Çember Daralıyor...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Gazetelere düşen bir haber bir kez daha kanımızı dondurdu: “Kandil ve Mahmur’dan gelen teröristler için Habur’da kurulan özel çadır mahkemelerinde kışkırtıcı olabilir, diye Atatürk posteri ve Türk bayrağı indirildi. Hem de görevli hâkimin emri ile.

Böyle bir olay, onuruna düşkün bir ülkede olamazdı. Olsaydı bile daha o an ne o memur, ne o bakan ne de o hükümet kalırdı. Hepsi istifa ederdi veya halk tarafından ettirilirdi. Aradan aylar geçmiş, sorulduğunda bakan “iddialar bana da ulaştı, müfettiş gönderdim, denetleniyor. Suçu olan varsa mutlaka cezasını çekecek” diyor. Artık bu malum cümle gülünçlüğünü bile kaybetti. Birileri bu ezberletilmiş cümleyi söylüyorsa bunun Türkçe sözlükteki karşılığı, “havada bulut sen onu unut”tur.

Türkiye’nin kafasına geçirilecek çuval ilmek ilmek dokunuyor. Önümüzdeki seçimlere kadar da muhtemelen dokunması bitecektir. Kafamıza geçirilip geçirilmeyeceğine kararı biz vereceğiz.

Emperyalizmin ülkemiz için nihai kararı artık gün ışığına çıkmıştır. Ya Suudi Arabistan gibi ABD uşağı ortaçağ devleti olacağız ya da Yugoslavya örneği gibi bölünüp parçalanacağız. Zira “küresel çete” (Sevgili Banu Avar’ın deyimidir) bölgemizde ulusal örgütlü, güçlü bir devlet istemiyor.

Kenan Evren, 12 Eylül’de gerici tarlasını çok iyi baktı, suladı, aşıladı. İşte o tarladan yetişenler şimdi hepsi birer yönetici oldular. Hatta iktidar oldular. Habur’daki çadır mahkemesinden Atatürk resmi ve Türk bayrağını kaldırtan hâkimi düşünürken aklıma rahmetli Uğur Mumcu’nun bir konuşması geldi. Rahmetli şöyle diyordu. “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadrosuna bir bakın. Dörtte üçü ilkokul mezunu. Bunca İmam Hatip mezunu, İlahiyat mezunu nerede? Hepsi hukuk fakültesi, mülkiye, polis teşkilatı gibi yerlerde. Hatta hukuk fakültesine girenlere burs bile veriyorlar” Rahmetlinin bu konuşmasını düşününce o hâkimi de, onların hükümetini de anlamak mümkün.

Bu bağlamda İlhan Cihaner olayı anlayan için dersliktir.

Ancak sanırım bütün bu çabalara karşın, büyük bir bölümü laik ve çağdaş yaşamı seçmiş olan Türk halkını Suudileştirmek pek de mümkün olamayacaktır. Bunun farkına varan küresel çete, ikinci planı devreye sokmuştur. Aynen ekilen ılımlı İslam tohumları gibi, şimdi de Kürt açılımı, Ermeni, Roman daha birilerinin otuz yedi dediği açılımlar ile bölünme tohumları atılıyor.

Okyanus ötesindeki hocaları dahil bu zihniyet sahiplerinin vatanın bütünlüğü, bağımsızlık falan gibi şeylerin pek de umurlarında olmadığı görülüyor. ABD’nin güdümünde, birilerinin dizi dibinde halifelik yapmak onlara yetecektir.

Benim yaş olarak kendim için bir şeyler düşüneceğim devirler çoktan geride kaldı. Ancak genç kuşaklar için içim kan ağlıyor. Uyanık olma zamanıdır.

Cem.Tamturk@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.