadelesinde zengin deneyimler yaşamış bir ülkedir.
Emperyalizmin amacı, içinde ülkemiz Türkiye'nin de bulunduğu Ortadoğu ve Körfez bölgesini kendi kontrolü altına almakır. Neden? çünkü bu bölge Petrol, gaz, su vs. gibi onların istediği enerji ve hammadde kaynakları bakımından çok zengin olduğu gibi, aynı zamanda da Suveyş Kanalı, İran Körfezi gibi kıtalar arası büyük nakliyatın merkezidir. Bu nedenle emperyalizm bölgede Türkiye, Irak ve İran gibi kendi başına buyruk, ekonomik, siyasi ve askeri olarak güçlü devletler istemiyor. Ayrıca Türkiye'ye karşı Kurtuluş mücadelesinden kalan bir de kuyruk acısı var tabii.
Irak'ı iki kez fiilen işgal edip bölmeye çalıştı. Sırada Türkiye ve İran var. Bu ülkeleri bölmede en önemli bahanesi ve aracı ise "Kürt" milliyetçiliğidir. Çünkü bölgede kurulacak bağımsız bir Kürt devleti hem Irak'ı, hem İran'ı ve hem de Türkiye'yi bölüp parçalayacaktır, hem de kendisine İsrail gibi, Katar gibi, Suudi Arabistan gibi köpek kadar sadık devlet ve üsler sağlayacaktır. Kısaca her zamanki bilinen emperyalist "Böl ve yönet!" politikası bu bölgede de uygulanmaktadır. Onun için Türkiye'de ve bölge ülkelerinde Kürt milliyetçiliğini "Kürt Sorunu" başlığı altında kışkırtmaktadır. Kürt meselesini kendisinin ve işbirlikçisi büyük sermayenin denetimindeki medya ile her gün beynimize adeta çakmaktadır. PKK'ya ise sadece bağımsız devlet kurma hayallerinde umut ve cesaret vermekle kalmıyor, herkesinde bildiği gibi, Irak'ı işgal ederek ona üs sağladı, silah, cephane, bombalarla donattı ve nihayet enformasyon ve losjistik destekle onu halen terörde cesaretlendiriyor.
Özetle korkunun ecele faydası yok ama aklımızı kullanırsak bu insanlık düşmanı terör belasından pekala kurtulabiliriz. Bunun için en başta Terörün arkasındaki gerçek gücün emperyalizmin iki yüzlü, kötü niyetli politikalarının olduğunu halkımıza anlatmaktır. Gerçekleri öğrenen halkımız emperyalizmin de terörün de hakkından gelecektir. Biz, tarihmizde bunu becereceğimizi bir kez kanıtlamamış bir ulusuz! Bu özelliğimiz asla unutulmamalıdır.