ANADAN SORUNLU OLMAK

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Osman ALTMIŞDÖRT

            Toplumda sosyal şiddetin kökeninin ne olduğu konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bir sorunun oluşumunda birçok faktör yer alabilir. Fakat bu faktörlerden hangisinin belirleyici olduğunu tespit etmek sorunun çözümünde kolaylık sağlayacaktır. İşte bu açıdan bakıldığında, annelerin babalardan daha çok çocuklarına şiddet uyguladıkları tespit edilmiştir. İşte bu tespit noktasından yola çıkarak aile içi şiddetin yanı sıra toplumdaki sosyal şiddetin de nasıl önlenebileceği konusu önem kazanmaktadır.

 

           Şiddet aile ortamı ve çevreden öğrenilmekte, bu öğreti daha sonra toplumun fertleri üzerinde uygulanmaktadır. Erkeklerin eğitim düzeyi ilköğretim 5’inci sınıfı kadınlarımızın da eğitim düzeyi ortalaması ise maalesef ilköğretim 4 ‘ üncü sınıfı aşamamaktadır. Babaların çocuk eğitiminde ilgisizliği nedeniyle, anneler çocuklarıyla babalara göre daha fazla ilgilenmek zorunda kalmışlardır.

 

           Annelerin eğitim düzeyinin düşük olması sonucu çocuklarıyla gereken duygudaşlık kuramamakta sözle ikna etmek yerine dayakla ikna yolunu seçmektedir. Çocukların gelişiminde en önemli dilim olan 0 -3 yaş arası eğitim imkânı bulmamış anneler , çocuklarımızın dil ve kavrama becerilerini yeterince geliştirememektedir. Yine okul öncesi dönem olan 3-6 yaş arası, okul öncesi eğitimin yaygın olmaması nedeniyle de bu dönem değerlendirilememektedir.

 

          Kadının eğitiminin erkeklere göre az olması geleneksel tavırları dini eksenle birleştirilerek, kadının ikinci sınıf bir varlık olarak ,yöresel farklılıklar olsa da genel anlamda görülmesine yol açmaktadır. Özellikle baba dayağından daha çok, anne dayağı ile büyüyen çocuklar kendinden küçük kardeşlerini de döverek şiddet uygulamaktadırlar. Şiddet zinciri sokağa okula oradan da, askerlik ocağında usta askerlerin acemi askerleri dövmesi şeklinde devam etmektedir. Yetişkin birey haline gelen erkekler de kız kardeşlerini ,hatta evlendikleri eşlerini ve çocuklarına şiddet uygulamaktan kaçınmamaktadırlar. 

         Cinsellik algılayışı bu bağlamda, dişi için acı verici, erkeklerde acı verdiren unsur olarak görülmek suretiyle karşı cinse hakaret ve cinsel saldırganlık vesilesi olarak kullanılmaktadır. Siyasilerimizde ‘ ağız dolusu küfür etme özgürlüğü’ ya da’ beni küfrettireceksiniz ‘ sözlerinin altında kullanılan cinsel obje anaya yönelik olabileceğini düşünebiliriz. Eşikten adımı atınca 7’ den -70 ‘e kadına yönelik cinsel saldırı anlamı taşıyan sözlerle, kadınlar üzerine uydurulmuş fetişist hikâye ile  söylemler toplumda kadının yeri ve konumu hakkında yeterince bilgi verebilmektedir.

       Kadınların eğitimsizliğinin yanı sıra mesleksiz olması da, koca şiddetinin kadınlar tarafında katlanabilirliğini arttırmaktadır.

 

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.