Temmuz 2009

Kürşad Öldü

Yazar Adı: 
Yrd. Doç. Dr. İrfan Murat YILDIRIM
Yazarın Özgeçmişi: 
Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi

 

 

Kürşad yere düşmüş… Kanlar içinde… Yüzlerce, binlerce Çin uğrusu kan kokusundan sarhoş olmuşçasına ellerindeki sopalarla yerdeki bedene vuruyorlar… Kürşad yere düşmüş kanlar içinde… Üzerine yağmur gibi yağan sopaları hissetmiyor… Bütün kemikleri parçalanmış… Kaburgaları ciğerine batmış… Gökyüzüne bakıyor… Ayı arıyor… Buluyor… Dolunay var… Bir an ayın üçe bölündüğünü görür gibi oluyor… Bir sopa kanla dolmuş, gözlerine iniyor…

Kim Bölünsün: AKP mi yoksa TSK ve/veya Türkiye mi?

 

   Erdoğan konuştu:
   “Gazete manşetleriyle, köşe yazılarıyla partimiz üzerine oyun oynayanlara karşı uyanık olmalıyız. Bizi bölmeye, aramıza nifak sokmaya çalışanlara karşı dikkatli olmalıyız”
   Şimdi de ben konuşuyorum.
   Gazeteci dediğin gerçekleri yazmakla yükümlü olan kişidir. Sen bırak partini de bazı gazetelerin, gazetecilerin Türk Silahlı Kuvvetli üzerine oynadığı “asimetrik bir psikolojik harekâttan” bahsetsene.

Politika Dergisi Sayı 16 İçeriği

Politika Dergisi’nin Temmuz’09 sayısı olan Sayı 16 yayındadır. Dergiyi bilgisayarınıza ücretsiz olarak indirmek için buraya, indirmeden yansı eşliğinde okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Not: Yazılar, kısmen sitemize de eklenmiştir. 

Derginin içeriğinde neler var?

Konuk yazar Prof. Dr. Erinç YELDAN’dan Kriz Sonrası Yaşam Var mı?,

Politika Dergisi - Haberler

Değerli Politika Dergisi Okurları;

Dergimiz yazarlarından Nil Mari'nin sitemizde yayınlamış olduğu "Hayırlı Cumalar..!" adlı yazı, yazarımızla yapılan görüşme sonrası, yazarımızın tercihi ile yazarımız tarafından yayından kaldırılmıştır.

Yapılan görüşmede Politika Dergisi'nin görüşleri kendisine birkez daha hatırlatılmış ve amaçlarımız yeniden irdelenmiştir.

Kamuoyuna sunarız.

Politika Dergisi
iletisim@PolitikaDergisi.com

Atatürk Kalksa Kimi Mezara Gömer?

 

 

 

 

 

 

 

Üzerimize geliyorlar....

 

Başbakan serzenişini; Sizin emanetinizi gasp etmek isteyenler oldu. Emanetiniz üzerinden vesayet kurmak isteyenler oldu. Sizin emanetiniz yerlere düşürülmek isteniyordu. Ama biz bunların hiçbirine izin vermedik, müsamaha etmedik, taviz göstermedik. 7 yıl boyunca milletin iradesini, karar ve tercihlerini, takdirini bizim karşımızda yok saymaya çalıştılar ama güçlü bir AKP iradesini görünce hepsi geri vitese taktılar. “  sözleri ile Konya-Ankara demir yolu ilk rayının döşenmesi töreninde dile getirmişti.

 

Atatürk kalksa mezara gömme işine girişmeden ilk olarak serzenişe yanıt verirdi sanırım…

 

Madem Atatürk değerlerine ve emanetlerine sahip çıkılıyor, madem titiz davranılıyor o halde psikolojik travma tespitinde bulunan D.Mir Mehmet Fırat’ın “Atatürk devrimleri ile Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların nasıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlayamazlar" sözlerine  neden aynı öfke ile karşılık vermedi Başbakan?

 

Kendi adamına sessiz kalmak sessiz tepki anlamını mı taşıyordu?

 

Emanete sahip çıkıldığı halde; “Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği iddiası” ile haklarında kapatılma davası bunlar diye nitelendirilen partilere değil de Adalet ve Kalkınma Partisine neden açıldı?

 

 (Anayasa Mahkemesi üyelerinin 10 üyesi tarafından laikliğe aykırı fiillerinin olduğu kabul edilmiş, 6 üye tarafından kapatılmasına, 4 üye tarafından hazine yardımının bir kısmından mahrum bırakılmasına ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından da davanın ret edilmesi yönünde oy kullanılarak AKP kapatılmamıştı.)

 

 

 

Çin ABD’ye Meydan Okuyor, Uygur Türkleri Kurban Ediliyor

 

“Herkes kendinde olmayan şey için savaşır”,

Ya da,

“Kimin neye gereksinimi varsa onun için savaşır”

Napolyon için para para para,

 ABD için güç güç güç üçlemesi geçerli.

İmralı’da Çözüm Arayışları Devleti Nereye Götürür

 

 

Kendi şartlarında yaşasaydı bu lüks hayatı bulamayacaktı. Her gün doktor kontrolü, özenle seçilen yemekleri ve sağlanan olanakları ile Abdullah Öcalan hayatından memnun. Kitap basıyor, haber uçuruyor ve ültimatomları ile Güneydoğu’da oluşturulan sorunlara yön veriyor.

Abdullah Öcalan’ın ayrıcalığı nedir, neden özenle beslenip büyütülür, anlayamıyorum? Binlerce ocak söndürmüş, yürekleri yakmış, yıllardır kanayan yaramızın nedeni, bunca acıları yaşatan terörün başı değil mi?

Kenya’da yakalandığından bu yana “AB” uyum yasaları sayesinde idam edilmediğinden ömür boyu “sefaya” çarptırılmıştı.

Neden Onlara, Onlar Dediğimi Anladım!

 

   Bu millet sahipsiz mi?
  Terörü yaratandan terörü sonlandırmak için çareler bekliyorsa, evet sahipsiz.
   Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Münevver Karabulut için şunları söylüyor: Kızına sahip çıkmazsan ya davulcuya kaçar ya da zurnacıya!

Ulus Devlet Tasfiyesi mi Açılım mı? / 4. kattan Düşmek

 

4. Kattan düşen kişinin bir iki sıyrıkla atlattığı haberini okuyorum…
 
“Öldürmeyen Allah, Öldürmüyor!” velhasıl kelam.
 
29 mart seçimleri sonrasında yazdım, “Aşiretlerin devlete mesajı : 29 Mart seçimleri” diye… Ve yine yazdım ki; “PKK dağda kalmalıdır ve orada tasfiye edilmelidir!”
 
Ve yine yazdım “sadra şifa” olacakların en başında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da feodalizm yok edilmelidir diyerek.