İçerik Başlığı Sorgulama

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girin. Tek kelime kullanmanız önerilir.

Şemdinli Olaylarından 2010 Yaş'a

 

Yaklaşık üç haftadır tatildeydim. Tatil boyunca prensiplerim gereği bilgisayarımı açmam. Yılın neredeyse 350 günü açık olan bilgisayarımın da 15 gün tatil yapmasını sağlarım. Aslında bu 15 gün tüm işlerden ve haberlerden kaçıp, kendimi dünyadan soyutlamam içindir. Kafama da tatil yaptırırım böylelikle… Ancak yine de ara sıra televizyonu da açmadan edemem. Yani tamamen kendimi tüm olanlardan soyutlayamam…
 
             Geçtiğimiz haftalara damgasını vuran olay malumunuz YAŞ’ta kopan kıyametti… Atanamayan komutanlar, istifa edenler, çoklu zirveler, üçlü zirveler, formuller vs… En sonunda işler bir şekilde tatlıya bağlandı ama tartışmaları halen sürüyor.

Askeri Rejim Aşığı Değiliz ama…

 

Evet, askeri rejim aşığı hiç olmadık, ama bu durum sivillerin askeri rejimleri aratan uygulamalarda bulunmalarını meşru kılmamalı.
 
Sivil yönetim sistemini yönetenler, yani iktidarlar, ilerde iktidar olma ümidi taşıyan muhalefet, sivil yönetimin boşluklarına sığınıp ülke bütünlüğünü tehdit eden çıkarları elde etmeye uğraşan muhalefet, elli yıldır devşirile devşirile asıl görevlerinin muhalefet olduğunu unutup iktidarla hemhal olmuş bir basın, iktidarın yaptığı yanlış işleri bile doğru gibi gösterme maharetindeki borazan televizyonlar, bütün bunlara kayıtsız kalması için cahil bırakılmış, apolitize edilmiş, uyuşturucu dizilerle beyni uyuşturulmuş bir halk ve bu herzelerin daha birçoğunu arsızca yiyerek yapılan bu yönetimin adına demokrasi, hatta sivil demokrasi deniyor.
 

"Arabesk Yavşaklığı Üzerine"

Fazıl Say; ‘Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum’ sözleriyle, Aziz Nesin’in ‘Türk halkının yüzde 60’ı aptaldır’ veciz nüktesini hatırlatırken, arabesk toplumun arabesk sanatçıları tarafından yoğun eleştiri bombardımanına tutuldu. Her ne kadar Türk Dil Kurumu ‘arabesk’ kelimesini ‘arap müziğini andıran, genellikle karamsarlığı konu edinen müzik türü’ gibi sığ bir tanım içerisine soksa da, arabesk kavramı toplum içerisinde pek çok farklı algı ve anlam taşıyan bir kelime haline dönüşmüştür. Bu arada şunu da belirtmekte fayda var; Türk halkının yaşadıklarının, ezilmişliklerin, feodal yapının bir sonucu olarak arabesk müzik ortaya çıkmıştır. Bu yaşanılanlar da, Fazıl Say’ın söylediği gibi, çaresizlikten ne yapacağını bilmeyen arabesk toplumun yavşaklığı olarak arabesk müziğe de yansımıştır.

Irak Bize Çok Yakın

 

Emperyalizmin yeni adı ve yeni urbasıyla globalizmin taktikleri yüz yıllardır çok değişmemiştir aslında.
 
 “Kolonileştirmek istediği ülkeye özel nitelikte ihracat gerçekleştirir. İthal edilen ülke, malların karşılığını ne hizmetle, ne ürünleriyle, ne de parayla ödememiştir. Bu ihracatlar kolonileşmeye yol açmakta, yerli halkın yatırımlara karşı (belki de sömürülmeye karşı) cephe almasını önlemek için, diğer kapitalist milletler ile rekabet edebilmek amacıyla, gelişmemiş ülke politik baskı altında da tutulmaktadır. Bu sonuç, genel olarak silahlı kuvvetlerin desteğiyle sağlanmakta, silahlı kuvvetler bizzat kapitalistler ya da onların hükümetleri tarafından kurulmakta, yönetilmektedir. Bu şekilde hükümetlerde Marx’ın Komünist  Manifestosunda belirtilen niteliği kazanmaktadır. “Modern Devletin hükümeti, bütün burjuvazinin ortak menfaatini gözetmekle görevli bir komitedir”. Şüphesiz bu kuvvetler yalnızca savunma durumunda kalmamakta, fetihler başlamakta, kapitalist ülkeler ve rakip burjuvaziler arasında savaşlar başlayabilmektedir.”Schumpeter, 2007:67.

Türkiye’nin Bölgesel Liderliği

 

Türkiye belli ki artık büyük oynamaya karar vermiş. Yüzünü hem Doğu’ya çevirmiş, hem de Batı’ya, biraz da Kuzey’e.Siyasette ve ekonomide, durdurulamayan bir yükseliş trendine girdiği tartışılmaz bir doğru.

Yılların yalnız Türkiyesi, şimdi yanına birçok ülkeyi almış dolu dizgin ilerliyor ve uluslararası arenada oyununu kendi kurallarına göre oynuyor. Sadece oynamıyor, oynatıyor da.

Genel Sekreterliğe Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesinden sonra İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) Kıbrıs konusuna ve Kıbrıs Türk halkına bakışı ve yaklaşımı değişti. Bu değişimin kökeninde Türkiye Cumhuriyeti’nin son on yılda uygulamaya koyduğu geçmiştekinden çok farklı “Dış Politikası” ve yeni vizyonu yatıyor aslında.

Dön Dolaş Aynı Şey...

 

Artık sıkıldım…Sürekli olarak aynı şeyleri tekrarlamaktan usandım, sıkıldım…
 
Türk Silahlı Kuvvetleri teslim alınma hamlesi ile karşı karşıyadır.Milli devlet yok olmuştur.Cumhuriyetin değerleri her gün çiğnenmektedir.

Bağımsızlık ve Atatürk ilkelerini savunmak neredeyse suç halene getirilmiştir. Devlet ele geçirilmiş, derinlere doğru hızlar yürünmektedir.Ve bu handikaptan ancak birleşerek, omuz omuza vererek çıkılabilir.

Evet…

HAARP'e Devam

Konunun üstü kapatılıyor, bizdeki seviyesizlik altı politik atışmaların gölgesinde kalan bir vâkıa es geçiliyor:

Daha önce de değindiğim HAARP mes’elesi!

Bakın Doğan Haber Ajansının 30 Temmuz tarihli haberine (http://www.dha.c...), okuyun:

Benim derdim hem bütün dünyaya hem de bize bundan dolayı çıkacak faturada…

Konuyla ilgili önceki makalemden naklediyorum (http://www.keremdoksat.com/2010/07/30/bakin-abg%e2%80%99nin-yaptiklarina/):

Bakan Çubukçu; Gören ve Anlayan Değil

 

Dergimizde geçtiğimiz haftalarda bir okurun Bakan Çubukçu’ya yazdığı bir mektubu okumuştuk. Milli Eğitim Bakanlığı’nın uyguladığı bir politika üzerineydi. Acı çekenler vardı ve dile getirilmişti. Gamze Güngörmüş Kona’nın yazısındadır.Bakmanızı öneririm.Geçtiğimiz hafta ise Bakan Çubukçu Uşak’a ziyarette bulunuyor.Yanına gelen iki sözleşmeli öğretmenimiz dert yanıyor.Kadrolularla aramızda büyük adaletsizlikler var,lütfen bir şeyler yapın diyorlar.

İKÖ’nün Son Kararı

 

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) 18-20 Mayıs tarihleri arasında Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de bir toplantı yaptı.
Adı “Daha Güvenli ve Refah İslam Dünyası için Paylaşılmış Vizyon” olan bu toplantı, Dış İşleri Bakanlarının Otuz Yedinci toplantısıydı.
Toplantının 7/37-POL sayılı “Kıbrıs’taki Durum” adlı kararı çok önemli maddeler içeriyor.
Bana göre bu toplantının bitiminde açıklanan ortak kararın hem giriş paragrafları, hem de sonuç maddeleri Kıbrıslı Türklere büyük bir destek veriyor. Bu kararın Kıbrıs konusunda sürdürülen müzakereleri etkileyeceği de kesin.

Tam Bağımsız Türkiye ve Bursa Nutku Yargılanmaktadır, Unutmayınız!

Yazar: 
Serhat KUŞDOĞAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
08.08.2010

 

İrtica; din temeline dayalı devlet ve toplum oluşturma hedefi, bu hedefe ulaşmak için cebir ve şiddete zemin hazırlayan propaganda, cebir ve şiddet yoluyla insanları baskı altına alma...
Hukuka hile karıştırılmıştır. Adil yargı hukuksuzluk yapmaktadır. Cebir ve şiddetin sözlük karşılığı hukuk olmuştur.
İslam hukukunun cebir ve şiddet içerdiği düşünülürse, iktidar partisinin hedefi net olarak anlaşılmaktadır.
Hukuk üzerine oynanan oyunlar, kurucu iradeyi kırmak adına oynanan son hamlelerdir.
İçeriği paylaş