CHP Nasıl Yok Edildi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Yok, Çirkin Kral’mış, yok büyük sinema üstâdıymış, yok şuymuş buymuş!

Yâhu Yılmaz Pütün (sonradan Güney) kelimenin tam anlamıyla kaatildir, Kürtçüdür ve Fransa’nın koruması altında kanserden oralarda ölmüştür. Babası Siverekli Zaza ve annesi Varto’lu Kürt olmakla birlikte, aslen Adana doğumludur. Kendisini “asimile edilmiş Kürt” olarak tanımlamıştır.

Yâhu, bir de edilmese neler yapardı acaba?

Bakın seyredin:

http://www.youtube.com/watch?v=pHw6POjDWBI&feature=related,

http://www.youtube.com/watch?v=qipjIJ2Jsks&feature=related,

http://www.youtube.com/watch?v=0d1-zUnvP60&feature=related,

http://www.youtube.com/watch?v=n2ZEUped5IU&feature=related.

Bu videoları mutlaka da indirin, yarın öbür gün bir Atatürkçü dernek tarafından(!) gene yasaklanmadan önce…

Arşivde bulunsun…

Filmlerinin de hiçbir san’atkârâne özelliği yoktur; bol feodal kabadayılık, bıçkınlık ve antisosyallik: http://www.youtube.com/watch?v=73PWJzwon-I&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=qDjHtmmnXiI&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=sLF0kDyEcLc&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=2qTd8dNHlXA&feature=related

Şimdi de Başbakanımız’ın çılgınca hayranı olduğu Ahmet Kaya’nın videosunu seyredin: http://www.youtube.com/watch?v=2qTd8dNHlXA&feature=related. Bu derin mütefekkirin lâflarını dinleyin (takıyyeye dikkat): http://www.youtube.com/watch?v=NVKDERSnPJM&feature=related.

Şimdi de bu adamların marşını seyredin: http://www.youtube.com/watch?v=0jKYeNcL0rI&feature=related.

Sonra bakın: http://www.youtube.com/watch?v=L_gdilOLC7s&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=vgjmsHO7q2M&feature=related.

Bunlarda hiç bölücülük filân yok, kim derse vallahi müfterîdir!

“Allah’ına kadar, ölene kadar Kürdüz biz”: http://www.youtube.com/watch?v=FuJh2YLjXpE!

Yarısını Türklük için söylersen yeni yasalara göre “suç”.

Nedense gene aklıma http://www.youtube.com/watch?v=7mh2nMRRbic ve http://www.youtube.com/watch?v=PReF816-nZQ&feature=related konseri geldi… Peşmergeler’e methiye düzerkenki. Hani o şimdi bir Büyük Kulüp’lü ya…

***

Atatürk’ün kurduğu partinin seçilmiş (elected or selected) başkanının baba tarafından Kürt şakîsi torunu ve Alevî olduğunu öğrendik de, ana tarafından Ermeni olup olmadığı suâllerini hep eskizlerle geçiştiriyor, demek ki doğru!

Bakın http://www.antigazete.com/kemal-kilicdaroglu-ermeni-donmesi-mi_haberi_1387.html adresine, ne iftira var ne de çarpıtma!

Voleyi müthiş vurdurttular!

Şimdi kimse kalkıp da “biz bu ülkede kardeşlik için savaşıyoruz” diye takıyye yapmasın, bir yandan Türklüğe ve Türk’lere “ha s..tir, ha s..tir” diyenleri koruyup kollayanlara…

“Ne mutlu Türk’üm” diyen adam gibi adamın kurduğu partinin başına Pennsylvania târikiyle Kürt-Ermeni-Alevî ortalamasını oturttular. O adam gibi adamın, yâni Atatürk’ün koyduğu isme, yâni Tunceli’ye ısrarla muhalefet edip, sürekli olarak Dersim diyor.

Soner Yalçın’ın http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15608090.asp?yazarid=218 yazısını bir okuyun, tıklamanız yeter!

Ve…

Bu karizması, liderlik özellikleri nâkıs olan kişi Atatürk’ün kurduğu partinin başına seçildikten sonra malûm “açılıma” katılıyor ve ilk ciddi icraatı ise Yılmaz Güney namlı kaatilin ve Ahmet Kaya isimli bölücünün mezarını ziyaret etmeye gitmek oluyor!

İkinci icraatı olarak da Alenî Bölücü Parti’ye “sizinle de görüşürüz, herkesle de” diyerek kapısını ÖDP’lilere, herkese açıyor! “Atatürk’ün Kürtlere verdiği söz” palavrasını yakında ulusal düttürü yapacaklardır (affedin, dayanamadım)!

Bana “sen Türk ırkçısısın” diyecek kalın kafataslılara hatırlatayım bir… Yapmadığımız soykırım için pek çok ülkede cezalıyız, ABG’de de olması an mes’elesi, kime mi: Ermeniler’e!

Pamukçuk Nobel’i nasıl kapmıştı: Kürt ve Ermeni soykırımı yaptığımızı iddia ederek.

Milliyetçi Hareketsizlik Partisi Başkanı kırk yılda bir doğru lâf etti: “Bir san’atçı vardır vatana ihânetten 3 yıl 9 ay ceza alıp yurtdışına kaçmış. Eğer vatan hâinlerine saygı gösteriyorsan, cezaevindeki vatan hâinlerine de saygı göster. Bir san’atçı var ki Yumurtalık Hâkimi’ni silâhla öldürüp yurt dışına kaçmıştır. O zaman bu millet der ki o san’atçının kabrini ziyaret ediyorsan Hâkim Sefa Mutlu’nun da kabrini ve âilesini ziyaret et”.

   Pek yakında kimin soyunu kırdığımız resmen iddia edilecek: Kürt’lerin.

      Peki, Kemal Kılıçdaroğlu neyin ortak bileşeni ve bu icraatı neye hizmet ediyor?

         Hele, Mehmet Ali Ağca namlı kaatilin TRT-1’de reklâmı neyin nesi?

            Bilene bir metre minâre gölgesi…

kerem.doksat@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Plebisitin yolunu açmaya

Plebisitin yolunu açmaya çalışıyorlar. İktidar olabilme hayaliyle bunu bile göremiyorlar ya da görmek istemiyorlar.

CHP Kendi Kendini Yok Etti

Halkı ve Değerlerini Yok sayan.Yok Olur.
(Dinsiz Devletler Uzun Süre Payidar Olamazlar(Mustafa Kemal)
Cumhuriyet kurulduktan beri CHP vardır.Dini inanç ve değerlere saygılı olmadı.Dandik yasalar üreterek Halka zulüm yaptı.
Din tanımadı.Allah diyerek vatan kazananlar.sonradan Allah dedi diye istinat mahkemelerinde yargılanarak idam edildiler.
Hala aynı zihniyet devam etmektedir.
Halkı bir gecenin içinde Okuma-Yazmasını elinden alarak cahililan ettiler,Gerici,yobaz dediler.Her şeyi yozlaştırdılar.
CHP hala kendini tüketmekte ve Halk ile barışmamaktadır.%99 u müslüman olan halkın inancıyla oğraştı,Gardrop yasalar üreterek suçlu aradılar.ve devam etmektedirler.
İnsanın özgürlüğünü elinden alanın,özgürlüğü yok olur.

Bunlar Medeni(!),Çağdaş,Sapıklar.
"http://www.vidomodo.com/play.video.php?id=393"

eleştiri

Gazetecilk anlayışınız bu mudur ? Youtube videolarıyla dolu çakma bir makale. Ayrıca kimsenin etnik kimliğini sorgulamak kimsenin haddine değil , sizin de haddinize düşmez. Benim esas algılayamadığım şu ; sosyal demokrat bir parti olmaya çalışan CHP'den ne bekliyorsunuz? Salon partisi mi istiyorsunuz ? Hata mı etti Genel Başkan sanatçıların mezarlarını ziyaret etmekle ? O insanlar Türkiye'de halkların kardeşliğine inanmıştı oysa ki. Verdiğiniz videolardan birinde Yılmaz Güney "tek yol devrim" diyor. Yahu "devrim" kelimesinden bu kadar mı korkuyorsunuz? Mustafa Kemal devrim yapmıştır. Kimi Atatürk'ün düzenini yıkmaya çalışmıyor. Üstelik şunu söylemeliyim: Baykal CHP'sinin yaptığı konservatif perspektiften Mustafa Kemal devrimlerine bakmaktı. Ancak şu an o noktayı da ileri götürmeye çalışan bir CHP görmekteyim. Bir ilkesi vardı Mustafa Kemal'in, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşacaktık. İşte sanatçısına değer veren bir ülke ancak çağdaşlaşabilir. Bunun dışında Ağca ile ilgili yaptığınız eleştiriye katıldığımı belirteyim. Bu eleştirileri geçerken uğrayan bir okurdan aldınız, darılmayınız...

Fikriniz açık olsun...

ŞİMDİ HOCAM, SİZİN BU

ŞİMDİ HOCAM, SİZİN BU YAZINIZIN NERESİNDEN BAŞLAYAYIM BİLMİYORUM.
BİRİNCİSİ,
"Bakın seyredin:" DİYEREK AŞAĞIDA VERDİĞİNİZ LİNLERİN HEPSİNE BAKTIM AMA SİZİN O OLASI İZLETTİRME AMACINIZI DESTEKLEYEN EN UFAK BİR EMARE BİLE GÖREMEDİM.
http://www.youtube.com/watch?v=pHw6POjDWBI&feature=related,
http://www.youtube.com/watch?v=qipjIJ2Jsks&feature=related,
http://www.youtube.com/watch?v=0d1-zUnvP60&feature=related,
http://www.youtube.com/watch?v=n2ZEUped5IU&feature=related.
İKİNCİSİ;
Filmlerinin de hiçbir san’atkârâne özelliği yoktur; bol feodal kabadayılık, bıçkınlık ve antisosyallik:
DİYEREK VERDİĞİNİZ AŞAĞIDAKİ LİNK DE DE AYNI DURUM SÖZ KONUSU.
http://www.youtube.com/watch?v=73PWJzwon-I&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=qDjHtmmnXiI&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=sLF0kDyEcLc&feature=related, http://www.youtube.com/watch?v=2qTd8dNHlXA&feature=related…
ÜÇÜNCÜSÜ; O SÖZ KONUSU MARŞLA GÜNEY VE KAYA ARASINDA YAZINIZA PARALEL OLABİLECEK BİR BAĞLANTI DA YOK. YUKARIDAKİ LİNKLERDE GÜNEY SOSYALİST BİR DEVRİMDEN VE SINIF KARDEŞLİĞİNDEN BAHSEDİYOR, ARAYA BU MARŞI NİYE SOKTUNUZ ANLAŞILIR GİBİ DEĞİL.
DÖRDÜNCÜSÜ:
KILIÇDAROĞLU'NUN "DÖNMELİĞİ" ÜZERİNE SÖYLEDİKLERİNİZLE İLGİLİ...BİRKAÇ CÜMLE...
HERŞEY BİR YANA, BU ADAM ÖYLE BİLE OLSA BU AYIP MI HOCA?...SİZ NASIL BİLİM ADAMISINIZ, İNANAMIYORUM...
BEŞİNCİSİ...
BU YAZIYI GERÇEKTEN NEDEN YAZDINIZ?
VE SİZ GERÇEKTEN BİR BİLİM ADAMI MISINIZ?
SİZİN ADINIZA BU YAZINIZI OKURKEN, BİLİM ADINA BEN UTANDIM HOCA...
UMARIM BİR ARA SİZ DE UTANIRSINIZ...
HANİ ŞİMDİ BAŞKA ŞEYLER DE SÖYLEYECEĞİM HAK ETTİĞİNİZE İNANARAK AMA...
NEYSE BOŞVER HOCA...
SENİ SANA EMANET EDİYORUM...
UMRAIM YUKARIDAKİNİ UĞRAŞTIRMADAN, SEN SENİ ISLAH EDERSİN...

Hocam ben de Kemal

Hocam ben de Kemal Kılıçdaroğlu'nu tenkit ettim ama siz fazla abartmışsınız...

Yakışmadı

Böyle bir yazıyı Kerem Doksat'a yakıştıramadım. Atatürk milliyetçisi bir insan olarak, yazıda ırkçı ifadeler bulunması ayrı, videolarda Yılmaz Güney'in Kürtçü söylemlerinin, yazıda iddia olunduğu aksine olmayışı ayrı, ''Kılıçdaroğlu Ermeni Dönmesi mi'' konulu makalede, üst sayfada kocaman Melih Gökçek yazması ayrı bir skandal.

Profesör ünvanlı bir bilim adamından, daha bilimsel, sağlıklı ve objektif bir makale beklerdim.

Sükut-u Hayal'e uğradım.

Sükût-u hayâl hayâlin

Sükût-u hayâl hayâlin susması, sukutu hayâl hayâlin kırılması demek...

CHP li Kemal

Kılıçsaroğlu Soy adını değiştirmekle eline bir kılıç alarak,Türk ve Müslümanları katletmeye adeta yemin etmiştir.Çünkü Kılıçdaroğlu İsmet İnününün o yargısız infaz dönemlerini çok iyi bilir.şu şimdi fırsat eline geçse istinat mahkemelerinde yine müslümanları idam eder.
Apo canavarını idam edemeyenelr,onu affedip,İmralıya Sultan yapanlar.Ne yazıkki Vatanın asıl sahibi olanlara Zulüm yaptılar.
Hele bİr tane istanbul Vekili var,Nejla Ara.İslamı hiç hazmedemiyor.
Yemin etmiş,İslamı yok edecek,Şimdiden misyonerlik yapıyor.
"http://www.vidomodo.com/play.video.php?id=393"
Haliyle yok olmaya mahkumdur.
Esasen Atılmış Bölücülük Tohumunu yeşertmeye gayret etmektedir.Muvaffak olamıyacaktır.
İşte CHP budur.
"http://www.vidomodo.com/play.video.php?id=393"

Yılmaz Güney'e katil, Ahmet

Yılmaz Güney'e katil, Ahmet Kaya'ya vatan haini derken hiç içiniz yanmıyor da zamanınızdaki işkencecilerinizle kol kola girmek sizleri hiç sıkmıyor anlaşılan...Bahçeli'nin Sefa Mutlu'nun ailesini de ziyaret edebilecek mi diyordu Kılıçdaroğlu için..Peki MHP'li faşistlerin katlettiği onlarca devrimcinin ailesini de ziyaret edebilecek mi bakalım Bahçeli..Yazı baştan aşağı "Kahve edebiyatı" kokuyor, hiçbir bilimsel yanı yok ! Gayet subjektif duygularla yazılmış, baştan aşağıya nefret kokan bir yazı..

Yanlışlık...

Eğer yanlışlık değilse, veya birileri bir şekilde yazdığı makaleye adınızı eklediyse mesele yok. Değilse size hiç yakışmayan bir makale olmuş. Yoksa biz sizi yanlış mı tanıdık

Yazı Prof. Kerem Doksat'a aittir.

Değerli yorumcular; yazı Prof. Kerem Doksat'a aittir. http://www.keremdoksat.com/2010/11/20/chp-nasil-yok-edildi/ adresinden yazıyı görebilirsiniz.

Saygılarımla...

Temel Hata

Bu makaleyi ilk açtığımda bu kadar çok linki gördükten sonra okumaktan vazgeçmiştim. Fakat sonra bu kadar çok yorum, eleştiri yapıldığını görünce okudum. Çok önyargılı olduğunu düşünmak için bu olaylardan haberdar olmaya da gerek yok. Çünkü akademik çalışmalarda yapılan alıntılar doğruluğu otoritelerce kabul edilen kaynaklardan seçilir. Youtube/Wikipedia ve benzeri video ve bilgi platformları, akademik önyargının (bias)kullanılmasıyla, siyasi yanluş yönlendirmeye (political spin) götürür. Bu sebeplerdendir ki bu çalışma ne akademik, ne bilimsel ne de doğruyu yansıtmaya muktedirdir.

Saçmalık!!!

Bence chp yi buradan eleştirmek saçmalık.Kemal Kılıçdaroğlu nun başka yönleri dururken eleştirlmesi gereken buradan vurmak popülizmdir.

Ahmet Kaya polemiğine girmeyeceğim fakat Yılmaz Güney e atıp tutanların biraz sinemadan anlaması gerektiğini düşünüyorum.
Evet kabadayı ve popüler filmleri su götürmez bir şekilde piyasa için yapılmıştır.Fakat sürü,yol,duvar,umut,düşman filmleri türk sineması açısından birer başyapıttır.Bu filmleri dikkatlice izlemek gerekir.
Ayrıca Yılmaz Güneye vatan haini zırvalıklarıyla saldırmak küçük işlerdir.Siyasi fikirlerini eleştirceksiniz biraz daha araştırma yapmanız gerekiyor.Tabii ki youtube dan değil...
saygılarımla...

Laf mı etti halt mı?

Baştan aşağı çöp.
Yazdıklarına şaşırmadım da, şaşıranlara şaştım. Çizgisi bellidir zira Doksat'ın, zihniyeti meydandadır.
Şu yazdıklarına bakında düşünüpde yazamadıklarını hesabedin!

Kınama

Prof. Doksat'ı, yazısından dolayı kınıyorum ve özür dilemeye davet ediyorum.
Ayrıca, Politika Dergisi'nin bu yazıyı yayınlamakla ne yapmaya çalıştığını soruyorum.

Mehmet Ali Yazıcı

Merak

Bu tür tepkilerin geleceğini tahmin etmiştim de, ne için özür dilemem icap ettiğini anlayabilmiş değilim doğrusu... Aslında sâdece Youtube'daki adresleri yazıp yorum yapmasam dahi anlamak isteyen anlar. Meselâ Atatürk'ün Tunceli adını verdiği ile ısrarla Dersim dediği mi iftira, Yılmaz Güney'in kaatil olduğu mu?

Her hâlükârda, konuyu daha da açan bir makale yollayacağım.

Yılmaz Güney'in bütün filmlerini seyretmişimdir, merak edenlere...

Politika Dergisi'nin bu yazıyı yayınlamakla ne yapmak istediği suâli ise mizah gibi.

Doksat'a Yanıt

Söylemeye dilim varmıyor ama yine de, yaşınızdan dolayı ve nezaket icabi bu şekilde hitap etmek zorundayım;

Sayın Doksat,
YÖK'ün Prof. yaptığı bir kişisiniz. YÖK malumunuz, tartışmalı ve meşruiyetini kamuoyunda çoktan yitirmiş bir kurum. Bu yüzden YÖK'ün Prof. yaptığı ya da Akademik kariyer verdiği bütün kişilere, bilim insanlığı konusunda hep şüpeyle baktım. Bu yüzden, Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya için yazdıklarınızı, "bir bilim insanının, bir akademisyenin objektif düşünceleri" olarak görmüyorum.

Yazdıklarınız kendi ideolojinizin ve siyasi düşüncelerinizin yansıması.Bu hayatta olmayan ama halka mal olmuş iki değerli insan için iftiralarla dolu bir yazı yazmışsınız. Bu ülkenin halkına saygınız olsa bu yazıyı yazmazdınız. Bunları geçiyorum;

Neden özür dilemeniz gerekiyor:
1-Halka mal olmuş iki sanatçıyı karalama mantığıyla anlattığınız için,
2-Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'i ürettikleri üzerinden değil, kişiliklerine yönelik kendi ideolojik dünya görüşünüz çerçevesinde dğerlendirmeler yaptığınız için özür dilemelisiniz.

Politika Dergisi,
İlerici ve demokrat bir kimliğe sahip olduğunu iddia ettiği halde, bu ülkede şarkılarıyla ve sinemasıyla halka mal olmuş ve milyonlarca insanın sevdiği, değer verdiği ve sahiplendiği devrimci iki sanatçıyı karalayan bir makaleye yer vermiş olmasıyla, evet tekrar ediyorum, ne yapmak istediğini anlamıyorum.

Cemaat sitelerinde, bu iki sanatçı için daha ağır yazılar yayınlanmaktadır. O zaman Politika Dergisi'nin gericiliğe ve ülkemizdeki tarikat örgütlenmesine karşı çıktığı iddiası ya doğru değildir ya da bu konuda samimi değildir.

Cevap

Beni YÖK değil, İstanbul Üniversitesi Senatosu profesörlüğe lâyık gördü, YÖK de tasdik etti, bu bir. Görüşlerim bilim adamı hüviyyetimle değil, fikir adamı hüviyyetimle yazılmıştır, bu iki!

Gerisi mugalâta!

MEHMET ALİ YAZICI'YI DESTEKLİYORUM

Adam "mekanım" dediği blogunda YOL FİLMİ İÇİN "REZİL, TÜKÜRÜK" İBARELERİ KULLANIYOR.
KENDİSİNDEN ALIŞTIK YA, BU İBARELERİN YER ALDIĞI LİNKİ DE YAZALIM:
http://www.keremdoksat.com/2010/11/20/chp-nasil-yok-edildi/#more-4661
BU DAVRANIŞ BİÇİMİ, BIRAKIN BİLİMSELLİĞİ, ASLA NORMAL DEĞİLDİR, MARAZİDİR, HASTALIKLIDIR DİYORUM.
Sonra da benim eleştiri yazıma seviyesiz ve hakaretamiz diyor.
ÜSTELİK DE HİÇ DURMADAN YALAN SÖYLÜYOR.
SÖYLEDİĞİ YALANLARLA İLGİLİ YAZIMI BLOGUNA ÖNCE KOYUP SONRA DA KALDIRIYOR.
BİR TÜRLÜ DURAMIYOR.
"İFŞA EDİYORUM: 1)JULIAN ASSANGE ve TUNCAY GÜNEY AYNI KİŞİDİR" DİYOR...
İŞTE LİNKİ: http://www.keremdoksat.com/2010/12/01/ifsa-ediyorum-1julian-assange-ve-t...
ADAM IRKÇI VE DÜPEDÜZ FAŞİST.
PEKİ YA POLİTİKA DERGİSİ NE?
BENİM İÇİN ASIL ÖNEM TAŞIYAN SORU BU VE BU SORUNUN CEVABI...
BU YORUMUN AYNEN YAYINLANMASINI BEKLİYORUM.
KÜÇÜK BİR DE DİPNOT:
BEN M.A. YAZICI İLE BİR NOKTADA BULUŞAMIYORUM.
BU ADAM İLE NEZAKET MESELESİ PEK YAN YANA DURMAZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM..
BEN SAYGI DUYMUYORUM BU ADAMA.
VE POLİTİKA DERGİSİ'NE DE ŞAŞIYORUM ARTIK.
BİR DİPNOT DAHA:
BENİM KENDİSİNİ ELEŞTİREN YAZIMIN ALTINA BAŞTAN SONA YALAN DOLU KISACIK BİR NOT DÜŞMÜŞ. BUNUN ÜZERİNE YAZDIĞIM 2. YAZIM HALA BEKLİYOR.
DOKSAT, ELEŞTİRİLERE KARŞILIK VEREN BİR YAZI HAZIRLIYORMUŞ.
ACABA BEKLENEN O YAZI MI, BENİMKİ Mİ? DİYE DÜŞÜNMEDEN EDEMİYOR İNSAN.
ONUNKİ BEKLENİYORSA EĞER, BENİM YAZIMIN SONRAYA ATILMASI OLASILIĞI, YAZIMI ANLAMSIZLAŞTIRACAKTIR ONDAN DİYORUM.
GALİBA DERDİM ANLAŞILDI.

Politika Dergisi Yorumları Üzerine

Yazılan yazı, yapılan yorumlar Politika Dergisi için bir açıklama yapma mecburiyeti doğurmuştur. Öncelikle yazıyı neden yayımladığımız konusuna değinmeliyim. Hakkımızda bölümünde yazdığı üzere Politika Dergisi hukuk kurallarına, ülkemiz ilkelerine uyulduğu müddetçe her türlü görüşü önem verir. Ayrıca apolitikliği gidermenin bir aracının da halkı bilgilendirmeye sevk edici içerikler olduğu açıktır.
Yayımlanan yazı bazı kişiler tarafından beğenilip, bazı kişiler tarafındansa beğenilmeyebilir. Prof. Doksat dergimizin aydınlara çağrısı sonrası, çağrımıza olumlu cevap vermiş ve dergimiz yazarları arasına katılmıştır. Bu yazı, beğinilsin veya beğenilmesin birçok tartışmayı beraberinde getirmiş ve Politika Dergisi okurlarına farklı bakış açıları kazandırmıştır. Yapılan yorumlar, içeriğe düşünsel bir anlam kazandırmış olayı tek boyutlu bir bakış açısından çıkartmıştır.
Politika Dergisi kendisi hakkında yapılan eleştirileri bile yayınlayacak nitelikte olduğunu her haldeki sadece bu yazıyla sınırlı kalmadan birçok yerde göstermiştir; fakat bazı yorumcuların ve dergimize yazı vermiş insanların "bu yazıyı yayınlamakla ne yapmak istiyorsunuz" sözlerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Ne yapsaydık, sansürcü bir zihniyetle yazıyı yayımlamasa mıydık? Ayrıca yazının yayımlanmaması için hangi gerekçelerin olduğunu inanın ki merak etmekteyiz.
Politika Dergisi'ne bu yazıyı yayınlayarak gericiliğe ve cemaatçiliğe karşı çıkma iddiasından vazgeçtiği yazılmış yorumlardan birisinde. Gerçekten pes! üzerine herhangi bir yorum getirmek her haldeki saçmalığa ayak uydurmak anlamına gelecek.
Dediğimiz ve belirttiğimiz gibi, dergimizin hakkımızda bölümünü lütfen okuyunuz. Dergimize yapıştırılan Sosyalist Dergi, Cemaat Düşmanı Dergi vs. etiketlerini de lütfen bir kenara bırakınız. Bizim amacımız çeşitli araçlarla birincil amacımız olan Apolitikliği yok etmektir, hepsi bu.
Hayri Günel'in yorumuna gelince, bize yollamış olduğunuz iletinize yazınızın değerlendirme aşamasında olduğunu söyleyerek cevap verdik. Durumu buraya taşımanız ne kadar doğru o konuda kuşkuluyuz. Dikkati şuraya çekerek bitirelim. Kuşkulu olduğumuz halde bu yorumda yayımlanmıştır.

Saygılarımla, Politika Dergisi adına Gökhan DAĞ

Apolitik Kalmazken Ne olacağız!

Politika Dergisi bir slogan üretmiş, haklı olarak; gelişen olaylar karşısında "apolitik kalmayın!" Doğru. Apolitik kalmazken ne olacağız peki? Ne kalacağız? Faşistler, liberaller, cemaatçiler vs. de apolitik değiller. Politika Dergisi'yle aidiyeti olanların ne olmasını istersiniz? Nasıl bir dünya görüşüne ve siyasi düşünceye sahip olmalarını arzu edersiniz? Ağzınıza pelesenk ettiğiniz apolitik kalmayalım sloganının karşılığı ne olmalıdır sizce?
Bakınız, bilimsel çalışmalarda göstermiştir ki, doğada olduğu gibi toplumsal alanda da tarafsızlık, bir başka deyişle nötr olma durumu yoktur. Yapıp eylediklerinizle illa ki bir yana düşersiniz. Ya "doğru"dan ya da "yanlış"tan yana olursunuz. Ya egemen olanın, sömürenin ya da ezilen, sömürülenin yanına düşersiniz. Politika Dergis bu kadar "geniş mezhep"li olmamalıdır. Bir ömürgası olmalıdır. Omurgasız düşünce boştur, anlamsızdır.

Bu Makale Hakkında Okur Temsilciğine Gelen Mesajlar..

Gereğinden fazla ve anlamsız olmakla birlikte Okur Temsilciliği sayfasında görüntü kirliliğine yol açmaktadır. Düşüncelerinizi Okur Temsilciliği'ne göndermek yerine, zaten burada yaptığınız gibi makaleyi,yada sayın Kerem DOKSAT'ı olumlu veya olumsuz eleştirme hakkınız varken,ve dilediğinde kendisininde cevap hakkı saklıyken,bu tartışmayı Okur Temsilciliği'ne mesaj göndererek çığrından çıkarmayınız. Ayrıca zaten çığrından çıkmış ve neredeyse Politika Dergisi'ne mâl edilmektedir. Bu durumda bütün yorumculara soruyorum; Sizin yazdığınız bir makale'nin Politika Dergisi'nin düşünceleri olduğunu iddia edebilir misiniz ?                            Kısa süre önce yayınlanan,Okur Temsilciliği Kasım ayı mesajları bu tartışma üzerinde yoğunlaştığı ve yakışıksız mesajlara kişisel hatam sonucu yer verildiği için tarafımdan silinmiş, yerine daha medeni ve saygılı bir tek mesaja yer verilmiş ve yayınlanması üzerine yayın işlerine gönderilmiştir.

Bunun dışında kendi görüşüm olarak sayın Mehmet Ali YAZICI size bir cevap vermek istiyorum; Politika Dergisi'nin ''Apolitik Kalmayın'' sloganını neden yadırgadığınızı merak ediyorum. Elbette insanlar Apolitik kalmamalı. Bakın kendiniz gibi olmadığını düşündüğünüz insanları ,faşist,liberal,cemaatçi olarak sınıflandırmışsınız. Haklıda olabilirsiniz ,bu durumdaysa sizde bu görüşlere muhalefet olarak politik düşünce yapısındasınızdır. Bırakın insanlar böyle aydın,cesur gençlerin tırnaklarıyla bu güne kadar getirmiş olduğu bu değerli platformda karşıt görüşlerini medeni bir şekilde tartışsınlar. Hoş siz benimsemeseniz,hoş görmesenizde bu camianın düşünebilen,saygılı,ve medeni üyeleri ve gönüllüleri zaten her fikri saygı çerçevesinde tartışıyorlar. Ayrıca nereden bilebilirsiniz ki; yanlış yolda olduğunu düşündüğünüz bir karşıt görüşlü insanla siz medeni ve saygılı bir şekilde tartışırken,belkide sizin görüşlerinizi haklı bulmayacağını,veya yanlış düşüncelerinden vazgeçmeyeceğini ? Politika Dergisi hakkında endişelenmeyiniz ve kaygılanmayınız. Çünkü sizin gözünüzdeki gibi omurgasız ve boş düşünceli tartışma sitesi değildir. Saygılarımla.

Tartışma yararlıdır.

Sayın M. Kerem DOKSAT, açtığınız tartışma çok yararlıdır, bir kaatilin sanatını nereye koyacağız başka, üstelik yaptığı sanat değildir, Batı devletleri tarafından özellikle bu tür girişimler sanat adıyla desteklenmiştir. Gerçeği Sizin gibi birileri ikrar ettiklerinde de işte ön yargının refleksleri, ne yazık ki bir kaatili savunmaya kadar varıyor, maalesef. Saygılarımla.

Tartışmak mı?

Bir çok yorumcunun tartışmanın faydalı olacağı sözünü anlamadım.Ne yani tartışmak adına insanların kökenini mi söz konusu edeceğiz.?
Tekrar söylüyorum Yılmaz Güney'in sanatını eleştirmek için sinemasını izlemek ve ne anlatmak istediğine bakmak lazım.Havadan sudan eleştiri yapacaksanız o başka!
Sonuçta Cannes ta Ödül alan ilk Türkiiyeli sanatçıdır.Cannes'ı lütfen nobel le karıştırmayın.Hem Güney filmlerin de(politik filmleri):
-feodal düzeni eleştirmekte,
-Türkiye'de ki baskıcı,sömürücü düzene karşı çıkmakta,
-Alt tabakadan insanların hayatını anlatmakta,
-Ezen ezilen ilişkisine değinmekte...vb.
sormak istiyorum acaba hangisi sizi rahatsız ediyor...
Politik görüşü ise çıkın o zaman açık açık söyleyin;Yılmaz güney sosyalisttir ve bu beni rahtsız ediyor.
saygılarımla

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.