Millî Siyaset(!)...

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN aşağıdaki şu sözleri...

“Dış siyaset, bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı bir şekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluşa dayanmayan dış siyasetler, daima kötü duruma sürüklenirler. Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa, dış siyaseti de o oranda güçlü ve sağlam olur.”

... Bir ülkenin siyasetinin “Millî Güce” dayanması gerçeğini, bizlere tüm açıklığıyla ifade etmektedir.

Bir devlet, bu devletin siyasetçilerinin veya yöneticilerinin, ülkesini kendi iç dinamiklerinden almadıkları bir irade ile yönetmeye kalmaları durumunda, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, kötü durumlarla karşılaşması çok büyük bir olasılıktır. İki üç gündür memleketimiz, Türk Silâhlı Kuvvetlerine ait bir jetimizin, Suriye tarafından düşürülmesi hadisesini konuşmakta. Suriye, kendi içinde kaynamakta olan bir ülke. Suriye’de yaşanan sivil halka yönelik katliamlar, Türkiye’de olduğu gibi, uluslararası camiada da endişeyle takip edilmekte.

Suriye’deki rejim, meşruiyetini koruduğu zannıyla vatandaşlarına, özellikle, kendi anlayışına muhalif vatandaşlarına her türlü fenalığı reva görmekte. Öte yandan, Suriye’deki despot ve eli kanlı rejim, uluslararası satranç tahtasının konumlandırılmış şekline göre, kimi devletler tarafından “tam destek” görürken; devletler bloğu diyebileceğimiz bir başka devletler tarafından, “şiddetle” tel’in edilmekte, eleştirilmekte ve derhal ülke yönetiminden uzaklaşmaları hususunda, mütemadiyen uyarılmaktalar.

Suriye’de kanlı olaylar gerçekleştiğinden beridir, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Suriye rejimi arasında “Dış Siyasa” gergin bir ip vaziyetinde. Türkiye, son dönemlerde Suriye ordusu tarafından gerçekleştirilen, sivil halk ve çoluk çocuk gözetilmeksizin gerçekleştirilen, kanlı harekâtlar neticesinde, Suriye’deki devlet temsilcilerini ülkemize geri çağırdı. Ve şimdi de, bu son olay, Jetimizin düşürülmesi hadisesi, ülkemiz ile Suriye arasındaki ilişkinin gerginliğini daha fazla arttıracak gibi.

İşte şimdi bu son olayda, akliselim ve devlet adamı olma basireti ön plana çıkarılmalıdır. Ülkemiz, gücünü “tamamen” içeriden alınan bir “iradeyle” mi yönetilmekte; ya da...

Erhan SALMAN

iletisim@politikadergisi.com [2]