Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Taksim'den Armutlu'ya
- Ya İstihbarat Zafiyeti
- Onlar, Sendikalı Polisler!
- Demekle Olmuyor, Haklı...
- Gül Aday Değilmiş. Erdoğan mı? Seçilmiş...
- Erdoğan'ın 50'si!
- Atatürklü Mü, Atatürksüz Mü?
- Nasıl Bir Çankaya?
- Kimdi Onlar?
- Bir Müezzin Hikâyesi - Bir Türkiye Hikâyesi
- Başbakan, Ekranlarda Daha Az Görünse Ve Konuşsa Ne Kaybedilir?...
- Kaybedilen Suriye... Kaybeden Nakliye...
- Biz Anlamadık… !!!
- Onuncu Yıl, Faşist mi?
- Abdullah CÖMERT’e Dair…
Pala mı Molotof Kokteyli mi?
Başbakan Erdoğan, havaalanı açılışı için geldiği Bingöl'de vatandaşlarla birlikte iftar yaparken, son dönemde iyiden iyiye popüler olan “palalı adamlara” da değinmiş ve hatta bizler gibi, twitter denen “sosyal belayı” fazlasıyla kullananların yüreğine de su serpmiş… !
Ve demiş ki…
“Molotof kokteyliyle, palayla, şunla bunla dolaşan bir gençlik arzu etmiyoruz. Herkes bilgisiyle, düşüncesiyle, bilgisayarıyla dolaşsın. Ne yapacaksa bununla yapsın. Kimsenin kimseye şiddet uygulamaya hakkı yoktur.”
Bilgi ve düşüncemizin başkalarını korkutmaması güzel…
Bilgisayarlarla dolaşma izni verilmesi de…
Ne yapacağımıza karışılmaması da…
Ama en çok da, tüm bunlar yüzünden şiddet görmeme ihtimalimizi sevdim… !
Bu ihtimal dahilinde ama şiddet içermeyen görüşlerimizin, özgürce dolaşabilme ihtimalini de… !
“Twitter denilen bir bela var. Yalanın, abartının daniskası burada” diyen Erdoğan’ın değişmesini de… !
Tamam, o kadar da değişmemiştir belki ama, en azından elde pala ile dolaşanlardan daha az tehlikeli olduğumuza kanaat getirmiş olması da güzel…
Ve tabi, polislerin arasında rahatça dolaşabilen eli palalı ve sopalı adamların potansiyeline vurgu yapması da…
Onlardan taraf olmadığının altını çizmesi de…
Sanırım sokakların kalabalığından ve kontrol edilemeyen bu öfke girdabından sıkılmış olmalı Sayın Başbakan, ki sokaklarda dolaşılmasından ziyade, kimsenin ortalıkta görünmediği bir Türkiye özlemini dile getirmiş…
Oturun bilgisayarınızın başına, yazın yazabildiğiniz kadar noktasında…
Yazın, ama sakince…
Yazın, ama sessizce…
Ha bu arada, bir şeyi fark etmek de güzel… !!!
Tabi bunu Başbakan’ın ağzından duyarken fark etmek de…
“Molotof kokteyliyle, palayla, şunla bunla dolaşan bir gençlik arzu etmiyoruz. Herkes bilgisiyle, düşüncesiyle, bilgisayarıyla dolaşsın. Ne yapacaksa bununla yapsın. Kimsenin kimseye şiddet uygulamaya hakkı yoktur” diyen Erdoğan, Emniyet birimlerinin yanı başında diğer eylemcilere saldırma cesareti bulanlarla, ellerinde Molotof kokteyleriyle güvenlik birimlerine saldıran grupları bir tutmuş, ki bu ciddi anlamda Türkiye demokrasisi adına “umut” verici bir gelişme…
Yani ne palalılar ne Molotoflular…
Her ikisi de istenmeyenler…
Tamam da, ya Palalıları koruyanlar… !!!
Onlara ne olacak?
Polislerin gözü önünde diğer eylemcilere saldıran ve fiziksel şiddet uygulayanlar… !!!
O konuda ne yapılacak?
Bence Sayın Erdoğan bu konuda da net olmalı… !
Yaşananların adaletinde sessizce bekleyenleri de cevaplamalı… !
Başbakan tarafsızlığında yapması gerekenleri bekleyenleri bir şekilde cevaplamalı… !
Hele ki Ethem Sarısülük’ü yakın mesafeden vuran polisin yargılanması noktasında yaşananları izlerken… !
Dün bu köşeden yazarken de aynı şeyi söyledik.
Konuşmalıyız…
Birbirimizi dinleyerek…
Dinlediklerimizi anlamaya çalışarak…
Anladıklarımıza empati yükleyerek…
Ve empati yüklediklerimize etiket eklemeyerek…
Sahi, Başbakan’ın Pala ve Molotof kokteyl arasında tercih yapmayarak, ama her ikisini de reddetmiş olması, bu konuşmalara başladığımızın bir işareti olsun mu?
Konuşmaya başlamaktan mı bahsettik?
O halde bir önerimiz olsun, Hatay Valisi’ne de…
Kültürler ve Dinler mozaiği bu kentin en yüksek makamlı ismine…
Armutlu’da yaşananların kontrolünü bir türlü sağlayamayan idari yapılanmanın en tepe noktasına…
Olayların yaşandığı o dar ama uzun sokağı hepimiz biliyoruz ve o sokağın uzun zamandır kapalı olduğunu ve eylemlere evsahipliği yaptığını da…
Peki, o sokağı, ama boylu boyunca bir iftar sofrası haline getirsek, yüzlerce ve hatta binlercemiz yan yana gelsek, uzun zamandır yapamadığımızı yapsak, konuşsak, dinlesek ve gülümsesek ya…
Sanırım Armutlu böylesi bir yemeğe evsahipliği yapmak ister.
Çünkü Armutlu konuşmak istiyor ve o konuşmalara dünden bugüne sahip çıkanlar olarak, bizler de orada olmak istiyoruz.
Peki, bu yemeğin olasılığı nedir?
Cevabı Hatay Valisi vermek ister mi?
Tamer YAZAR
Yorumlar
Yeni yorum gönder