Bağlantılar:
[1] http://politikadergisi.com/pd-uye/gokhan-dag
[2] http://www.politikadergisi.com/makale/kenan-evren%E2%80%99i-cennete-yollayandan-darbe-karsiti-olur-mu
[3] http://politikadergisi.com/category/icerik-kategorileri/guncel
[4] http://politikadergisi.com/category/icerik-kategorileri/ic-siyasa
[5] http://politikadergisi.com/category/icerik-kategorileri/toplumsal
Yorumlar
Öncelikle yorumunuz için
Öncelikle yorumunuz için teşekkür etmek isterim. Yapmış olduğunuz yorum, anlatmak istediklerimi tam da anlatamadığıma işaret ediyor ya da maalesef ki siz anlayamadınız. Ben AKP'nin anayasa değişiklik paketi üzerine oldukça kafa yormuş birisi olarak dikkat ettiyseniz yazımda maddeleri teker teker irdelemek yerine farklı bir yol seçtim. Maddeleri teker teker irdeleyebilirdim de; fakat bu yazmak istediğim yazının amacını aşardı.
Merak ediyorsanız söyleyeyim, ben de anayasa değişiklik paketine Hayır oyu kullanacağım; fakat söylemek istediğim şudur: Ben bu hayır oyuna bir bilinçle varabildim. Partizanca tavırlara bürünüp AKP'yi desteklemeyen birisi olarak Hayır'ı seçmedim. Anayasa değişiklik teklifini AKP'nin internet sitesinden indirdim ve yapılması planlanan değişiklikleri karşılaştırmalı olarak irdeledim. Başka bir kişi bu irdelemeyi yaparsa zaten Evet'i söylememesi gerektiğini daha iyi anlayacak.
Bugün yapılması gereken fakat yapılmayan bilimsel tartışmalar yüzünden evet - hayır ikilemi bu ülkenin gündeminden düşmüyor.
Yazımda karşı çıktığım noktayı yorumunuzda oldukça güzel belirtmişsiniz. "Bu anayasa rahatlıkla hayır denebilir" Ben de diyorum ki evet, hayır diyebilirsiniz, elbette; ama neye göre hayır sorusun cevap verebilecek kaç kişi bana bulabilirsiniz. Bu söylediklerim evet tarafında duranlar içinde geçerli. Çok açık ve net söylüyorum TBMM'de anayasa değişiklik teklifi görüşülürken evet diyen birçok milletvekili neye evet dediğini bilmeden evet dedi. Hayır diyenler içinde durum bu.
Bugün CHP Evetçi bir mensubuna disiplini öngörüyor. Bir demokrasi de bunun yapılmasının mantığı ne. Bugün ulusal basının önde gelen bir gazetesi yapmış olduğu araştırmada AKP tabanının %20'sinin referandumda hayır oyu kullanacağını söylüyor.
İşçiler konusuna gelince işçilere hak vereceğini söylemedim. Yazımdaki o bölümü dikkatlice okursanız değişiklik paketinin işçilerle ilgili düzenlemeleri de içerdiğini söyledim. Her düzenlemeyi hak veya ödev kabul etmekte tartışmasız bir evet - hayır oyununa benziyor.
12 Eylül anayasasını birkaç düzenlemeyle yerinden söküp atamazsınız. Söküp atamadığınız içinde bu anayasayı kısmen destekliyor konumuna düşersiniz. Hatta yapacağınız düzenlemelerle bu kısmilik tam bir destekleyiciliğe dönüşebilir. Oturup iyi bir incelemeyle bu tam destekleyiciliği herkes görebilecektir. Bilim adamları bu anayasa değişikliğini tartışmıyorlar; çünkü tartışma sonrası gelebilecek sorulara cevapları bulunmuyor. Dolayısıyla Evet kıskacının daralacağından korkuyorlar. Yazımda belirttiğim Mümtaz'er Türköne isimli bilim adamı yaratılan tartışmasızlık ortamında "CHP ve MHP destekleyicilerine neden hayır diyeceğini anlatamyor" diyor. Bunu söylemesinin tek nedeni Hayırcıların yeteri kadar Evetçileri tartışma ortamına çekemesinden kaynaklanıyor. Birisi evetçi kanada haddini bildirebilse, bir evetçi, hayırcı kanada bu kadar ağır bir eleştiri yöneltebilir mi? Sanırım ki yöneltemez.
(Burada Emrah Özdemir kardeşimin bir yazısının adresini vereyim belki bilimsel tartışmaların başlamasına ön ayak olabilir: http://www.politikadergisi.com/makale/kenan-evren%E2%80%99i-cennete-yoll... [2] )
Gelelim üç aşağı beş yukarı fikri olma durumuna. Bir ülkenin geleceğine yön verilecek bir oylamada üç aşağı beş yukarı fikri var muhabbetine katılamayacağımı belirtirim; çünkü üç aşağı durumu bir acaba durumunu beraberinde getirebilir. Dolayısıyla sandığa gidildiğinde net bir tavrın ortada olması gerektiğine inanıyorum. Bu tavrın nasıl ortaya çıkacağını da herhalde belirttim.
Gelelim Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın ağlama tavrına. Bir ağlama edebiyatını dünden bugüne tutturmuş giden birisinin o mektupları okurken ağlamamasını nasıl bekleyebilirsiniz ki? Anormal olan durum Başbakan'ın orada ağlamama tavrı olurdu. Mektubu okurken ağladığı insanların, bu anayasa değişiklik paketine hayır diyeceklrini Başbakan kendisi de adı gibi bildiği halde bu durumu siyaset malzemesi yapmaktan çekinmemiştir. Çekinmişlik derken aklıma çekimserlik kararı da gelmiş bulunuyor. Çekimser kalacak bir durum yok. Okuyup iyi irdelersek karar kendisini ortaya çıkaracak zaten.
Umarım derdimi anlatabildim. Amacım sadece siyaseti bilimsel irdelenirken görebilmek, işte hepsi bu kadar. Syg.