Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Demokrasi Kültürümüzde Mücadele Anlayışı
- Sosyalizm, Sosyal Demokrasinin Dinamosudur
- Zamanın Stratejik Muamması:Osmanlı
- Gezi Parkı ve Demokrasi Tartışmaları
- İdeolojik Mevziler Dağılırken
- Çevre, Merkez Olunca...
- Oedipus Kompleksi ve Türkiye Siyaseti.
- Pazar Ekonomisi ve Demokrasi 2011
- İktidar ve Siyasetin Gölgesinde Bürokrasi ve Demokrasi İlişkisi: İdealler, Zorunluluklar, Gerilimler
- Politik Psikoloji Üzerine Kısa Bir Bakış
- Devlet-Toplum ve Sınıf Mücadelesi
- Tamamlanamayan Bir Yazı...
- Cumhuriyet'in Emanetçilerine Çağrı ve Hatırlatma
- Siyasetin Elzem Kanunları
- Kılıçdaroğlu'na Rağmen Sürdürülen Pratik
Demokrasinin Alacağı Yaralar
Siyaset alanının yoğun bir siyasi boğulmaya maruz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Sivil alan olarak tanımlanan ve genç demokrasimizin zaten gürbüzleşmemiş toplumsal katmanları gittikçe siyasallaşmakta. Siyasallaşmaktan kasıt demokrasi kültürü içerisinde daha çok katılımcı, dönüştürücü ve eleştirel bir pratik ortaya koymak değildir. Bu anlamda siyasallaşmaktan kasıt, siyaseti belirleyen temel dinamiklerin sivil boyutuyla şekillenmesine katkıda bulunacak sivil oluşumların etki edeceği siyasetin temel dinamiklerine dönüşmesi. Bu diyalektik içerisinde yoğun bir siyasallaşma demokrasi için sanıldığının aksine hayra yorulacak bir gelişme değil.
Yaşanmakta olan gelişmelere binaen yukarıdaki girizgaha "Cemaat denen oluşum ne kadar sivildi ki?" diye bir soru yöneltilebilir. Fakat kanımca her ne kadar bu oluşumun bürokrasi içinde kökleşmiş bir yapılaşması olsa da temel siyasi dinamiklerin içinde fakat siyaset alanının dışında bir sivilliği içerisinde barındırıyordu. Şu anki durumda ise Fethullah Gülen'in muhalif bir siyasi parti lideri gibi hareket ettiğini söyleyebiliriz. Bunun sonuçlarının mevcut hükümet nezdinde ne gibi tesirler doğuracağını ise şimdiden kestirmek güç.
Yoğun siyasallaşma ve bütün gelişmeleri yalnızca politize olmuş gözlüklerden değerlendirme alışkanlığı ile aslında hiçbir şeyden de yeterince haberdar değiliz. Ortada konuşulanlar ve doğruluğu sabitleşmemiş haberlerle aslında yaşananlar ustaca gizlenmekte. Anılan isimlerin ne ifade ettiği, bulguların ne anlama geldiği ıskalanıyor. Ve operasyonun salt belli bir boyutuyla ele alınması sonucunu doğuruyor. Ekseriyetle herkes kendi gözlüğünden gördüğünü ya dış mihrakları işaret ederek savunmacı, ya da ele geçen belgelere nispetle polisiyeci bir tavırla yorumluyor. (Bu yazı da yalnız bir boyutuyla olayları değerlendirmektedir fakat bunun sebebi henüz yargıda bulunmak için erken olduğudur)
Tüm bunlardan çıkan sonuç, keskin politize kutuplaşmalarla belirlenen bu süreçte, yeni bir döneme girmiş olduğumuz. Bu büyük bir ideolojik savrulmayı da içerisinde muhafaza etmekte. Zira artık siyasetin meşruluk kaynaklarının ve bunun toplum nezdinde anlamlandırılması büyük bir kırılmaya maruz kaldı. Artık yeni siyasetin dili hiç de eskisi gibi olmayacak. Siyaset kendini tanımlarken başvurduğu meşruluk dilini bürokratik temelli bir dile tahvil edecek. Bu durum da ilerleyen günlerde bizleri demokrasi ruhundan uzak günlerin beklediğini göstermekte.
Koray CANSES
Yorumlar
Yeni yorum gönder