Bölünmemiz Giderek Zorlaşıyor…

Vahşi batı orta doğuda değiştirmeye alıştığı sınırları bu sefer bir savaş sonrası değilde iç karışıklıklar sonunda yapmaya çalışıyor. BOP projesi çerçevesinde yeni sınırları oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlar içinde emperyalizmin çıkarına çomak sokanlar alaşağı ediliyor. İşte Irak işte Suriye. Gerçi Suriye hala direniyor ama nereye kadar direnir bilemeyiz.

Emperyalzmin olmazsa olmazı paradır. Ben kişisel olarak sırf bu yüzden biraz geç de olsa Türkiye’nin parçalanma işini silahsız yapma fikrinde olduklarını düşünüyorum. Uzun yıllar çalışarak yarattıkları rejimin bir anda tehlikeye girmesini sanki istemiyorlar.

Bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün partiler onların kurguladığı partilerdir. Özelleştirme adı altında memleketin tüm değerleri peşkeş çekilmiş durumda.

Üretilen az katma değer de ülkeye oluk oluk akan sıcak paraya meze ediliyor. İç ve dış borçlar bu günkü sistemde artık ödenemez duruma gelmiş. Cari açık artık gözden kaçırılamıyor.

Bu duruma gelmemizin en büyük sebeplerinden biri de halkın kazanmadığı kadar harcamaya alıştırılmış olmasıdır. Tüketici krediler tarihinin en yüksek seviyelerinde geziyor. Beş kuruş birikimi olmayan bile ev, araba alıyor. Tabii ondan sonra en çok iş yapan müesseselerin başında icra daireleri geliyor. Sonuç olarak halkımız korkunç bir hızla harcıyor, borçlanıyor, tüketiyor. Emperyalizm için altın yumurtlayan bir tavuğuz. Bu yüzden bizim zarar görmemizi istemiyorlar.

Öte yandan da BOP projesinin yürümesi lazım. Bu yüzden biz sıcak para kaçmadan sessiz sedasız, Bir zamanların Çekoslavakyası gibi bölünmeliyiz. İstedikleri bu ama galiba evdeki hesap çarşıya uymayacak.

Şu an Türkiye üçe bölünmüş durumda.

1)      Emperyalist iş birlikçileri, saros çular, akiller, bölünme anayasacıları, ikinci cumhuriyetçiler, kalemini satmış aydınlar, PKK lılar. AKP sayesinde haksız kazanç sağlayanlar, zengin edilen yandaşlar, sermayesinin büyük bölümünü yabancılara satmış olanlar. Din tacirleri. Meclisinj büyük bölümü.

2)      Vatanseverler, TGB liler, Milli merkezciler, Atatürkçüler, kalemini satmamış aydınlar, ADD gibi bazı sivil toplum kuruluşları. Meclisteki namuslu milletvekilleri.

3)      Ne olduğunun farkında olmayanlar, ne olduğunun farkında olup durumu kendileri için kullanan şark kurnazları.

İlk iki gurup saflarını çok net belirlemiş durumda. Bütün savaş çok geniş bir kesim olan üçüncü gurubu kendi saflarına katma savaşı. Birinci gurup içinde yer alan iktidar bazen maddi olanaklarla, bazen din pazarlayarak bu geniş kesimin çoğunun oyunu almayı başardı. Ancak durum şimdi değişti. PKK ile yapılan ortaklıklar bu kesimin de midesini bulandırmaya başladı. İşte o yüzden akiller diye isimlendirdikleri Kürtçü, Sarosçu, dinci takımını bulantı ilacı olarak halka yolladılar ama maalesef o da ters etki yapıyor, onları gören halk daha fena sancılanıyor.

Öte yandan milli merkezcilerin Atatürk paydasında birleşelim sloganı tutmuş görünüyor. Beklenen onların partileşmeleri ki yakında olacaktır sanıyorum. İşte o zaman birincilerin işleri çok zorlaşacak.

Önümüzdeki günlerde onlara büyük engeller çıkarmaya çalışılacağını düşünüyorm. Ancak ok yaydan çıktı…

İzmir 2013-04-30

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com [2]