İçeriği Yazan: Mustafa Terziahmetoğlu(Doğrulanmamış) Zaman: Çar, 10/10/2012 - 23:31
Ümit Bey,
Bana Mustafa Amca diye de hitap edebilirsiniz. J Zira yorumlarınızın sığlığı karşısında biraz genç olduğunuzu algıladım.
Ben Suriye’ye girme konusunda endişeli değilim, Türkiye konusunda endişeliyim.
Hem siz niye Suriye’ye girmek istiyorsunuz ki?
Kusura bakmayınız, darılmaca gücenmece yok. Son yorumunuzda ben gerçekten sükût-u hayale uğradım.
Haddim olmayarak size bir tavsiyede bulunayım. Gözlerinizdeki sanal âlem gözlüklerini çıkartın, siyasi mülahazalarla değil, olgulardan hareket ederek gerçekler izinde yürümeye çalışın ve bunu yaparken de olgulara geniş perspektiflerden bakmaya çalışın. Zira siyasi mülahazalar bakış açısını daraltır ve gerçeğin grileşmesine yardımcı olur.
Şimdi;
1- Suriye benim babamın oğlu değil. Bir kere benim Suriye ile geçmişten gelen bir hesabım var. Bâzı sosyal paylaşım sitelerinde müşahede ediyoruz.” Türkiye- Suriye kardeştir. Savaşa hayır.” Şiddetle itiraz ettim. Hayır, yanlışlık yapıyorsunuz, savaşa hayır tamam da, Suriye –Türkiye kardeştir sloganı tamam olmayan yanlış bir slogandır dedim ve nedenini de dilim döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. Çünkü Suriye yıllarca bizim terörle mücadelemizde terör lehine olarak PKK’ya destek vermiş, Bekaa vadisinde terörist kamplarında eğitim verilmesini sağlamış, terörist başını saklamış ve himaye etmişti. Bıçak kemiğe dayanınca savaş kaçınılmaz olmuş ve Hüsnü Mübarek araya girmişti. Ama siyasi irade ve TSK kararlıydı. Sonunda Suriye geri adım atmış, Adana protokolü imzalanarak terör başı Şam’dan uçurulmuştu. Sonra malûm sonuca ulaşılmıştı. Bu bakımdan Mehmetçik kanlarında Suriye payı vardır ve benim kardeşim değildir.
Eğer uluslar arası ilişkilerde mütekabiliyet esasından hareket ederseniz Suriye konusu geç kalınmış bir süreçtir. Şimdi hemen sazan gibi atlamayın. Tamam, işte sırası geldi demeyin. Zira demir tavında dövülür. Siz Esad ve eşi ile kanka görüntüleri sergilerseniz şimdi sırası geldi diye beni ikna edemezsiniz.
Sapla samanı karıştırmayalım demişimdir. Fakat savaşa hayır için tasvip, Amerikan ve emperyalist dış politikalarını, Arap Baharı adı altındaki düzmece demokrasi yutturması/ hilesi/düzenbazlığı oyununu bozmaya matuftur.
Bu Arap baharı denilen senaryonun GOP’sinin sondan 2. etabı olduğu artık aşikâr…
Bu proje çokuluslu şirketler ve küresel güçler misyonun planladığı bir projedir. Bunun mimarları ise CFR’den tutun, Bilderberg’e kadar bütün küresel çetelerdir. Ben burada size bunları anlatmaya ve açıklamaya çalışsam, referanslar dâhil, sayfalar dolar.
Sizin kafada olanlar bu çetelerin attığı oltaya sazan gibi atladılar.
Zira bu çetelerin işlerini gördürmek için taşeron ve işbirlikçilere ihtiyacı vardı.
Bu oltanın ucundaki yem Osmanlı Milletler Topluluğu- Neo-Osmanlılar- Türkiye Birleşik Devletleri( Sarıgül ucubesi) idi.
Hemen diyeceksiniz ki, Osmanlı torunu olarak, fırsat işte bu fırsat, ne var bunda? Biz ağabeylik yapacağız…
Yesinler sizin ağabeyliğinizi…
Yahu, siz hiç atasözlerinden ibret çıkarmaz mısınız? Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak… Soros ne dedi? Sizin tek ihraç edebileceğiniz ürününüz askeriniz.
Sizi Şam’a gönderdikten sonra “hadi marş marş geri.” Diyecekler. Ve Esad eğer halledilirse Suriye, Irak, İran ve Türk Kürt bölgeleri bir çatı altında birleştirilerek Kürdistan kurulacak.
E, ne var bunda diyeceksiniz?
Ağabeylik yapacaksınız ya, size ne var bunda diye sormak daha mantıklı geliyor.
İşte zaten son özerk yerel yönetimler yasası bu çerçevenin hazırlığı.
Bu süreç içinde Kürt devleti kurularak Türkiye’den toprak ilhakı yapılacak. Bu toprak ilhakından sonra ne Amerika, ne de senin gurur duyduğun başka amcan, Barzani amcan Türkiye’ye selam bile vermeyecek… Zaten Barzani amcan, Türkler’e kedi bile vermem dedi ya…
Bakın Ümit Bey, siz Kürtler’e toprak vermekte bir beis yok diyebilirsiniz, ama biz vermeyiz. Bunun için zaten iş sokaklara döküldüğünde ilk muhatap alınacak olanlar sizler gibi zihniyet taşıyanlar.
Suriye olayı arkasında Sevr yatıyor arkadaş. Siz bunları göremiyorsanız, hiç olmazsa ortalıkta kalabalık etmeyin.
2- Çok acemice sorular sormuşsunuz. Siz hiç santranç oynamıyor musunuz?
Bir sonraki hamleyi hesaplamak lazım.
“Aynı zamanda Suriye'ye 50 bin İran askeri sokmak demek, Suriye'nin Türkiye tarafından değil İran tarafından işgal edilmesi anlamına gelir.”
Laf mı bu şimdi?
O zaman adama sormazlar mı, Türkiye’de ne kadar Amerikan üssü ve askeri var diye?
Arkadan da Türkiye Amerika tarafından işgal edilmişte haberimiz yok gibi laf söylemek şaka olmaz herhalde…
3- “Güdümlü füzeleri var da neden muhaliflere kullanmıyor da, serseri atışlarla Akçakale'yi vuruyor?” Bunun cevabı “biz PKK’ya karşı niye güdümlü füze kullanmıyoruz?”Size Akçakaleyi Suriye ordusunun vurduğunu kim söyledi? Sizin dönen dolaplardan haberiniz yok.
4- Bak arkadaşım! Vazgeçin böyle oryantal romantizmin doğurduğu kahramanlık ve yiğitlik gösterilerinden. Platon Devlet adlı eserinde “devletler genişleyebilirler, ama kontrol edebildikleri yere kadar.” Diyor. Senin Osmanlı genişledi ama kontrol edemediği yere kadar. Sonra geri dönüş macerası başladı, kontrol edebildiği yere kadar. Osmanlı’nın kontrol hâkimiyeti olsaydı Kavalalı Mehmet Ali Paşa Kütahya’ya kadar gelemezdi. Dua etsin ki Osmanlı, İngiliz imdadına koştu, yoksa ki Kavalalı Osmanlı’nın işini herkesten önce bitirecekti. Sen kendi toprağında Kürtler’i kontrol edemiyorsun, ağabeylik havasında racon kesip Ortadoğu’yu kontrol edeceksin. Güldürmeyin adamı, komik oluyorsunuz. Zaten Pilli tavşan bunu rüyasında gördüğünü beyan etti. J
5- Sorularınıza cevap olarak bir de siz BM Yasası 2. madde 4.fıkra ve İkiz sözleşmeler üstüne bir ders çalışın bakalım. Dünya öyle boş değil. Size boş gösterirler, sonra hamle yaptığınızda arkanızı doldururlar ve açıkta kalırsınız.
“Görüldüğü gibi, BM Yasası’nın ilk iki maddesine gönderme yapılmaktadır. Bilindiği gibi, BM Yasası’nın 1. Maddenin ikinci fıkrasında yer alan self determinasyon hakkı, 14 Aralık1960’de 1514 (XV) sayılı kararla sadece sömürge halklarına tanınmıştır. Yine 2. maddenin dördüncü fıkrası, tüm üyeler, uluslar arası ilişkilerde herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığına karşı ya da Birleşmiş Milletler amaçlarıyla bağdaşmaz bir başka biçimde güç tehdidinde bulunmaktan ya da güç kullanmaktan kaçınması gerektiğini belirtir.”
Tabii bu arada “self determinasyon hakkına da bir göz atıverin.
6- Suriye daha temkinli ve akıllı bir politika izliyor. Öyle iç politikaya dönük efelik yaparak siyasi rant peşinde koşmuyor. Dünya dengelerini iyi okuyor ve kozlarını sona saklıyor. İran, Rusya, Çin, Kuzey Kore, Hürmüz Boğazı bunlar çok önemli faktörler. Bunları iyi analiz ediniz genç arkadaş.
Türkiye, Suriye’ye adım atamaz.
İran, haberin var mı, Kuzey Kore’de nükleer deneme yaptı. K.Kore İran’ın kankası… Amerika ve İsrail İran’dan çoktan tırstı. Şimdi ateşi bizim gibi maşalarla tutmak istiyor.
İran, Şahab 3 füzeleriyle Ankara’yı bile vurabilir.
Çabuk kaç oradan… J
İran Ortadoğu ağabeyliğini bize bırakır mı?
Hem sizin ne işiniz var sorusu altında başka bir nokta var. Bu bir mezhep savaşı aynı zamanda. Ilımlı İslam projesinin tarafı olan mezheple diğer Şii arasında…
7- Bir de şunu bir okuyuverin bir zahmet. Savunma Sanayi İcra Toplantısı. Bu toplantıdan sonra Başbakan Rusya’ya uçtu.
Vallahi Ümit Bey, daha söylenecek çok şey var ama siz yine bildiğiniz okuyacağınızdan daha fazla yorulmak ve sizi de yormak istemiyorum. Zira Şam’a kadar uzun bir yolunuz var. Erkenden kalkacaksınız, elinizde kılıç bayağı zor bir cihad yapacaksınız, Allah bileğinize kuvvet versin.
Dualarımız sizinle…
Ama şu içeriye komutanlarını attığınız Ordu’ya da fazla güvenmeyin. Zira moralleri ve motivasyonları bozuk…
Yorumlar
Ümit Bey
Ümit Bey,
Bana Mustafa Amca diye de hitap edebilirsiniz. J
Zira yorumlarınızın sığlığı karşısında biraz genç olduğunuzu algıladım.
Ben Suriye’ye girme konusunda endişeli değilim, Türkiye konusunda endişeliyim.
Hem siz niye Suriye’ye girmek istiyorsunuz ki?
Kusura bakmayınız, darılmaca gücenmece yok. Son yorumunuzda ben gerçekten sükût-u hayale uğradım.
Haddim olmayarak size bir tavsiyede bulunayım. Gözlerinizdeki sanal âlem gözlüklerini çıkartın, siyasi mülahazalarla değil, olgulardan hareket ederek gerçekler izinde yürümeye çalışın ve bunu yaparken de olgulara geniş perspektiflerden bakmaya çalışın. Zira siyasi mülahazalar bakış açısını daraltır ve gerçeğin grileşmesine yardımcı olur.
Şimdi;
1- Suriye benim babamın oğlu değil. Bir kere benim Suriye ile geçmişten gelen bir hesabım var. Bâzı sosyal paylaşım sitelerinde müşahede ediyoruz.” Türkiye- Suriye kardeştir. Savaşa hayır.” Şiddetle itiraz ettim. Hayır, yanlışlık yapıyorsunuz, savaşa hayır tamam da, Suriye –Türkiye kardeştir sloganı tamam olmayan yanlış bir slogandır dedim ve nedenini de dilim döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. Çünkü Suriye yıllarca bizim terörle mücadelemizde terör lehine olarak PKK’ya destek vermiş, Bekaa vadisinde terörist kamplarında eğitim verilmesini sağlamış, terörist başını saklamış ve himaye etmişti. Bıçak kemiğe dayanınca savaş kaçınılmaz olmuş ve Hüsnü Mübarek araya girmişti. Ama siyasi irade ve TSK kararlıydı. Sonunda Suriye geri adım atmış, Adana protokolü imzalanarak terör başı Şam’dan uçurulmuştu. Sonra malûm sonuca ulaşılmıştı. Bu bakımdan Mehmetçik kanlarında Suriye payı vardır ve benim kardeşim değildir.
Eğer uluslar arası ilişkilerde mütekabiliyet esasından hareket ederseniz Suriye konusu geç kalınmış bir süreçtir. Şimdi hemen sazan gibi atlamayın. Tamam, işte sırası geldi demeyin. Zira demir tavında dövülür. Siz Esad ve eşi ile kanka görüntüleri sergilerseniz şimdi sırası geldi diye beni ikna edemezsiniz.
Sapla samanı karıştırmayalım demişimdir. Fakat savaşa hayır için tasvip, Amerikan ve emperyalist dış politikalarını, Arap Baharı adı altındaki düzmece demokrasi yutturması/ hilesi/düzenbazlığı oyununu bozmaya matuftur.
Bu Arap baharı denilen senaryonun GOP’sinin sondan 2. etabı olduğu artık aşikâr…
Bu proje çokuluslu şirketler ve küresel güçler misyonun planladığı bir projedir. Bunun mimarları ise CFR’den tutun, Bilderberg’e kadar bütün küresel çetelerdir. Ben burada size bunları anlatmaya ve açıklamaya çalışsam, referanslar dâhil, sayfalar dolar.
Sizin kafada olanlar bu çetelerin attığı oltaya sazan gibi atladılar.
Zira bu çetelerin işlerini gördürmek için taşeron ve işbirlikçilere ihtiyacı vardı.
Bu oltanın ucundaki yem Osmanlı Milletler Topluluğu- Neo-Osmanlılar- Türkiye Birleşik Devletleri( Sarıgül ucubesi) idi.
Hemen diyeceksiniz ki, Osmanlı torunu olarak, fırsat işte bu fırsat, ne var bunda?
Biz ağabeylik yapacağız…
Yesinler sizin ağabeyliğinizi…
Yahu, siz hiç atasözlerinden ibret çıkarmaz mısınız? Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak…
Soros ne dedi? Sizin tek ihraç edebileceğiniz ürününüz askeriniz.
Sizi Şam’a gönderdikten sonra “hadi marş marş geri.” Diyecekler. Ve Esad eğer halledilirse Suriye, Irak, İran ve Türk Kürt bölgeleri bir çatı altında birleştirilerek Kürdistan kurulacak.
E, ne var bunda diyeceksiniz?
Ağabeylik yapacaksınız ya, size ne var bunda diye sormak daha mantıklı geliyor.
İşte zaten son özerk yerel yönetimler yasası bu çerçevenin hazırlığı.
Bu süreç içinde Kürt devleti kurularak Türkiye’den toprak ilhakı yapılacak.
Bu toprak ilhakından sonra ne Amerika, ne de senin gurur duyduğun başka amcan, Barzani amcan Türkiye’ye selam bile vermeyecek…
Zaten Barzani amcan, Türkler’e kedi bile vermem dedi ya…
Bakın Ümit Bey, siz Kürtler’e toprak vermekte bir beis yok diyebilirsiniz, ama biz vermeyiz. Bunun için zaten iş sokaklara döküldüğünde ilk muhatap alınacak olanlar sizler gibi zihniyet taşıyanlar.
Suriye olayı arkasında Sevr yatıyor arkadaş. Siz bunları göremiyorsanız, hiç olmazsa ortalıkta kalabalık etmeyin.
2- Çok acemice sorular sormuşsunuz. Siz hiç santranç oynamıyor musunuz?
Bir sonraki hamleyi hesaplamak lazım.
“Aynı zamanda Suriye'ye 50 bin İran askeri sokmak demek, Suriye'nin Türkiye tarafından değil İran tarafından işgal edilmesi anlamına gelir.”
Laf mı bu şimdi?
O zaman adama sormazlar mı, Türkiye’de ne kadar Amerikan üssü ve askeri var diye?
Arkadan da Türkiye Amerika tarafından işgal edilmişte haberimiz yok gibi laf söylemek şaka olmaz herhalde…
3- “Güdümlü füzeleri var da neden muhaliflere kullanmıyor da, serseri atışlarla Akçakale'yi vuruyor?” Bunun cevabı “biz PKK’ya karşı niye güdümlü füze kullanmıyoruz?”Size Akçakaleyi Suriye ordusunun vurduğunu kim söyledi? Sizin dönen dolaplardan haberiniz yok.
4- Bak arkadaşım! Vazgeçin böyle oryantal romantizmin doğurduğu kahramanlık ve yiğitlik gösterilerinden. Platon Devlet adlı eserinde “devletler genişleyebilirler, ama kontrol edebildikleri yere kadar.” Diyor. Senin Osmanlı genişledi ama kontrol edemediği yere kadar. Sonra geri dönüş macerası başladı, kontrol edebildiği yere kadar. Osmanlı’nın kontrol hâkimiyeti olsaydı Kavalalı Mehmet Ali Paşa Kütahya’ya kadar gelemezdi. Dua etsin ki Osmanlı, İngiliz imdadına koştu, yoksa ki Kavalalı Osmanlı’nın işini herkesten önce bitirecekti. Sen kendi toprağında Kürtler’i kontrol edemiyorsun, ağabeylik havasında racon kesip Ortadoğu’yu kontrol edeceksin. Güldürmeyin adamı, komik oluyorsunuz. Zaten Pilli tavşan bunu rüyasında gördüğünü beyan etti. J
İşte ülkeyi rüyalarla yönetmeye kalkarsan uyandığında gerçekler suratına şamarı vurur.
5- Sorularınıza cevap olarak bir de siz BM Yasası 2. madde 4.fıkra ve İkiz sözleşmeler üstüne bir ders çalışın bakalım. Dünya öyle boş değil. Size boş gösterirler, sonra hamle yaptığınızda arkanızı doldururlar ve açıkta kalırsınız.
“Görüldüğü gibi, BM Yasası’nın ilk iki maddesine gönderme yapılmaktadır. Bilindiği gibi, BM Yasası’nın 1. Maddenin ikinci fıkrasında yer alan self determinasyon hakkı, 14 Aralık1960’de 1514 (XV) sayılı kararla sadece sömürge halklarına tanınmıştır. Yine 2. maddenin dördüncü fıkrası, tüm üyeler, uluslar arası ilişkilerde herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığına karşı ya da Birleşmiş Milletler amaçlarıyla bağdaşmaz bir başka biçimde güç tehdidinde bulunmaktan ya da güç kullanmaktan kaçınması gerektiğini belirtir.”
Tabii bu arada “self determinasyon hakkına da bir göz atıverin.
6- Suriye daha temkinli ve akıllı bir politika izliyor. Öyle iç politikaya dönük efelik yaparak siyasi rant peşinde koşmuyor. Dünya dengelerini iyi okuyor ve kozlarını sona saklıyor. İran, Rusya, Çin, Kuzey Kore, Hürmüz Boğazı bunlar çok önemli faktörler. Bunları iyi analiz ediniz genç arkadaş.
Türkiye, Suriye’ye adım atamaz.
İran, haberin var mı, Kuzey Kore’de nükleer deneme yaptı. K.Kore İran’ın kankası…
Amerika ve İsrail İran’dan çoktan tırstı. Şimdi ateşi bizim gibi maşalarla tutmak istiyor.
İran, Şahab 3 füzeleriyle Ankara’yı bile vurabilir.
Çabuk kaç oradan… J
İran Ortadoğu ağabeyliğini bize bırakır mı?
Hem sizin ne işiniz var sorusu altında başka bir nokta var. Bu bir mezhep savaşı aynı zamanda. Ilımlı İslam projesinin tarafı olan mezheple diğer Şii arasında…
7- Bir de şunu bir okuyuverin bir zahmet. Savunma Sanayi İcra Toplantısı. Bu toplantıdan sonra Başbakan Rusya’ya uçtu.
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=23434
Vallahi Ümit Bey, daha söylenecek çok şey var ama siz yine bildiğiniz okuyacağınızdan daha fazla yorulmak ve sizi de yormak istemiyorum.
Zira Şam’a kadar uzun bir yolunuz var. Erkenden kalkacaksınız, elinizde kılıç bayağı zor bir cihad yapacaksınız, Allah bileğinize kuvvet versin.
Dualarımız sizinle…
Ama şu içeriye komutanlarını attığınız Ordu’ya da fazla güvenmeyin. Zira moralleri ve motivasyonları bozuk…
Başarılar ve iyi günler…