Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Yüksek bilinç(!)
- Pes !
- Padişahın Fermanı!
- Basın Özgürdür (!)
- "Utanıyorum!"
- Şen Ola Sandık, Şen Kıla
- Gerçek Sorumlu Kimdir?
- Toplum, Tepkisiz Olmaya Görsün
- Bu Ülkenin“FERHAT”ı Olabilmek !
- Referandumdan AKP’ye Güven Teyidi!
- Ba(*)baya Mektup
- Neyi ve Kimi Bekliyorsunuz?
- Bu Sorulara Cevap Arıyorum
- Bir Tarih Kitabı
- Em/ Ce/ Kare = Yaşam
Bayram, Barış ve Yetkin İnsan
Bize böyle öğrettiler.Ancak kişisel çatışmalar, eğer bir bayram sabahı sonlandırılabilecek nitelikteki basit “şey”lerse, niçin beklenir bayram günlerinin gelmesi?..Ancak bizce bayram bir vesiledir…
Eğer o insan, düşmanlık duygularının, çekememezlik ve kıskançlık tohumlarının yeşerdiği bir ortamın ürünü ise, bir bayram sabahının efsunlu büyüsü ile bütün bu olumsuzlukların kaynağında yer alan aşağılık kompleksini yenip, alt edebilmesi mümkün değildir…
- Ülke bu durumdayken, toplumsal sorunları bir kenara bırakıp, insanla ilgili meselelere neden bu kadar çok yer veriyorsunuz?..
Evet, doğru söylüyorlar bu arkadaşlar… Ülke tıpkı dedikleri yerde ve söyledikleri gibi can çekişip duruyor.Ama o ülkeyi o çukura itip, yuvarlayan da insanlar… Oradan çıkartacak olanlar da insanlar!..
Bizim eksiğimiz o insan kalitesini, düzeyini ve bilincini yaratamamış olmamızdadır…
Erdal Atabek hocamızın o güzel tespiti bu noktada oldukça etkileyicidir:
- Yetkin insan, örgütlü toplum!..
İşte meselenin özü ve esası budur…
Bu noktadadır.
Bu iskelededir!..Ve eğer içinde olduğumuz gemi rotasını aydınlığa doğru kıracaksa, bu limandan demir alacaktır…
Sadece yetkin insanlar, aydınlık bir dünyanın özlemini gerçekten duyabilir ve onun için verilecek dişe diş bir mücadelenin neferi olma alçak gönüllülüğünü gösterebilirler.
Ve yalnız yetkin insanlar, dünyaya ve çevrelerine kişisel çekişmelerin, kıskançlıkların ve kısır didişmelerin üzerinden bakabilirler…
Çünkü aydınlık toplum, hakça paylaşım, özgür bir ülke ve benzeri toplumsal taleplerin her biri sadece ve sadece insan içindir…
İnsanı yetkin kılmak, kültürlü ve aydınlık kafalı yapmak ve refah içinde yaşatmak içindir.
Ötesi laf-ı güzaftır her sözün, her söylemin ve her eylemin…
Bu amaçlara doğru yönümüzü çevirmemişsek, ne yapsak nafiledir, ne etsek boşunadır…
Aksi halde yüz adet bayram kutlaması yapsak, tanıdık tanımadık tüm yaşlıların ellerini öpsek, hiçbir sonuca ulaşamayız.
Çünkü bayram günlerinde birbiri ile barışabilecek nitelikteki insanlar, ancak dünyayla, çevreleri ile [ve en önemlisi] kendileri ile barışık “yetkin” kişiler olabilir…
Siyasete; oturduğu koltukta göbeğini kaşıyarak, insanlara sinsice arkalarından yaklaşıp fırsat kollayarak ve toplumsal mücadeleye, bin/bir hesabın çemberi içinden yuvarlanarak ulaşanlar ve böylece de yıldızlarını parlatmayla çalışan insanlar değil…
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com
www.kitlecizgisi.com
- Faruk HAKSAL içeriği
- 14315 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder