Habur'dan Nevruz'a Bir AKP Klasiği

Bugün tutunacak dalı olmayan insanların geleceği düşünme ihtimalleri yoktur..AKP’nin de elinde ki en önemli malzeme budur…

Bir toplumu, milleti ayakta tutan 3 önemli unsur: ‘kendine güven’ , ‘başkalarına güven’ , ‘kurumlara güven’ dir..

Peki; AKP ne yapmıştır?

Kendine güven; taşıt, konut, kredi kartı gibi borçlanmalarla iktidara ve istikrara ipotek ettirilmiştir.

Başkalarına güven; her türlü kötülüğün başı olan faizin sokulmadığı ev bırakılmayarak bankalara güvene çevrilmiştir.

Kurumlara güven; Deniz Feneri, YÖK, ÖSYM ve Ergenekon, Balyoz, Kafes gibi davalarla yerle yeksan edilmiştir.

DİE’nin TÜİK’e çevrilip enflasyon, kişi başına gelir hesaplamalarının değiştirilmesi, TÜBİTAK’ın, Adli Tıp’ın idari yapısının, bürokrat alım yöntemlerinin değiştirilmesi, telefonların dinlenildiği Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın yapılandırılması, medyanın yandaşlaştırılması, toplumun kurbağa misali bu manzaralara alışmasını hazırlayan  etkenlerdi.

Bugün gelecek kaygısıyla, bir kriz çıkarsa borcu katlanır korkusuyla adeta halkın ayaklarına prangalar vurulmuş, diğer konuşacakların, yazacakların da dilleri, kalemleri Silivri, Ergenekon tehditleriyle susturulmuştur.

Sermaye vergi ve ceza şantajlarıyla kontrol altına alınmış, ananı da al git, oyuna kime verirsen ver denilenler de kullanılıp atılan parçalara dönüştürülmüştür.

Siyasi partiler yasasının antidemokratik yapısı ve ileri demokrasi safsatalarıyla iktidarın manevra alanı genişlemiş, vatandaşınsa seçme ve seçilme özgürlüğü para ve yalakalık siyasette temel unsur haline getirilerek dar ve ahlaksız bir alana hapsedilmiştir.

Vatandaş en kolay harcanabilen parça olduğunu ancak sıra kendine geldiğinde anlayabilecek, iş işten geçmiş olacaktır.

Toplum tüketerek mutlu olmaya alıştırılmış, milli değerlerin tüketilmesi de bu mutluluk sepetinin içine çaktırılmadan sokulmuştur.
 

Nasıl dün Habur’a prim verenlerse, Nevruz’da tekrar aynı manzaraları yaşatan, bugün de Türk Bayrağı olmayan, PKK bayrakları, Apo posterleri olan, teröristbaşının barış lideri olarak empoze edildiği, teröristlerin elini kolunu sallayarak gelip o meydanlarda konuşturulduğu bu tarz Nevruz’ları hazmedenler, bu manzaralara izin verenler olacaktır, yarın APO’yu özgürleştirecek olanlar..!

Oğuz Kemal ÖZKAN

oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com [2]