Ocak 2014

Aynı Gemideyiz Hikâyesi…

Ne zaman insanların sesi biraz yükselse, hemen birileri buyurur. “Aynı gemideyiz, batarsak birlikte batarız”. Kendisinin hükümetin yolladığı her kâğıdı imzalamaktan öte bir şey yaptığını duymadığımız Cumhurbaşkanı da aynı cümleyi buyurmuş. “Aynı gemideyiz. Herkes dikkat etmeli yoksa birlikte batarız”.

Cumhurbaşkanı, emperyalizmin dinci elbisesi giydirip, suratına hoşgörü maskesi takıp, pişkinlik suyu ile iyice yıkayıp bu ülkeye iktidar yaptığı bir zihniyetin parçasıdır.

İktidarın onbir yıldır kurulmasına destek verdiği, en azından ses çıkartmadığı, komplolar sonucu vatanseverler, demokratlar, ordu mensupları, bilim adamları, gazeteciler zindanlara atılmış, bu gün bu komplolar ortaya çıkmıştır.

Kadın Düşmanlığı = Türk Düşmanlığı mı?

Dünyada toplumlar bazen tedrici, bazen de büyük oranlarda göç etmişlerdir. Bu toplumlar zamanla yeni yerlerine alışmışlar ve oralı olmuşlardır. Bu göçlere sebepler ise çeşitlidir. Ancak hiçbir toplum, yeni yerinde sonsuza kadar düşman kabul edilmemiştir. Türklerin Anadolu’daki varlıkları 1071 yılına dayandırılmaktaysa da tarih Türklerin Anadolu’da, Balkanlarda, Karadeniz’in kuzey kısımlarında bilinmeyen bir tarihten beri var olduklarını gösteriyor. Gerek bu topraklarda daha evvel yaşayanlar, gerekse Avrupalılar bir türlü Türk varlığını kabul etmemişler, ellerinden geldiğince onları asimile etmeye, olmazsa orta Asya’ya sürmeye çalışmışlardır. Hatta Osmanlı döneminde emellerini gerçekleştirmeye ramak kalmış olsa da Türkler küllerinden yeniden doğmuştur. Daha sonra da içeriden buldukları işbirlikçiler aracılığı ile amaçlarını gerçekleştirme çabalarını bu gün bile sürdürmektedirler. Ağzından “Türk” kelimesi çıkmayan yöneticiler, her yerden “Türk” adının silinme kampanyaları iddiamıza ışık tutmaktadır.

Küreselleşme Sürecinde Ulus-Devletin Dönüşümü

Yazar: 
Mehmet Şükrü Özen
Yazının Yazıldığı Tarih: 
14.01.2014
 
 Giriş
 
 Bu makalenin hazırlanmasındaki amaç, ulus-devlet ve küreselleşme arasındaki etkileşimleri, küreselleşme sürecinde ulus-devletin geçirdiği yapısal dönüşümleri açıklamaktır. Bu bağlam- da yazının konuları olan “devlet”, “ulus”, “ulus-devlet”, “küreselleşme” gibi anahtar kavram- ların tanımları, tarihsel gelişim evreleri ve günümüzü belirleme güçleri üzerinde durulacaktır.
 
 1.Devlet, Devletin Tarihsel Kökenleri, Ulus ve Ulus-Devlet
 
 1.1 Devlet Nedir?

Kuran Müslümanlığı

Bazı karı kocalar vardır, gül gibi geçinirken bir kavgaya tutuşurlar, artık ne kadar kirli çamaşırları varsa ortaya dökülür. Bütün pisliklerini konu komşu öğrenir. Ne adamın ayak kokusu kalır ne de kadının horlaması öğrenilmedik.

Şimdi bizim iktidar ile ortağı cemaat kavgaya tutuştu ya, aynı şeyler oluyor. İnternette kasetler cirit atıyor. En son rastladığım Fetullah Gülen kaseti gerçekten ibretlik. Beyefendi üzerine basa basa Kuran Müslümanlığını sapıklık olarak niteliyor.

Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Bir dönem bir fırsat bulup bunların sohbet toplantılarına katılmıştım. Bir – iki sayfa Arapça kuran okuduktan sonra Kuran bir yana bırakılıp beyefendiye ait kitaplar açılıyor ve Emevi islamı, yani hurafeler dini beyinlere işleniyor.

Derin Kavga

Yazar: 
Koray KAMACI
Yazının Yazıldığı Tarih: 
14.01.2014

Evet, sevgili dostlar son yıllarda Türkiye’de dünyadaki değişimden payını almaya başlamış ve Yeni Dünya Düzeni’nin mimarları Türkiye’ye nifak tohumlarını ekmiştir. Bu tohumlar son zamanlarda iyice büyüdü Fidan haline geldi. Son dönemde artık geri dönüşü olmayan Camia ve Hükümet arasındaki savaş iyice alevlenmiş ve yaşanan bu kavgadan dolayı bilmediğimiz birçok husus ortaya çıkmıştır. Her şerden bir hayır çıkar mı sorusunun da cevabı burada saklı…

Hükümet artık tüm Devlet kurumları ile taarruza geçmiş ve özellikle en önemli silahı MİT’e de geniş haklar vermiştir. (Sınırsız dinleme gibi) Emniyette ki tasfiyeler tüm hızıyla sürerken, yargı da direk Adalet Bakanlığı’na yani Hükümete bağlanmıştır.

Bunalımlı Zamanlarda En Büyük İhtiyaç; Kafaların Net Olmasıdır!

Toplumsal yaşamda kriz anları; ortalığın toz duman olduğu, her kafadan bir sesin çıktığı, her kesin her gün yeni bir şeyler yaptığı, söylediği, olayların olayları takip ettiği, gündemin sürekli değiştiği, kısaca alışılmışın dışında olağanüstü kargaşanın egemen olduğu, anlardır. Olaylar çeşitli kaynaklardan öyle hızlı ve değişik biçimlerde tartışılır ki kimi olayları takip etmekte güçlük çeker, kimi söylenenlerin doğruluğundan şüphe eder, kimi hiç bilmediği sürprizlerle karşılaşır vs. Sonuçta birçoğumuzun kafası karışır; neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda emin olamayız. Kendimize yakışan siyasi pozisyonu birtürlü alamayız. Şaşkın şaşkın olup biteni dinler ve seyrederiz.

Bu durumda yapılması gereken en iyi şey; sakince gelişen olayların geçmişine bir daha geri giderek, olayların tekrar tarihsel köküne inmek, olayların kısa bir özetini yapmak, onları kafamızdan bir film şeridi gibi geçirmek, faydalı olacaktır; kanısındayım.

Tayyip Erdoğan ve Hitler Propagandasının Benzerlikleri

17 Aralık operasyonu..Bakanlar ve çocukları için rüşvet, yolsuzluk iddiaları.
Bu yaşanılanlar, bu iddialar herhangi gelişmiş demokratik bir ülkede kıyameti kopartır, iktidarları yıkar, halkı sokaklara dökerdi. Ama bu ülkede neler oluyor? Buyrun, Genar Araştırma Şirketi’nin yaptığı anket sonuçlarına bakınız:


''Operasyonun arkasında uluslararası güçlerin olduğuna inananların oranı yüzde 70.6 iken, ankete katılanların yüzde 63.3'ü son hadiselerin büyüyen Türkiye'nin önünü kesmek için yapıldığına inandığını belirtti.''

Yunanistan'ın AB Başkanlığı

Yunanistan bu yılın başında, Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı görevini Litvanya'dan devraldı. Bu başkanlık Yunanistan'ın 33 yıllık AB üyeliği süreci içinde ilki 1983 yılında, ikincisi 1988'de, üçüncüsü 1994'e ve dördüncüsü de 2003 yılında olmak üzere 5. AB Dönem Başkanlığı olacak.

 

Geçen sene Kıbrıs Rum Kesimi AB Dönem Başkanı olduğu vakit Almanya Dışişleri bakanı "Sosis ambarının bekçiliğini köpeğe vermekle, Kıbrıs Rum Kesiminin AB Dönem Başkanı olması aynı şey" demişti. Bu benzetme Yunanistan için de geçerli ama pek de dile getiren olmadı bu sefer.

 

Gerçekte AB Dönem Başkanlığı ile 23 Nisan'da çocukların Başbakanlık koltuğuna oturmaları arasında pek bir fark yok.  AB'nin üst düzey yönetimini oluşturan Komiserler, Komisyonlar ve Komisyon Başkanları tarafından kurumsal olarak yönetiliyor.

Türkiye'yi Tanıyor muyuz (7/7)

Referans İçerik: 
Türkiye'yi Tanıyor muyuz (6/7)

Anavatan Türkiye'mizin imal ettiği çağdaş ve son teknolojik silahlardan olan PARS Zırhlı Muharebe Aracı, 8x8 ve 6x6 olmak üzere iki tür. Suda gidebilen gece görüşlü araç, mayından etkilenmiyor.

 

TÜBİTAK “AKILLI BOMBA’nın beyin kısmını geliştirerek, hatta yanılgıyı neredeyse sıfıra indirerek, karadan havaya, havadan havaya ve karadan karaya füzelerde yeni bir dönemi başlattı.

Ve ASELSAN’ın Leopard 2A4 tanklarının modernizasyonunu gerçekleştirerek “Leopard 2 Next Generation” tanklarını yarattı. Yaptığı elektronik değişiklerle, bu tanklara diğerleri ile kıyaslanamaz bir üstünlük kazandırdı.  

 

Türkiye, Ekonomisi ve Politikasına ilaveten artık silah üretiminde de bölgede söz sahibi ve tartışmasız lider.

21 Ocak - 1 Mart Makale Konuları

Değerli yazarlarımız ve okurlarımız!

 

Öncelikle yazılarınızla bugüne dek bize vermiş olduğunuz destek için teşekkür ediyoruz. Makaleler konusunda çeşitliliği artırmasını umarak size bir öneri sunuyoruz. Bu önerinin amacı salt makale çeşitliliğini artırmanın yanında, yazılarını bizlere gönderecek olan yazarlarımızın/okurlarımızın da konu bulamama gibi bir endişesini ortadan kaldırmaktır.  Tabi bu konularda yazmak istemeyen okurlarımızın buna bağlı kalma gibi bir zorunluluğu yoktur. Ancak aşağıda ki konularda gönderilen makaleler değerlendirme sonucunda manşete taşınacaktır.

 

Makalelerde aranacak özellikler:

-Anlatımda yalınlık ve yoğunluk 

-Nesnellik

.-Özgünlük

-Öne sürülen düşünce ve tezin kanıtları.