Telgraf Memurundan, Mustafa Kemal Paşa’ya Kurtuluş Hareketi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
irfan DEĞİRMENCİ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
27/07/2010

 

Birçoğumuzun okuduğuna inandığım Nutuk kitabında, ATATÜRK’ün Kurtuluş Savaşı mücadelesini başından sonuna kadar özetlediğini biliyoruz. Samsun’a yola çıkmadan önceki manzarayı bir kez daha gözümüzde canlandırdığımızda, İstanbul Boğazı’nı kuşatan düşman gemilerinin top namluları Yıldız Sarayı’na dönüktü ve açıkça istila ve ağır tehdit altındaydık. Atatürk’ün Osmanlı saltanatının da hüküm süren son padişah Vahdettin ile görüştüğü 15 Mayıs 1919 tarihinden itibaren Kurtuluş Savaşı hareketi fiili olarak başladı. O dönemi, o konuşmayı ve kısa süre sonra Vahdettin’in imzasını taşıyan Atatürk’ün idam fermanını burada anlatmayacağım. Nutuk okuyanlar bilir, okumayanlara öneririm.
 
Ülkemizin çeşitli bölgelerine dağılmış olan ordumuz, ne yapacağını bilememekte, kurtuluş mucizesi bekleyen zor durumdaki Türk halkı gibi haber beklemekte ve bir an önce düşmanlarla eşit şartlarda mücadele etmek istemekteydi. Beklenen gerçekleşti ve güneş doğdu. Kurtuluş Savaşı resmen başladı. İhanetin gölgesi bile üzerimizden kalkmamış durumdayken bu savaşın eşi benzeri olmayan mücadelenin bilinen bilinmeyen bütün kahramanlarına minnetten çok daha fazlasını borçluyuz. İçeriden ve dışarıdan her türlü düşman kuşatması altındayken ve güvenin çok değerli bir silah olduğu gerçeği ortadayken telgraf memurlarının kutsal vazifelerinden bahsetmek istiyorum. Çünkü şu anda içinde bulunduğumuz durum kayıtsız şartsız bağımsızlığımızı kazanmak, içeriden ve dışarıdan bizi kuşatan düşmanlarımızın boyunduruğundan ülkemizi kurtarmak, hemen hemen bütün kalelerimizin kuşatıldığını gördüğümüz halde önümüzdeki süreçte daha zor günlerin bizleri beklediğini hatırlamak zorundayız.
Telgraf memurları o dönemde iletişimin çok zor şartlar altında yapılmaya çalışıldığı ve yavaş işlediği durumdaydılar. Yaptıklarının bu savaşın kazanılmasında ve sonrasındaki katkılarını ifade etmek çok zor. Amerikan veya İngiliz mandası altına girmeye halkı bir de yabancılara köle etmeye kendi çıkarları doğrultusunda dünden razı hainler, kurtuluş savaşından haliyle fevkalade rahatsızdılar. Ve iletişimi kesmeye çalıştılar. Ama başarılı olamadılar. Güvenleri boşa çıkarmayan telgraf memurlarından bu savaşta küçük bir taş bile taşımış olan kahraman ve hayatlarını bizim için feda eden ecdadımızın yaptıklarını şimdi bizim yapmamız boynumuzda borçtur. Tahsil, sosyal durum, çalışan, öğrenci, işsiz borçlu, çiftçi herkes daha doğrusu gidişattan endişe duyan herkes bunda sorumludur. Ama bir kurtarıcı beklemekle zaman öldüren insanlar olarak şimdiden önümüzdeki yılların hesabını yapmak zorundayız. Ve iletişim çağında iletişimsiz insanlar olmamalıyız.
Önümüzde anayasa değişikliği ile ilgili son derece kritik bir referandum var. Çok geçmeden seçim sınavı vereceğiz. İçinde bulunduğumuz durumu siz bilinçli insanlara anlatmama gerek yok. Onlarca yıldır acımasızca hedefine ulaştırılmaya çalışılan ülkemizin bölünerek feda edilmek istendiği büyük orta doğu projesi var ortada. Bu projede katkı sağlamış nice siyasetçiler, gazeteciler, nice hainler, destek veren nice iş adamları gördük. Şimdi de en güvendiğimiz kalelerin içine sinsice sızmış durumdalar ve kritik kararlar alıyorlar.
Şu anda içinde bulunduğumuz durumdan daha kötüsünü birkaç yıl içinde yaşayabiliriz. Her gelene kurtarıcı, kahraman gözüyle baktığımız için ve her önümüzdeki seçimde bunlardan kurtulacağız zihniyetiyle oturduğumuz yerden konuşmaya alıştığımız için bu durumda ki katkımız küçümsenemez.
Daha önceki yazılarımla da ifade etmek istediğim gibi, düşmanlarımızın hedeflerine ulaşana kadar her yöntemi planladıklarını, kendilerince karşılarına çıkacak tehditlere ve olumsuzluklara hazır olduklarını göstermeye çalışıyorum.
Ben bu açıdan bakılırsa, ileride travma etkisi yaratacak daha ağır darbelere tanık olduğumuzda en azından hazırlıklı, başka planları olan çökmemiş, pes etmemiş cumhuriyet savunucuları olarak ayakta durabiliriz ve hayatta kalabiliriz ve cumhuriyetimizi ayağa kaldırabiliriz düşüncesindeyim.
Okur makalesi yazmaya çalışarak, düşüncelerimi ifade etmeme katkı sağlayan, anlayış ve sabır gösteren, kendi hayatları ile mücadele ederken, en değerli zamanlarını Politika Dergisi’ne harcayan Politika Dergisi’nin her değerli ve aydın ismine, saygılarımı burada belirtmek istiyor ve teşekkür ediyorum.
İletişim çağında birbirimizle iletişim kurabilmek, medeni cesaret gösterip birbirimizle tanışabilmek ve sorunlarımızı karşılıklı konuşabilmek dileğimle.
iletisim@PolitikaDergisi.com
 
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.