Biz Bu Kadar Salak mıyız?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hayri GÜNEL

HAKAN ŞÜKÜR

- Adam, haftada bir gün, toplam iki saat televizyona çıkıyor ve çay kahve eşliğinde, üstelik de oturduğu yerden sadece konuşuyor. Evet sadece ko-nu-şu-yor. Hani bir dostuna, bir aileye misafirliğe gitmiş gibi, öyle oturduğu yerden, çay kahve eşliğinde. Ve bunun karşılığında -sanki bir iş yapmış gibi- her yıl için toplam 728 bin Türk Lirası ücret alıyor. Televizyon kanalı devletin. Yani benim emekli maaşımdan kesilen verginin girdiği devlet bütçesinden ayrılan payla ayakta duran bir devlet kurumu. Adamın adı Hakan Şükür. Bu kadar parayı niye alıyor? TRT bu parayı bu adama niye ödüyor? Yoksa biz bu kadar salak mıyız?

NİMET ÇUBUKÇU

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere bir kutlama mesajı göndermek için, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan öğretmenlerin iletişim bilgilerini talep edince, bakan Nimet Çubukçu bu talebi reddediyor. Aynı günün akşamı televizyon haberlerinde bütün kanalları ister istemez işgal eden bir başbakan “suratının taa ortası”ndaki ağız, Türkiye’nin ne kadar demokratik bir ülke haline geldiğini höykürüyor. İyi de niye höykürüyor? Yoksa biz bu kadar salak mıyız?

 

ALİ BARDAKOĞLU

- Adam Diyanet İşleri Başkanı. “Bir konuda yasal düzenleme yapacağız, Diyanet’in görüşü nedir, demek laiklik ilkesine aykırıdır.” dediği için, “Bir kadının başını örtüp örtmemesi onun Müslümanlığa giriş şartı olarak hiçbir zaman algılanmamış, sadece kendi dindarlığının bir tercihi olarak görülmüştür” dediği için, “Vaaz ve hutbelerde Kürtçe kullanılması zihinlerdeki parçalanmayı arttırır, Kürt kökenli vatandaşlar bu yolla da ötekileşir” dediği için, “Kurban kesimi, canlı hayvan rezervini tehlikeye sokacak olursa, kesmeyin derim” dediği için, “Ben şahsen elini uzatan hanımefendilerin elini sıkmakta bir beis görmüyorum. Tokalaşmanın haram olduğunu bildiren açık bir metin bulunmamaktadır.” dediği için ve de “Rahmetli Atatürk’ün Cumhuriyet’i kurarken Diyanet İşleri Başkanlığı’na verdiği önemi ve itibarı bugüne kadar hiçbir zaman görmedik. Onun için iyi giyimliler arasında sırada yürüyen bir kişi olmayı ben kurumuma ve konumuma karşı bir haksızlık olarak gördüğümden bu tip devlet protokollerine pek iştirak etmiyorum.” dediği için, yani dini, cemaatin yoğurduğu ve kakaladığı biçimde değil de, Kuran hükümleri dışına asla çıkmadan algıladığı için Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan alındı. Kendisi her ne kadar “kendi isteğimle” dese de, hükümet tarafından görev süresi uzatılmadığı için basbayağı a-lın-dı. Buna karşılık bir Allah’ın kulu da çıkıp, “ne oluyor ulan orada, yeter artık be” falan demedi. Biz de halk olarak, her şeyi olduğu gibi bunu da izledik. Yoksa biz bu kadar salak mıyız?

 

MİDE FESADI

- Aklıma gelmişken vurgulamalıyım, her sene, yaklaşık bu vakitler hep ortaya çıkartılan şu Özal öldürüldü mavalını “hayır, ne öldürülmesi, raporlar ortada, adam resmen mide fesadından gitti, ben, by-passlı olup da, koşu bandına çıkmadan önce bütün ikazlara rağmen bolca mantı ve hamur işi yiyen birini ilk defa gördüm” diyerek damardan çözme ve çürütme başarısı ve becerisi gösteren Hüsamettin Cindoruk gibi bakmak ve dahi görmek yerine, Ahmet Özal’dan pehlivan tefrikası dinlemeyi seçmekten hiç bıkmadık, usanmadık. İyi ama niye? Yoksa biz bu kadar salak mıyız?

 

KPSS

- Toplu ve organize kopya nedeniyle tekrarlanan KPSS sınavında bu kez tam puan alan çıkmamış. Bunun üzerine YÖK ve ÖSYM başkanları kopyanın varlığını kabul etmişler. İyi de, bu organize olay neden hala çözülemiyor, neden hala bir sonuç yok? Öyle ya, MİT, Emniyet, Jandarma, ilgili kurum, ilgili bakanlık ve de hükümet bu toplu kopyanın peşindeler. Buna rağmen bir sonuç çıkmaması ilginç. Yoksa işin ucu cemaate dayanıyor da ondan mı?. Yani bir sonuç alındı aslında ama, işin o ucu yüzünden mi o sonuç halktan gizleniyor? İyi hoş da, biz bu kadar salak mıyız?

 

HAYRÜNNİSA GÜL

- Cumhurbaşkanının karısı,” ilkokulda türban olur mu hiç?” diyor, kocası da karısını onayladığını belirten bir görüş bildiriyor. Başbakan ise, “seçimden sonra” diyor, Bunun üzerine, “ilkokula türban olur mu hiç?” diyen karısına onay verdiğini belirten cumhurbaşkanı, başbakanı da onaylıyor ve kendi kalesine gol atıyor. Peki halk bu maçın neresinde yer alıyor? Yoksa biz bu kadar salak mıyız?

 

AB İLERLEME RAPORU

- AB 2010 Türkiye İlerleme Raporu açıklandığında yandaş ve yalama basınla, korku nedeniyle kendisine oto sansür uygulayan basın işin özünü herkesten gizleme telaşı ve yarışı içerisine girdi ve herkes de buna göz yumdu. Raporda yer alan Ergenekon ve Deniz Feneri davaları kısa zamanda sonuçlandırılmalı ya da Ruhban Oklu hala kapalı veyahut da Doğan Medya Grubu’na yönelik vergi cezaları abartılı ve adil değil türünden uyarılardan halkın hiç haberi olmadı. “Türk Milletine hakaret, TCK’nın 301. Maddesi’ne göre halen suçtur.”, “Türkçe konuşmayanların kamu hizmetlerine erişimini sağlayacak önlem alınmamıştır”, “Türkiye’nin azınlıklara yaklaşımı Avrupa ölçütleriyle uyumlu değildir” gibi ibarelerin yer aldığı ilerleme raporu ustaca gargaraya getirildi. Bütün bunları kendi halkından gizleme kaygısı ve telaşı içerisindeki hükümet bu noktada asla ahlaklı davranmadı. Peki bu halk bunu hak etmiş miydi? Ya da biz bu kadar salak mıydık?

 

TRT VE KATİL

- TRT en sonunda bunu da yaptı ve eli hala kanlı, ölene kadar da öyle kalacak olan katil Mehmet Ali Ağca’yı bir programına “konuk” etti. Programla birlikte kuruma yönelik eleştiriler büyük bir pişkinlik ve ahlaksızlıkla “başkaları yaparken iyi, TRT yapınca mı kötü?” şeklinde tezahür eden bir şerefsizlikle bertaraf edilmeye çalışıldı. Yani savunma suçtan daha beterdi. Ve anlaşılan bu kurum için O katilin katil olması pek de önemli değildi. Kısacası TRT, bütün bir geçmişine bakıldığında hiç bu kadar “dışkı”ya batmamıştı. Peki de, biz bu kadar salak mıydık?

 

Size bir şey söyleyeyim mi; keşke sırf salak olsaydık. İnanın bu kadar koymazdı.

Hani şimdi bir şey söyleyeceğim ama hiç olmayacak.

Eğer hala varsanız ve oradaysanız -ki sayınız hiç önemli değil- sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın olur mu?

Hayri GÜNEL

Politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.