Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Nazım Hikmet’i Anlamak – I
- Maklube / Gizli sevdam
- Saffını bilmeyen emek dünyaya böyle bakıyor demek.
- Ahde vefa / Onurumuz olanlar ve Yeni Bağcılar
- Kürtlerle Dans (!) Mehter mi Vals mi?
- Yaşasın Halkların Kardeşliği Sloganına Mesaj var ! "BİMRE KARDEŞLİK, BİJÎ BİRATÎ!"
- İşte Devlet ! İşte Hükümet !
- Yıldızı kaymış aşkların, bağrını yumruklayan hüzünlü aşıklarına.
- Vicdani Red
- Türk Halkına, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’na Açık Mektup
- Diyarbakır’ı önemsemek / Terör ve kanayan yara
- AB'ye girmek için Kurucu Meclis, O Meclis için Askeri Darbe Şart (!)
- İdrak sorunlu adam
- Emperyalizm Çağında Ulusların Kaderini Tayin Hakkı Saplantısı ve Türkiye Gerçeği...
- 12 Eylül Darbesi ve Ulus'un Türk Silahlı Kuvvetleri
Kuyudaki taş, 40 akıllı ve İktidar
Ne akıllı olmak derdindeyim, ne de “deliye” prim vermekteyim. Zaten her şey gün gibi aşikar:
Kriz ümüğümüzü sıkarken, IMF ile ümüğümüzü sıktıracak bir anlaşmaya gidilmedi henüz şükür… Başbakanın demesiyle “Ortağımız IMF” bu işe ne diyor? Bilinmiyor…
Bu arada bin kez söylenip bin kez çark edilmiş “Kürt sorunu” lafı da yeni bir hüviyete kavuşturuldu ilkin; “Kürt açılımı” bir haftayı bulmadı oldu “demokratik açılım”.
Birden pek sevdik milletçe ne hikmetse? Bir türlü payımıza işletilmeyen demokrasiyi…
“Hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna” inananlar ülkesinde, “Bir fenanın; 7 köye 7 eve zararı olduğuna” şahit olmaklığımız sıkıyor artık beni.
Kaba bir hesap ile, 75 milyonluk Türkiye Cumhuriyetinde 13.326.000 kişi’nin “fena” olma durumu söz konusu.
Peki kim bu fenalar? Tespitleri nasıl yapılacak? Nasıl toplum bu fenalardan kurtulacak? Toplumun beşte birini sarmış olan bu “fena olmak” hastalığı ile nasıl baş edilecek?
Ve her şeyden önemlisi; iktidarların değişmesi değişmemesi bu fena nüfusunu pek etkilemezken demokrasi dediğimiz amaç/araç ile nasıl fenalık tasfiyesine gidilebilecek?
Bunlar yanıtsız sorular şimdilik ayrıca fenalığın kaynağının koltuklar mı, iktidar mı, muhalif olmaklık mı olup olmadığı belli değil ama bir şey çok belli:
İktidarlar ister %37 ile seçilsin, ister %47; Bir fena, hep 7 köye 7 eve zarar vermekte.
Ne diyorduk?
Taş, Kuyu ve İktidar.
Oysa;
Yazar buraya not koysa, bu arada sizce de bir mahsuru yoksa;
Kabaca bir hesapla,
36 sene 5 ay 5 gündür “Ne Mutlu Türküm” hala...
Not:
1990'larda;
"Abi dur Memo dur
Vuracaksan seni sana düşman koyan emperyalizme vur" dedik diye kulağımız çekildi.
Şimdi de Şırnak-Silopi'de askerlik hizmeti yaptık diye; "Savaş suçlusu" ilan ederlerse bizler gibileri birileri, buna da şaşmayacağım terör tutuklusu Abdullah Öcalan'ın üslübundan belli...
Erdinç AYDIN
erdinc.aydin@politikadergisi.com
- Erdinç AYDIN içeriği
- 9428 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder