Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Zaman Gazetesi'nde Haber(in) Değeri
- Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır
- Candan Cana Tutuştuk
- Yılan
- Kısmı Siyasi (şiir)
- Sivas Katliamı ve Akit Gazetesi Üzerinden Faşizmi Gizleme Aracı Olarak Medya
- 1993'de Ne Oldu?
- Yürekteki Ateş - 2 Temmuz
- Amerika Sağolsun
- Anıtlardan Seslenenler
- Günah Keçisi mi İstiyoruz, Adalet mi?
- Madımak Davası Yeniden Başlamalı
- Suriye Tehdit Ediyor…
- Ayıptır
- Yetmedi mi Canımızın Yandığı?
Yaşamak Görevdir Bu Yangın Yerinde
Öyle bir yangın ki, ateşi yıllardır sönmüyor yaktığı yüreklerde...
Ne bir söz söyleyebiliyor insan, boğazı düğümlenmeden; ne bir satır yazabiliyor..
Ne yakılan Türküler yatıştırdı yüreğimizi, ne adanan Şiirler..
Bir Yangının nasıl oluştuğunu, kaza mı yoksa kundaklama mı olduğunu uzman itfaiyeciler tespit eder.. Bu durum, dışarıdan çıkış nedeni belli olmayan yangın vakalarında olması gereken bir işleyiştir.
İki Temmuz DoksanÜç günü, havada benzin kokuları, ceplerde kibrit kutuları vardı..
Ve günlerden Cuma idi,; hoşgörü, yaratılanı yaratandan ötürü sevmek, anlamsız ve dış güdümlü nefretin kurbanı oldu o gün..
Katiller ordusunun ellerindeki sopaların, yakılacak ateşe odun olduğu gündü..
Ne Asker geçebildi önlerine, ne polis, ne de devleti yönetenler..
Ne Cankurtaran vardı, ne itfaiye.. Bile bile katliam..
Canların yakıldığı yere, Kebabçı açtılar..
Dediler ki '' O gün kimse yanarak ölmedi. Dumandan boğuldular!''
Susmadılar ''Kimse yakılmadı. Vurularak öldüler! Olay provakasyon. Bu bir Yalan!''
Yaktıkça yaktılar yüreklerimizi. Bu yangını diri tuttular.
O gün ''Halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir.'' dediler..
Madımak Davasını, zaman aşımından düşürdüklerinde, yobazlar sürüsünün avukatlarının oluşturduğu iktidar ''Bu karar Hayırlı olsun!'' çirkinliğini ayakta alkışladılar..
Katliamın Yirminciyıl dönümü anısına çizilen bir karikatürde,
Katliamın davasını düşüren kindar başbakanın ağzından alev çıkıyor.. aleve meşale tutan yobaz '' Biz bu ALEVİ seviyoruz'' diyor; kara mizah örneğinde..
Sevgili Uğur Mumcu Ağabeyimiz, şöyle haykırmıştı:
''Ben Atatürkçüyüm!
Ben Cumhuriyetçiyim!
Ben laikim!
Ben anti- emperyalistim!
Ben bağımsız Türkiye'den yanayım!
Ben özgürlükçüyüm!
Ben insan hakları savunucusuyum!
Ben terörün karşısındayım!
Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım!
Öyleyse vurun, parçalayın!
Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır!''
Sevgili Metin Altıok'tan, bir yaşanmışlık kaldı Madımak otelinde:
''Şimdi bize ne olacak?'' dedi şairlerden birisi..
'' Kalanlar, gidenlerin ardından Şiirler yazacak'' dedi Metin Altıok..''
Ve bir Şiir de, AtaolBehramoğlu yazmıştı; gidenlerin ardından..
yaşamak bu yangın yerinde
her gün yeniden ölerek
zalimin elinde tutsak
cahile kurban olarak
yalanla kirlenmiş havada
güçlükle soluk alarak
savunmak gerçeği çoğu kez
yanlızlığını bilerek
korkağı, döneği, suskunu
görüp de öfkeyle dolarak
toplanır ölü arkadaşlar
her biri bir yerden gelerk
kiminin boynunda ilmiği
kimi kanını silerek
kucaklıyor beni metin altıok
aldırma diyor gülerek
yaşamak görevdir yangın yerinde
yaşamak insan kalarak
İşte düğümlenmiş bir boğazla, yanan bir yürekle, yakılan Türkülerden, yazılan Şiirlerden güç alarak dayanıyor insan bu Yangına...
Öyle bir yangın ki, kah zulmün ateşinde yananların acısı yakıyor yürekleri.. kah zulme ve karanlığa karşı, gülümseyerek ve omuz omuza dik tutacak kadar çoşkun.
İrfan DEĞİRMENCİ
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Yeni yorum gönder