Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığı'nı Siyasallaştırmış

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Başbakan, yine ayaküstü bir yolculuk öncesi çok önemli tespitlerde bulundu! Deniz Baykal'ın anayasa değişikliği konusunda Cumhurbaşkanı’na yaptığı öneriyle Cumhurbaşkanlığı makamını siyasallaştırdığını söyledi… Bu tepkiye, ne söylemek gerekir, inanın bilmiyorum. Şaka gibi. Artık Başbakan’ı dinlerken, ben Alice gibi Harikalar Diyarı’nda yaşadığımızı hayal etmek istiyorum. Çünkü nasıl olsa kriz teğet geçti, hamdolsun ülke çağ atladı, enflasyon düştü, kişi başına milli gelir on bin dolarların üzerine çıktı. Alice bile bence Başbakan’ın “harikalar diyarı”na göç etmeli.

CHP Genel Başkanı,Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e parti kapatma, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla ilgili 3 maddenin dışındaki diğer maddeleri onaylayıp, sadece bu 3 maddeyi referanduma götürmesini önermişti. Uzlaşma adına, toplumdaki gerginliği azaltma ve referandum sonrası oluşacak siyasi gerginliği ve istikrarsızlığı engelleme adına yapılan bu öneri ve Başbakan’ın tepkisi gösteriyor ki, CHP’nin doğru adımlar attığı zaman, Başbakan’ın ve AKP’lilerin aklı karışıyor, gerçek yüzleri ve siyaset yapma biçimleri ortaya daha net çıkıyordu.

Başbakan’ın tepkisinden ve sözlerinden, “bu cumhurbaşkanı, bütün siyasi partilerle ve toplumun tüm kesimleriyle uzlaşarak seçilmiş de bir siyasi parti nasıl olur da kendi siyasi düşüncelerini Cumhurbaşkanı'na empoze etmeye çalışabilir” gibi bir sonuç çıkıyor… Bir de sanki Türkiye deki bütün resmi kurumlar son derece şeffaf, objektif ve partiler üstü yönetiliyor olsa gerek ki, Cumhurbaşkanlığının siyasallaştırılmaya çalışıldığı tespitini üstüne basa basa yapıyordu.

Başbakan’ın yaşadığı “Harikalar Diyarı”nda sanki;

Bu anayasa değişikliği teklifini, partiler üstü ve tarafsız olması gereken Meclis Başkanının imzasıyla teklif eden, daha önce Meclis Başkanlığı makamını siyasallaştıran, Meclis Başkanını azarlayan ve emirler veren Başbakan ve AKP değildi…

YÖK Başkanı’na dair, bir bürokratın “yeni YÖK başkanının havası değişmiş. Gayet güzel sözler söylüyor” sözlerine karşılık “isterse söylemesin,” diye cevap veren bir AKP’li bakan değildi.

Devletin kanalı TRT, tamamen bağımsız ve özgür haberler yapmakta, kadrolarını liyakat esasına göre belirlemekteydi.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, dinlemeleri tamamen yasal çerçevelerde yapıyor ve bu dinlemeleri yasaların koyduğu sınırlamalar çerçevesinde saklıyor, yok ediyor ya da kamuoyuna, medyaya dağıtıyordu.

Adli Tıp Kurumu, kadrolarını ve yapısını bilimsel kriterlere göre oluşturmuş ve raporlarını bu çerçevede hazırlıyordu.

TÜİK, istatiksel verileri ve raporları hazırlamada çağdaş hesaplama yöntemleri oluşturmuş ve raporları siyasal iktidarın koltuğunu ve geleceğini belirlemeye yönelik değil, objektif ve bilimsel raporlarla açıklıyordu.

RTÜK, sözlü ve görsel basındaki yayınları, toplumun ahlaki ve sosyal yapısına uygun bir şekilde denetliyor, yasal görevlerini ve yetkilerini, iktidarın dünya görüşünü ve taleplerini medya organları üzerinde baskı unsuru olarak kötüye kullanmıyordu.

Başbakan’ın Harikalar Diyarında verdiği tepkiyi özetlemek gerekirse, bütün kurumlar bu kadar uyum içerisinde, siyasetten uzak ve tarafsız çalışırlarken, nasıl olur da birileri Cumhurbaşkanlığı makamını siyasallaştırmaya çalışabilirdi. Buna bir ayağı ABD’de, bir gözü Meclis Başkanı’nda, bir kulağı da Abdurrahman Yalçınkaya’da olsa da asla müsaade etmezdi.

CHP’ye naçizane tavsiyem, adın muhalefet partisi olmasına rağmen muhalefet yapman suçsa; çözüm önermen ülkeyi ve devlet kurumlarını, makamlarını siyasallaştırmansa; siyasi partiler yasası kanunlarına tabi olmaktan çıkın, dernekler kanununa tabi olun. Böylece en azından biraz da, Meclis dışında kalıp çevreyle doğayla iç içe olur, temiz hava soluma fırsatı yakalarsınız… Ne de olsa Alice gibi Başbakan’ın Harikalar Diyarında yaşamıyor muyuz? Gelin hep birlikte burada kuşlarla, börtü böceklerle, çimlerde yuvarlanarak hayata pembe gözlüklerle bakarak farklı boyutlarda bir hayat yaşayalım…

OguzKemal.Ozkan@PolitikaDergisi.com

 

 

Yorumlar

Merhaba

Sayın Baykal ayıp etmiş. Hiç fikir üretip de başbakanın "bunlar sadece muhalefet eder" lafını ağzına tıkmanın alemi varmıydı. Çok ayıp. Dua etsinlerki sayın başbakan yurt dışında. Yoksa meclis başkanına sustur şunu diyebilirdi. Saygı ve selamlar...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.