İçeriği Yazan: Mehmet ÇAĞIRICI Zaman: Per, 31/07/2014 - 13:41
Sevgili Salman,
Diyorsun ki AKP iktidarı ekonomik ve mali olarak milleti borçlandırmış; ben gidersem istikrar da gider, hepiniz batarsınız, iyisi mi beni desteklemeye devam edin, Öte yandan Erdoğan bütün devlet iktidarını tekeline almış höt diyenin kafasını kırıyor, gözünü çıkarıyor, en azından mahkemeye veriyor, tazminat ödetiyor vs.
Buraya kadar hepsi doğru!
Buna muhalefet ne yapsın; diyorsun!
Bu demektir ki muhalefet ya AKP iktidarı karşısında çaresiz ya beceriksiz ya da sistemde aynı fikirde!
Gerçek bir demokraside muhalefetin temel görevi; mevcut iktidarın halkın çıkarına olmayan uygulamalarını eleştirmek, seçenek göstermektir; hükümeti sürekli halk adına denetlemektir. Bir ülkede muhalefet bu görevleri yerine getiremiyorsa, orada muhalefet boşluğu vardır!
Demokrasinin sağlıklı işleyip işlemediği başlı başına ayrı bir mesele, sistem meselesi!
Ben de bu düşüncedeyim. Yani ülkemizde sahte bir demokrasi var; mecliste yer alan muhalefet partileri, ne yazık ki ana görevlerini yerine getiremiyorlar, üstelik bu sahte demokrasiyi meşrulaştırıyorlar.
Bunun en açık kanıtı geçen seneki yurt çapında en az 5-6 milyon vatandaşımızın katıldığı İstanbul “Gezi” parkında başlayan protesto hareketidir ki bu halk hareketi ağır polis baskısına rağmen en az üç ay sürmüştür. Muhalefet bu hareket sahip çıkmamıştır.
İkinci kanıt olarak ta muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olarak eski AKP’li muhafazakâr, cumhuriyet değerleriyle tam uyum içinde olmayan, “AKP’nin açılım politikalarını destekleyen Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kimseye danışmadan ortak çatı adayı olarak göstermesidir.
Üçüncü kanıt olarak CHP aktif olarak, MHP susarak, ülkeyi bölünmeye hazırlayan ve BOP’un bir uygulaması olduğu açık olan “Açılım” politikalarını desteklemeleridir.
Dördüncü kanıt olarak ise; yıllarca suçsuz, günahsız hapis yatırılan, bazılarının hapislerde ölmelerine neden olan, aileleri ve çocukları perişan edilen, itibarları ve kariyerleri mahvedilen vs. Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların bir kumpas olduğu artık herkesçe kabul edilmesine rağmen, usul hukuku bakımından haklı olsalar bile, bu kumpasçıların soruşturulmalarına ve cezai takip edilmelerine muhalefetçe karşı çıkılmasıdır.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür!
Bu yetenekte ve anlayıştaki bir muhalefetin 12 yıldır iktidarda olan ve iktidarını her defasında pekiştiren Erdoğan ve AKP’yi yıpratıp devirebileceğine sen inanıyor musun? Ben şahsen inanmıyorum.
Eee ne olacak bizim halimiz; diye soracaksın; biliyorum!
Yorumlar
Muhalefet te Sistemin Muhalefeti!
Sevgili Salman,
Diyorsun ki AKP iktidarı ekonomik ve mali olarak milleti borçlandırmış; ben gidersem istikrar da gider, hepiniz batarsınız, iyisi mi beni desteklemeye devam edin, Öte yandan Erdoğan bütün devlet iktidarını tekeline almış höt diyenin kafasını kırıyor, gözünü çıkarıyor, en azından mahkemeye veriyor, tazminat ödetiyor vs.
Buraya kadar hepsi doğru!
Buna muhalefet ne yapsın; diyorsun!
Bu demektir ki muhalefet ya AKP iktidarı karşısında çaresiz ya beceriksiz ya da sistemde aynı fikirde!
Gerçek bir demokraside muhalefetin temel görevi; mevcut iktidarın halkın çıkarına olmayan uygulamalarını eleştirmek, seçenek göstermektir; hükümeti sürekli halk adına denetlemektir. Bir ülkede muhalefet bu görevleri yerine getiremiyorsa, orada muhalefet boşluğu vardır!
Demokrasinin sağlıklı işleyip işlemediği başlı başına ayrı bir mesele, sistem meselesi!
Ben de bu düşüncedeyim. Yani ülkemizde sahte bir demokrasi var; mecliste yer alan muhalefet partileri, ne yazık ki ana görevlerini yerine getiremiyorlar, üstelik bu sahte demokrasiyi meşrulaştırıyorlar.
Bunun en açık kanıtı geçen seneki yurt çapında en az 5-6 milyon vatandaşımızın katıldığı İstanbul “Gezi” parkında başlayan protesto hareketidir ki bu halk hareketi ağır polis baskısına rağmen en az üç ay sürmüştür. Muhalefet bu hareket sahip çıkmamıştır.
İkinci kanıt olarak ta muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olarak eski AKP’li muhafazakâr, cumhuriyet değerleriyle tam uyum içinde olmayan, “AKP’nin açılım politikalarını destekleyen Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kimseye danışmadan ortak çatı adayı olarak göstermesidir.
Üçüncü kanıt olarak CHP aktif olarak, MHP susarak, ülkeyi bölünmeye hazırlayan ve BOP’un bir uygulaması olduğu açık olan “Açılım” politikalarını desteklemeleridir.
Dördüncü kanıt olarak ise; yıllarca suçsuz, günahsız hapis yatırılan, bazılarının hapislerde ölmelerine neden olan, aileleri ve çocukları perişan edilen, itibarları ve kariyerleri mahvedilen vs. Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların bir kumpas olduğu artık herkesçe kabul edilmesine rağmen, usul hukuku bakımından haklı olsalar bile, bu kumpasçıların soruşturulmalarına ve cezai takip edilmelerine muhalefetçe karşı çıkılmasıdır.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür!
Bu yetenekte ve anlayıştaki bir muhalefetin 12 yıldır iktidarda olan ve iktidarını her defasında pekiştiren Erdoğan ve AKP’yi yıpratıp devirebileceğine sen inanıyor musun? Ben şahsen inanmıyorum.
Eee ne olacak bizim halimiz; diye soracaksın; biliyorum!
İşte bütün mesele de burada ya!
Selam ve saygılarımla.