Uğurlar Olsun Hacı Cav Cav!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 
Amerika’nın “ulusal” bir ekonomisi, bu ekonomiye jandarmalık eden “ulusal” bir ordusu ve yine bu “ulusal” nitelikteki ekonomik çıkarları korumaya ve geliştirmeye yönelik “ulusal” bir siyaseti mevcut...

Ancak bu ulusal nitelikli siyaset, Dünya ölçüsündeki çıkarlarını daha da verimli kılabilmek için anti-ulusal [yani, global] bir reklam kampanyasının arkasına gizlenmiştir… İşte “Yeni Dünya Düzeni” denen yalancı dolmanın deşifre olduğu nokta burasıdır.
Avrupa Birliği içindeki her ülke için de bu böyledir...

Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği’nin içine, bizim “liboş”ların göstermek istedikleri gibi ulusal çıkarlarından vazgeçerek değil; tam tersine, ulusal çıkarları gerektirdiği için giriyorlar.


İşte, bizim de bir ulus olarak Avrupa Birliği karşısındaki tavrımız, ölçümüz, ölçütümüz, kıstasımız ve kriterimiz bu olmalı...
Bu... Sadece ve öncelikle bu!

Oysa, bizde meseleler başka... Problem başka... Çözüm üretecek tepe-noktalarda olanların, erekleri bam/ başka; amaçları daha başka...
Gelelim...

Türkiye’de, yaklaşık olarak 1995 yılı ve sonrasında, döviz kurları, faiz oranları ve ekonominin en temel dinamikleri, ulusal çıkarları temsil eden kurum ve kuruluşlarca değil; tam tersine, IMF ve Avrupa Birliği kurumları tarafından belirlendi ve tayin edildi...
Peki, böyle olunca Türkiye’de neler oldu?

Ekonominin çivisi çıktı!..

Dar anlamda tüketim ve geniş anlamda ise ekonomi, tümü ile dışa karşı korunmasız bir hale getirildi. Buna, “bazıları”;
- Türk ekonomisi dünyaya açıldı. Türkiye yalnızlıktan kurtuldu, diyorlar.

Peki (ama) sonra ne oldu?

Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması’nı imzaladı.

Yabancı mallar Türkiye pazarını işgal etti. Yerli sanayi, yan sanayi ve her nevi yerli üretim büyük bir darbe yedi.

Türkiye çok tüketen, az üreten ve hatta tarım ürünlerini dahi dışarıdan almaya mecbur kalan bir ülke haline geldi!

Peki, netice?.
Tabiidir ki, Hatice!..

Hatice’nin bilânçosu ise, şöyle:

Dış ticaret açığı büyüdü; büyüdü ve büyüdü... AKP iktidarı boyunca iki katını geçti…
Dış borç hızla büyüdü; büyüdü ve büyüdü... Yedi yıllık AKP döneminde, dış borç artışı, Cumhuriyet tarihinin toplam borcunun yaklaşık üç katına yaklaştı…

Türk milli üretimi yabancı ürünlerle rekabet edemez duruma geldi; şirket kapanışları, icra dosyaları, iflaslar, konkordatolar arttı; arttı ve arttı...


Türkiye’nin gerek siyaseti ve gerekse dış ticaret politikası, tümü ile ve tek yanlı olarak, Avrupa Birliği’nin karar organlarına... Ve döviz kuru politikası ise, IMF’ye terk ve teslim ve ciro edildi...

Bize, liberal ekonomi ve serbest piyasa ekonomisi modelini ihraç eden ülkeler, bu telkinleri yaparken, tabiidir ki, kendi ulusal çıkarlarını; yani kendi ulusal ekonomilerini düşündüler; kayırdılar, saklayıp, sakındılar…

Niçin gümrük korumacılığının kalkmasını istiyorlar?

Çünkü bize gümrüksüz mal satacaklar.

Bunda kimin çıkarı var? Bizim mi; onların mı?

Yabancı ülkeler, biz kendi ulusal çıkarımızı korumadığımız ölçüde karlı çıkacaklardır.
Dolayısıyla yabancı ülke politikacılarının bizim ülkemizde “ulusal çıkarların korunmasından yana olmayan” insanlarla “yarenlik” etmeleri kadar doğal bir şey olamaz.

Bu yarenlik, tatlı sularda da olabilir; tuzlu sularda da...

Ama bu alış-verişten karlı çıkacak olan ülke ve onların ülke içindeki ortaklarıdır.

Üstelik bu tür alengirli alış-verişlerde KDV de yoktur...

Tümü ile kayıt dışı bir ekonomidir bu.

Faturasız, fişsiz, vergisiz, sigortasız... Kayıt dışı ve töre dışı!

İki kere iki, dört ederdi eskiden... Hayal meyan hatırlar gibi oluyor insan.
Ama, başbakanımız;
- Beş eder, diyor ısrarla.

İşte mesele, Türkiye’yi yönetmekte olan pey sayın zevata bu hesabın yanlış olduğunu anlatmaktır… Halka ise, bu hesabın, yanlışlığı bilinmesine rağmen uygulanmakta olduğunu anlatmaktır…

Anlaşılamıyorsa, haykırmaktır!

Ama yine “tık” sesi geliyorsa, bu sayın ulema takımından…

Yapılacak tek şey, ilk kavşakta zile basıp, inmektir bu otobüsten…
Ve nazik bir selam sallayıp zat-ı âlilerine;

- Uğurlar olsun, hacı cav cav... Bize müsaade, deyivermektir!
 
 

faruk.haksal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.