Sevgili dostlarım, vatansever olduğuna yürekten inandığım Sayın Rıfat SERDAROĞLU’ un önümüzdeki yıl olacak seçimlerle ilgili kaleme aldığı “Bu Oyun Bozulur” başlıklı makalesini dikkatle okumanızı öneririm.
Muhalefettekiler bu kez de uyarıları kulak arkası yaparsa ülkemizin ne hale geleceğini düşünmek dahi istemiyorum.
Umarım artık SEÇSİS uygulamalarının Amerikan menşeli olduğunu bilmeyen yoktur..
Maniplenin Amerika’nın elinde olduğu bu sistemle, gönlünden geçirdiği partiye büyük imkanlar sunulur. İktidar olmak için çırpınan diğer partilere ise “sana sevdanın yolları bana hüsranlar” şarkısını söyletecek niteliktedir. Bu arada, tuzak kokan ve akıl tutulması yaşatacak sonuçların alınmasına imkân veren SEÇSİS uygulamasını biz hariç artık hiç bir ülkenin kullanmadığını da belirtmeliyim. Anılan konu hayati değerde olduğu nedeniyle zamanında sizlerle paylaştığım yazımı tekrar görüşlerinize sunma ihtiyacı hissettim.
Hal böyle olunca Başbakan da doğal olarak seçim sandıkları açılmadan beş saat önce çıktığı televizyon ekranlarına malumun tekrarını ( seçimde alacağı oyu) ve bilahare de Okyanus ötesine teşekkürlerini açıklar değil mi efendim.
Önümüzdeki genel seçimlere tuzaklarla dolu bu sistemle girersek, Türkiye'de “ATATÜRK” ismini ağzına alanların kendilerini nerede bulacaklarını söylemeye dilim varmıyor inanınız.
Birazda Türkiye üzerinde son tahlilde oynanan oyunların sonuçlarını görmek istersiniz diye düşünüyorum..
06-07 Aralık 2010 tarihlerinde çeşitli televizyon kanallarında halka Wikileaks’ın ne anlama geldiği ve Mehmet HABERAL’ in kim olduğu sorulduğunda, verilen cevaplar insanı çileden çıkartacak, kanını donduracak niteliktedir. Bu kadar mı bilgisiz ve eğitimsiz bir toplum olduk bilemedim. Küresel devin alenen ve pervasızca yaptığı uygulamalar , Türk insanını dünyadan bihaber bırakırken , hedeflerine de ne kadar yaklaştığını göstermesi bakımından son derece dikkat çekicidir..
Uzun zamandır iktidarın kendi Emniyet ve Adalet örgütünü teşekkül ettirdiğine şahit oluyoruz. İnsan hakları beyannamesine , sosyal hukuk normlarına sığınan vatanseverler ise bir de bakıyorsunuz “ileri demokrasi” uygulamalarıyla(!) karşı karşıya kalmış.. Nasıl mı kalmış? Ceza evine atılarak, kafası gözü patlatılmış olarak tabii ki... Hayati değerdeki kurum mensuplarının iktidarın işine geldiği durumlarda sessiz kaldığını , işine gelmediğinde ise halka (öğrencilerimize vb) reva gördüğü uygulamalarını her gün televizyon ekranlarından içimiz burkularak izler olduk.. Unutmayalım ki, faşist uygulamalara sessiz kalan ve vatanperver insanlar adına muhalefet görevine soyunanlar suskunluğunu bozmazsa bu gün yapılanları arar hale geleceğimizi üzülerek belirtmeliyim.
Değerli dostlarım sakın düşüncelerimi komplo teorisi gibi değerlendirmeyiniz. Zira rejimi değiştirmeye adeta yemin etmişlerin kuracakları Otokrat yönetimin ayak sesleri sağır sultanı dahi uyandıracak seviyededir.
Her zaman usanmadan tekrar ettiğim bir sözümü, bundan böyle dikkate alınır düşüncesiyle son kez sizlerle paylaşarak yazıma son veriyorum.
"İKTİDARI VE MUHALEFETİ KÜRESEL GÜÇLERCE TAYİN EDİLEN BİR ULUSUN TARİHTEN SİLİNMESİ MUKADDERATIDIR."
En derin sevgi ve saygılarımla..
Fevzi MORAY
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Yeni yorum gönder