Demokrasiye trene bakar gibi bakanların, işe bir taraftan başlamaları gerekiyor du. Bir gün Ankara' dan Konya' ya gidip dönmeyi düşünüyorum. Eğer RTE' nin dediği gibi trencilikte dişe dokunur bir başarı elde ettilerse ileride demokrasiyi de anlayabilecekleri konusunda bir parça ümitlenebileceğimi müjdeleyebilirim. Belki o zaman (birilerinin aklı demokrasiye erdiğinde) aralarında, bu vatana nasıl kıydıklarını farkedip bir parça vicdanları (?) sızlayanlar olacaktır. Hatta tövbe istiğfar edenler olabilecektir. "Vatan" olmadan demokrasinin de olamayacağı birilerinin akıllarına malûm olacaktır. Babalar gibi satılan bir takım kavramlar ileride "tarih" derslerinde okutulurken birilerinin torunu olduğu için bazı çocukların yüzü kızaracaktır. Hepsini bir araya getirip birleştirdiğimizde "Vatan' ı" oluşturan parçacıkların, herbirini başka bir ele satanlara oy veren birilerinin akılları (?) belki başlarına (?) dank diye gelebilecek, onların da yüzü kızaracaktır. O kadar uzağa gitmeğe gerek yok. Bugünkü aktörler arasından, sağlığında "Elde birşeyler kalsaydı, bugünkü aklımla kimselere babalar gibi satmazdım." diyenler olacaktır. Kendi ailesinin servetine servet katma konusundaki başarılarıyla tam puan alan birileri ulus malını batan geminin malları gibi dosta düşmana yağmalatmalarının mantığını bizim gibi çulsuz takımına nasıl anlatacaklar, anlatmağa çalışacaklar mı? O kadarını bilemem. Benim tahminim ulus malının değerini bilmeyenlerin önceden, elinde vatanı bulunan bir ulusun toprağında yer ayırtmış olmaları olasılığından ibarettir. Daha ayrıntılı hesaplara aklım ermez. Bir de, bu durumlarıyla Atatürk' ün adını anabilenler varsa onları hiç ayıplamam. Bu vesileyle biz de Yüce Ata' mızı anarız. Bakınız. Yüce Ata' mız parlamenterler için ne nasihat etmişler: "Kendilerine bir milletin kaderi emanet edilen adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve sağlanması mümkün menfaatleri yolunda kullanmaktan sorumlu olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar." (1924, Atatürk' ün Söylev ve Demeçleri, Cilt 2, Sf:180, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını)
Yüce Atatürk Yüce Türk Ulusu' na ise şunu vasiyet ediyorlar: "Muhterem milletime, şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetişerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asıl cevheri,çok iyi incelemek dikkatinden, bir an vazgeçmesin!" (1927, Nutuk, Cilt:2, ATATÜRK M. K., 1960, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayını, Sf:607)
Saygılarımla.
Yorumlar
ÖNCE TRENCİLİĞE AŞİNA OLSUNLAR
Demokrasiye trene bakar gibi bakanların, işe bir taraftan başlamaları gerekiyor du. Bir gün Ankara' dan Konya' ya gidip dönmeyi düşünüyorum. Eğer RTE' nin dediği gibi trencilikte dişe dokunur bir başarı elde ettilerse ileride demokrasiyi de anlayabilecekleri konusunda bir parça ümitlenebileceğimi müjdeleyebilirim. Belki o zaman (birilerinin aklı demokrasiye erdiğinde) aralarında, bu vatana nasıl kıydıklarını farkedip bir parça vicdanları (?) sızlayanlar olacaktır. Hatta tövbe istiğfar edenler olabilecektir. "Vatan" olmadan demokrasinin de olamayacağı birilerinin akıllarına malûm olacaktır. Babalar gibi satılan bir takım kavramlar ileride "tarih" derslerinde okutulurken birilerinin torunu olduğu için bazı çocukların yüzü kızaracaktır. Hepsini bir araya getirip birleştirdiğimizde "Vatan' ı" oluşturan parçacıkların, herbirini başka bir ele satanlara oy veren birilerinin akılları (?) belki başlarına (?) dank diye gelebilecek, onların da yüzü kızaracaktır. O kadar uzağa gitmeğe gerek yok. Bugünkü aktörler arasından, sağlığında "Elde birşeyler kalsaydı, bugünkü aklımla kimselere babalar gibi satmazdım." diyenler olacaktır. Kendi ailesinin servetine servet katma konusundaki başarılarıyla tam puan alan birileri ulus malını batan geminin malları gibi dosta düşmana yağmalatmalarının mantığını bizim gibi çulsuz takımına nasıl anlatacaklar, anlatmağa çalışacaklar mı? O kadarını bilemem. Benim tahminim ulus malının değerini bilmeyenlerin önceden, elinde vatanı bulunan bir ulusun toprağında yer ayırtmış olmaları olasılığından ibarettir. Daha ayrıntılı hesaplara aklım ermez. Bir de, bu durumlarıyla Atatürk' ün adını anabilenler varsa onları hiç ayıplamam. Bu vesileyle biz de Yüce Ata' mızı anarız. Bakınız. Yüce Ata' mız parlamenterler için ne nasihat etmişler: "Kendilerine bir milletin kaderi emanet edilen adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve sağlanması mümkün menfaatleri yolunda kullanmaktan sorumlu olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar." (1924, Atatürk' ün Söylev ve Demeçleri, Cilt 2, Sf:180, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını)
Yüce Atatürk Yüce Türk Ulusu' na ise şunu vasiyet ediyorlar: "Muhterem milletime, şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetişerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asıl cevheri,çok iyi incelemek dikkatinden, bir an vazgeçmesin!" (1927, Nutuk, Cilt:2, ATATÜRK M. K., 1960, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayını, Sf:607)
Saygılarımla.