Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Ba(*)baya Mektup
- O Dediğin Şey Bayrak Değil, Trafik Işığı!
- Gerçeklerle Yüzleşmek
- 12 Eylül Tatilciye mi, AKP’ye mi Yararlı?
- Gidişat
- Cumhurun Tarafıyız!
- Demokratik Başbelaları
- Pes !
- Yüksek bilinç(!)
- Bir Tarih Kitabı
- "Utanıyorum!"
- Referandumdan AKP’ye Güven Teyidi!
- Köylülüğü Öldürmeliyiz!
- Benden Adam Olmaz...
- İktidarın Biten Pili Güneydoğu’da Şarj Ediliyor...
Kılıçdaroğlu İzleme Raporu– 2
İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in görevden alınması, CHP’deki Genel Başkanlık Operasyonunda rol alanların, kendi aralarındaki çatışmayı ortaya çıkardı.
Hulki Cevizoğlu / Yeniçağ, 16 Haziran 2010
Melih Aşık / Milliyet, 16 Haziran 2010
AKP paket dağıttı, Kılıçdaroğlu kart dağıtacak. Kılıçdaroğlu "sosyal devlet" kavramını, Sosyal Sigortalar Kurumunun ya da Sosyal Yardım Kurumlarının gelişmiş şekli olarak düşünüyor. "Her aileye sigorta", "bir elin verdiğini diğer el fark etmeyecek" söylemleri, bu anlayışının ifadesidir.
ANKA / 18 Haziran 2010
Onda ne arıyorduk da bulamadık? …“Kürt kelimesini kullanmıyormuş.”
Ben kullanıyorum, bırakın o kullanmasın. Buna karşılık çok önemli bir şey yapıyor. “Türk” kelimesini de kullanmıyor. Ben Kürt kelimesinin kullanılmasından korkmam.
Ama Türk kelimesinin fazla telaffuz edilmesinden korkarım.
Ertuğrul Özkök / Hürriyet, 19 Haziran 2010
Erdal Sağlam / Hürriyet, 21 Haziran 2010
Zeynep Gürcanlı / Hürriyet, 21 Haziran 2010
Yöntem Araştırma tarafından gerçekleştirilen “CHP Lideri Kamuoyu Araştırması”na göre, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gençler tarafından daha çok tercih ediliyor… Türkiye nüfusu genelinde yapılan araştırmaya göre Deniz Baykal’ın başında olması durumunda CHP’ye oy vereceğini belirtenlerin oranı yüzde 19 iken, Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması durumunda CHP’ye oy vereceğini belirtenlerin oranı yüzde 39’a çıkmaktadır… Yöntem Araştırma’nın anketinde saha çalışması, Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını koyduğu 17 Mayıs’tan kurultayın yapıldığı 22 Mayıs’a kadar geçen 5 günde gerçekleştirildi.
ilk-kursun.com / 21 Haziran 2010
Taşkın Su / Akşam, 22 Haziran 2010
CHP’deki Genel Başkanlık Operasyonuyla, hangi düşüncenin yönetimden uzaklaştırıldığına güzel bir örnek. İki çizgi arasındaki fark ortaya çıkıyor. Onur Öymen’in temsil ettiği çizgi, ABD-Barzani’ye karşı dik duruşla sonuç alınacağını savunurken, Kılıçdaroğlu bu konularda konuşmaktan kaçınıp, bölücü terörü, “aş bulamama” sorunundan ibaretmiş gibi gösteriyor.
Melih Aşık / Milliyet, 22 Haziran 2010
hurriyet.com.tr / 22 Haziran 2010
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adıyaman’da söylediği “Kan kanla yıkamakla temizlenmez” sözüne değer verdiklerini belirterek “Bu söyleminin arkasında dursun, politika üretsin ve CHP’nin politikası haline getirsin” diye konuştu.
ilk-kursun.com / 22 Haziran 2010
odatv.com / 22 Haziran 2010
Dağdan indirme programı ve demokratik açılım, birbirinden ayrılmaz tek paket olmalıdır… Ama genel mutabakat olmadıkça bunu hiçbir iktidar tek başına uygulayamaz… En azından AKP-CHP ilişkilerinin normalleşmesi şarttır. CHP’nin yeni bir genel başkanı var, diyaloğa daha açık gözüküyor.
Taha Akyol / Milliyet, 22 Haziran 2010
Beslemesi, yandaşı, yanaşması, işbirlikçisi seferber! Pusu üstüne pusu kuruyorlar!
Hedefleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun imajında gedikler açmak! Horasanlı Türkoğlu Türk Kılıçdaroğlu’nu gizli Kürtçü ilan ettikleri yetmiyormuş gibi bir de Mehmet Ağar’a kurdukları tuzağın benzerine çekmek istiyorlar ve “Düz Ovada Siyaset” benzeri
şeyleri söyletmek istiyorlar… İşte böyle bir komploya malzeme yaratma adına Kılıçdaroğlu’nu ama köşeye sıkıştırıp, ama gaza getirip PKK ve Kürt meselesi ve de açılım bağlamında bir şeyler söyletmek istiyorlar! … Diyeceksiniz ki koca ana muhalefet lideri böylesine önemli bir konuda nasıl suskun kalır? … Suskun kalmayacak, CHP’nin bilinen çizgisini sürdürecek! … Kanı kanla yıkayamayız gibi laflar etmenin yerine, PKK silahı ve terörü bıraksın, ondan sonra adımları atarız diyecek! … Hadiseye Kürt sorunu demeyecek… Sonuç: Kemal Kılıçdaroğlu AKP’ye nefretin dorukta olduğu şu gün kendisinin bile tahayyül edemeyeceği kadar iyi bir noktadadır… Aman Kemal Bey kendi kendinize çelme takmayın ve gaza gelip hata yapmayın!
Sabahattin Önkibar / Yeniçağ, 23 Haziran 2010
Zeynep Gürcanlı / Hürriyet, 21 Haziran 2010
Başbakan Erdoğan’ın PKK’yı “taşeron” olarak nitelendirilmesine tepki gösteren Amerikan Türk Konseyi Başkanı Richard Armitage “Bize göre taşeron kelimesi hiç iyi bir kelime değil. Bununla ne demek istediğini anlamadık.
Zeynep Gürcanlı / Hürriyet, 22 Haziran 2010
Zeynep Gürcanlı / Hürriyet, 22 Haziran 2010
ilk-kursun.com / 21 Haziran 2010
ilk-kursun.com / 24 Haziran 2010
DHA / 25 Haziran 2010
Kılıçdaroğlu, kavramları çarpıtarak ve içini boşaltarak her kesime gül atmaya çalışıyor. Anlaşılan emperyalizmin bu hastalığı Kılıçdaroğlu’na da bulaşmış.
DHA / 25 Haziran 2010
Fatih Altaylı / HT, 25 Haziran 2010
BAŞKA KİMLER KARŞI ÇIKMIŞTI?
Akşam / 25 Haziran 2010
DHA / 27 Haziran 2010
Tayyip’in liboşları olurda, Kılıçdaroğlu’nun olmaz mı?
Funda Yamanel / bhaber.net, 27 Haziran 2010
ABD ve AB güdümünden kurtulmadan olur mu?
Gelelim bam teline. Hem işçilere iş haklarını geri vereceğiz deyip hem de AB hedefinden uzaklaşmayacağız diyemezsiniz. Nedeni basit, AB demek Gümrük Birliği demektir… Kılıçdaroğlu’nun bugün sahip çıkması gereken en önemli ilke ise Devletçilik… Halkçılık ve Devrimcilik Kılıçdaroğlu’nun dilinden düşmeyen iki ilke. O’nu da göreceğiz… Temel soru ise şudur: Kılıçdaroğlu’nun Devlet oku var mı?
Teoman Alili / ilk-kursun.com, 28 Haziran 2010
Kılıçdaroğlu bu alanlardaki özelleştirmeleri geri alabilecek mi? Kılıçdaroğlu “devrimciyiz” diyor. Hadi bakalım, bu konularda devrim yapabilecek mi? Yoksa halkı, kapitalizmin kârlı para satış alanı olan “sigortacılık” düzenlemeleriyle avutacak mı?
Kılıçdaroğlu, geliri olmayan veya belli rakamın altında olan ailelere Aile Sigortası Kurumundan düzenli ve sistemli kaynak aktarılacağını belirterek, ”Sadaka dağıtan devletten sosyal devlete geçeceğiz, makarnacı devlet değil, sosyal devlet olacağız” dedi.
ilk-kursun.com / 29 Haziran 2010
…Menderes’ten RTE’ye uzanan çizgide sağ iktidarların sürekli öne sürdükleri “yapıcı muhalefet”e yeni genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu yeşil ışık yaktı… Kılıçdaroğlu zaten bir süredir, neredeyse bir aydır sağ iktidara el uzatıyor. İki elin sesi olduğunu RTE’ye anımsatıyor.
Cüneyt Arcayürek / Cumhuriyet, 30 Haziran 2010
Çökmüş bir orta tabaka, sefaletle ruhları teslim alınmış bir halk ve ABD’ye zincirlenmiş bir “ortaklık” ya da uşaklık.
… ben hâlâ Kılıçdaroğlu’ndan “Nasıl bir Türkiye hayal ediyor” onu anlatmasını bekliyorum.
Eyüp Can / Hürriyet, 30 Haziran 2010
sonsayfa.com / 1 Temmuz 2010
Bunlar CHP’deki Genel Başkanlık Operasyonunun doğal sonuçlar 'Türbanlı kızlar üniversiteye girecek' Kılıçdaroğlu, "İktidarınızda başörtülü kızlar üniversiteye girebilecek mi?" sorusunu "Herkesin okumasına olanak sağlayacağız. Bu konuda kimsenin endişesi olmasın. Biz bu sorunu çözeceğiz, çözmeye de kararlıyız" diye yanıtladı.
DHA / 1 Temmuz 2010
sonsayfa.com / 1 Temmuz 2010
VAR MI ANLAYAN?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, röportaj yaptığı bir gazetede yayınlanan “Kızlar üniversiteye türbanla gidecek” haberinin tartışma yaratması üzerine bir açıklama yaptı: Kızlar üniversiteye türbanla girecek diye bir ifadem olmadı.
ilk-kursun.com / 1 Temmuz 2010
Kılıçdaroğlu'nun parti içindeki hassasiyete bakarak söylediği şeyleri sonradan yalanmasının çok büyük bir yanlış olduğunu ifade eden Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Tezkan: ''Bu sözleri demedim demesi çok ayıp. Bir genel başkana yakışmaz. Türbanlılar bile Kılıçdaroğlu'na umut bağlamıştı. Ben de türbanlı olsam gider Kılıçdaroğlu'na oy verirdim. Türban sorununu ne AKP ne de Saadet çözebilir. Bu sorunu ancak CHP çözer. Ancak Kılıçdaroğlu'nun yaptığı çok yanlış'' sözlerine yer verdi.
sonsayfa.com / 2 Temmuz 2010
TAMAMDIR Kemal Bey... Oldu bu iş... Sizden duymak istediğimiz işte buydu...“Üniversitelerde başörtüsü serbest olmalı” diyerek... Yapmanız gerekeni yaptınız.
Ahmet Hakan / Hürriyet, 2 Temmuz 2010
O Kemal Bey değil miydi, Güneydoğu kentlerinden birinde “genel af” diyen, sonra yine zoru görünce çark eden? … Sen daha “Üniversitede türban özgür olmalı” cümlesini özgürce söylemekten aciz isen, neyi söyleyebilirsin ki?
Ahmet Hakan / Hürriyet, 4 Temmuz 2010
Herkese gül atan, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranırmış. Çömelme meselesine farklı bakış Taraf yazarı Ahmet Altan çömelme tartışmasına farklı bir açıdan baktı. Önlerindeki büyük sorunları çözemeyenler, bir öneri getiremeyenler "tavırlarıyla" ön almaya çalışırlar... Bir adamın sorunları çözecek önerileri yoksa neden ülkeyi yönetmek ister? ...Yönetebilmek için her şeye, gülünç olmaya bile razılar.
sonsayfa.com / 1 Temmuz 2010
Siper polemiğinde ilginç gelişme… Gediktepe'ye gitmek istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu rotayı değiştirdi. Bilindiği gibi daha önce Gediktepe’ye gittiğinde çömelip çömelmeyeceğine yönelik soruya CHP lideri “Çömelmeyeceğim. Çömeleceksem neden gideyim” yanıtını vermişti.
internethaber.com 2 Temmuz 2010
Beyaz TV ekranlarında yayınlanan Dinamit isimli programda Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı ve Can Ataklı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mevzi ziyaretini masaya yatırdı. Kılıçdaroğlu'nun verdiği pozda Atatürk'e özendiğini ileri süren Kütahyalı, "Çakma Gandi'ydi, çakma Atatürk oldu" yorumunda bulundu.
sonsayfa.com / 4 Temmuz 2010
Küresel emperyalizmin Türkiye uzantısı İshak Alotan 2009 yılında Ufuk Uras’la birlikte çıktığı NTV’deki programda, “küresel krizin ardından Marksizmin çare olabileceğini de düşünmek gerekir” demişti. Kılıçdaroğlu, bir zamanlar Ufuk Uras’ın yandaşı olan gazetede yazılar yazmış. CHP Genel Başkanlığına getirilmesi bu bağlantılar sonucu olabilir mi?
Kılıçdaroğlu: “Birgün gazetesi ilk çıktığında uzun süre yazdım”
Oray Eğin / Akşam, 5 Temmuz 2010
Kılıçdaroğlu’nun “ince ayar” taktiği.
Türkiyeliyim... Kemal Kılıçdaroğlu'nun en önemli vurgusu bu oldu. 'Türkiyelilik' aslında İkinci Cumhuriyetçiler'in ağzında sakız haline getirilmiş, propaganda amacı olarak kullanılmış bir kimlikti. Kemal Kılıçdaroğlu ise bu toprakların mozaiğini vurgulamak için kullanıyor.
Oray Eğin / Akşam, 6 Temmuz 2010
Daha sonra pişman olup yalanlasa da bazı demeçlerini aslında CHP tabanına ince ayar veriyor, onları hazırlıyor gibi geliyor bana. Nitekim bana 'Bütün ezberleri bozacağız' dedi. Radikal'e söylediği üniversitelerde türban hakkındaki görüşleri ya da dün bu sayfada yer alan 'Türkiyelilik' kavramı bol bol konuşulsun, yavaş yavaş CHP'nin statükocu tabanı da buna alışsın istiyor.
Oray Eğin / Akşam, 7 Temmuz 2010
ARADA sırada, laf düştükçe Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine yazılar yazılmasını gayet normal karşılıyorum da... Bazı yandaş kalemlerde her dem yeniden oluşan ve her an yeniden kabaran iflah olmaz Kemal Kılıçdaroğlu nefretini anlayamıyorum. Eleştirilecek birçok yönü bulunmasına karşın azımsanmayacak kadar takdire şayan yönleri bulunan bir politikacıya bunca kinlenmek, bunca nefret, bunca girişmek Allah’tan reva mıdır?
Ahmet Hakan / Hürriyet, 8 Temmuz 2010
internethaber.com / 10 Temmuz 2010
HERKESLE, HER YERDE…
Kemal Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Televizyonu ”Günlük” programında, ülke gündemindeki konulara ilişkin soruları yanıtladı… “Sayın Başbakan ülkeyi yönetiyor. Bütün bilgiler kendisinde. Bizdeki bilgiler çok sınırlı. O nedenle herhalde Sayın Başbakan bilgi de verecektir, dinleyeceğiz” diye konuştu.
ilk-kursun.com / 10 Temmuz 2010
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasının tutuklusu Doğu Perinçek'e yakınlığı ile bilinen Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi'ne konuştu… Kılıçdaroğlu, mülakatta Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu belirterek; AK Parti iktidarından memnun olmayan grupları güç birliğine çağırdı. Ergenekon davasını siyasi bulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 'Ergenekon adı verilen davada sorun, hukuki olmaktan çıkmıştır. Bu artık siyasi bir dava.' dedi.
İHA / 10 Temmuz 2010
Kemal Kılıçdaroğlu onca ikaza ve yönlendirmeye rağmen kafa karıştırmaya devam ediyor. Önce durduk yerde Türkiyelilik diye bir kavramı ortaya sürdü, akabinde Deniz Bey’in haklı olarak şartlar ileri sürdüğü Başbakan’a randevu konusunda anlamsız bir adım attı.
Sabahattin Önkibar / Yeniçağ, 14 Temmuz 2010
Kemal Bey’in kulağına ulaşmadığını sandığımız kimi eleştiriler de var ki... Onları duyurmak bizim görevimiz... Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta Oray Eğin’le konuşurken “Kendimi tam bir Türkiyeli olarak görüyorum” demişti. Bu laf arasında geçen bir cümle miydi? Yoksa parti çizgisinde ciddi bir sapmanın işareti mi?
CHP’de yeni bir Kürt raporu hazırlamak üzere komisyon kurulmuş. Bu komisyonun üyelerinden Genel Sekreter Yardımcısı Tekin Bingöl’e “Türkiyelilik” vurgusu soruluyor. Cumhuriyet’te Türay Köse’nin sorusuna Tekin Bingöl şu yanıtı veriyor:
“Türkiyeli olmak kimseyi rahatsız etmemeli... Hangi etnik kimliğe sahip olursak olalım hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız...”
Anlaşılıyor ki Türkiyelilik çok da tesadüfen sarf edilmiş bir sözcük değil. Bir temel çizgi değişikliğinin işareti...
- Anayasamız “Türk” sözcüğünü ırk değil, millet adı olarak ortaya koymuştur. O yüzden herkesin kendisini Türk olarak adlandırmasının sakıncası yoktur. Türk sıfatı Kürtleri dışlamaz. Ama PKK ve radikal Kürtçüler bunu mesele yapmıştır. Türkiyelilik bugüne dek onların vurgusu oldu. Şimdi Kürtlere şirin görünmek için Türklüğümüzden vaz mı geçeceğiz? Adımızı mı değiştireceğiz? Üstelik bu sıfata Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bugüne dek hiç itirazda bulunmamıştır. Şimdi ne değişti?
Melih Aşık / Milliyet, 13 Temmuz 2010
17 Haziran 2010
Yorumlar
Kılıçdaroğlu-Mustafa Kemal ve İdealist Mantık
Bu tip bir yazının aynısını Mustafa Kemal için de yazabiliriz. Mustafa Kemal'in devlet kapitalizmi (devletçilik) anlayışının piyasa dostu bir anlayış olduğunu, 1921 yılında Türkiye'nin kurucu unsuru olarak Türkler ve Kürtler'i birlikte saymasını, birlikte yola çıktığı arkadaşlarıyla yollarını ayırdığını ve bir kısmının idam edildiğini v.s v.s
Gazete yazılarından alıntı yaparak "idealist bir mantıkla" çıkarımlar yapmak yerine,Kılıçdaroğlu'nun hangi temel üretim ilişkilerini temel alarak,üstyapı kurumlarını nasıl değiştireceği veya değiştirip değiştirmeyeceğinden yola çıkarak diyalektik bir analiz yaparsak bu tip tuzak yazılara aldanmamış oluruz.
Yeni yorum gönder