Ekim 2010

Cumhuriyet Bit...*

Yazar: 
Burak AY
Yazının Yazıldığı Tarih: 
28/10/2010

   Bu günlerde Cumhuriyetimizin 87. yılını kutluyoruz.
   1920'li yıllarda bağımsızlığına düşkün olan milletimizin anti-emperyalist bir kurtuluş savaşıyla hem bağımsızlığına ulaşmış hem de padişahlığı devirerek, ümmet toplumundan ulus toplumuna geçmiştir. Cumhuriyetin kurulmasıyla toplum alanında ve rejim düzeyinde ilerici hamleler atılmıştır...
   Bu yazıya böyle devam edebilirim. Hatta ağdalı cümlelerle süsleyebilirim:
   ''Şanlı milletimiz...'' diye başlayan cümleler pek hoş olur.
   ''Padişahlığın saltanatına boyun eğmeyen milletimiz ümmet toplumunu yok sayarak...''bu cümle yapısı da hiç fena olmadı.
   Yukarıda yazdıklarımda yanlış bir nokta yok. En azından ilericiler için; ama şunun cevabını istiyorum sizden?
   Hangi Cumhuriyetin 87. yılını kutluyoruz?
   1923 de temelleri atılan Türkiye Cumhuriyeti’nin 87. yılı mı bugün kutladığımız?
   Eğer böyle düşünüyorsanız kusura bakmayın çok safsınız.

Bu, Böyle Biline!..

   Cumhuriyet, 29 Ekim 1923’de Millet Meclisi’nde ilan edilmişti.
   Her yıl, bu tarihi, kutluyoruz.
  Nasıl kutluyoruz?..
   Meydanlara toplanıyoruz. Öğrenciler, yerine göre vali, kaymakam, belediye başkanı, okul müdürü, jandarma komutanı... Sonra halkı temsilen bir demet yurttaş; sonra bayraklar, sonra İstiklal Marşı…
   Ve Amerikan usulü “ti” borulu soyut nitelikli bir “saygı duruşu”…
-          Rahat!..
   Allah rahatlık versin necip Türk milleti!..
   Günün mana ve ehemmiyeti cümlesinden Atatürk… Samsun, Erzurum, Sivas... Ve Ankara... Şanlı Kurtuluş Savaşımız... Ve Lozan.
   Ve stop!.. Buraya kadar, “sağ”da inecek var şoför bey, birilerine müsaade…
   Son olarak resmi törenler, resmi erkân; resmi el öpmeler… Cumhuriyetin 31 pare top atılarak kutlanışı; tebrikler, kokteyller ve en ileri aşamada, “Cumhuriyet Resepsiyonu”… Ve balo!
   Neden balo?