Liderlerin Buluşması

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, bu akşam (25 Kasım Pazartesi) ara bölgede bir araya gelecekler. Dostça görüşme ara bölgedeki Chateau Status Restoran'da saat 18.30'da başlayacak.   

 

Dostça diyorum çünkü bu buluşmada Birleşmiş Milletlerin hiç bir katkısı yok. BM bu görüşmeyi planlamış ve organize etmiş de değil. Her iki lider görüşme konusunda kendi aralarında, önce sözlü sonra da yazılı olarak mutabakata varıp gününü, yerini ve saatini kararlaştırdılar ve uygun bir zamanda da BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim’a lütfen bilgi verdiler.

 

Bu görüşmenin temelini gerçekte KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu attı. Eroğlu'nun evvelki hafta yaşamını yitiren Rum Yönetimi eski Başkanı Glafkos Klerides'in vefatına ilişkin taziyetlerini bildirmek için geçen Pazar günü telefonla Rum lider Nikos Anastasiades'i araması, iki lider arasındaki ilk "resmi olmayan" sohbete yol açtı. Bu dostça sohbet, Rum lider Nikos Anastasiades'in, Cumhurbaşkanı Eroğlu’na, görüşmek için buluşmaları gerektiğini önermesi ve Eroğlu'nun da bu teklife olumlu yaklaşması sonrasında, iki liderin ara bölgede görüşmek mutabakatı ile son buldu. Sözlü mutabakatı, yazılı teyitleşme takip etti.

 

Bu görüşmenin yemekli olacağına dair herhangi açıklanmış bir program veya organizasyon yok ama kuru kuruya geçmeyeceği de kesin. Taraflar üçer kişilik ekipler halinde görüşme yerine gidecekler ve liderler arasında yapılacak görüşme her ne kadar dostça ve başbaşa olacaksa da tüm konuşulanlar kayda geçecek, tutanaklarda yer alacak.

 

Saç rengi, boyu bosu ve yüz yapısı bana benzeyen Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in KKTC Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ile yaptığı görüşmelerde ortaya koyduğu olumsuz çaba ve müzakereleri başlatmamak amacı ile ortak metine koydurtmak istediği taraflı koşullar ile Rum lider Nikos Anastasiades'in Rum Yönetimi Başkanı seçilmesi üzerinden dokuz ay geçmesine rağmen hala daha masaya oturmamak için çeşitli bahaneler üretmesi, ada BM'nin, ABD'nin ve AB'nin sabrını taşırdığı kesin.

 

Kıbrıs adasında, 1955 yılında EOKA'nın faaliyete başlaması ile başlayan huzursuzluğun, 1963 yılında Kıbrıslı Türklere karşı soykırıma dönüşmesi, 1974 yılında gerçekleştirilen Mutlu Barış Harekatı ile şekil değiştirmesi,  1977-1979 Doruk Anlaşmaları ile görüşme zeminin oluşturulması ve 1983 yılında da KKTC'nin ilanı ile iki devletliliğe dönüşmesi ada ile yakından ilgilenen büyük devletlerin ilgisini çekmezken, Akdeniz'in Levanten sularında hidrokarbon yataklarının tespit edilmesi adaya olağanüstü bir ilgi duyulmasına neden oldu hemen.

 

Neredeyse 60 yıldır var olan ama kimsenin düzeltmek için parmağını oynatmadığı Kıbrıs sorununu çözmek için BM, ABD ve AB'nin harekete geçtiği kesin. Avrupa Birliği, toprakları içinde, kuzey denizindeki doğalgaz yatakları haricinde bir başka petrol ve doğalgaz rezervi bulunmadığından, günümüzde Rusya Federasyonuna fena halde bağımlı. Alternatif bir kaynak olarak Doğu Akdeniz'de tespit edilen hidrokarbon yataklarından da faydalanmak ve Rusya'nın tekelinden kurtulmak istiyor.

 

Çözüm İsrail, Kıbrıs ve Türkiye'den, ucu da Yunanistan'dan geçiyor.

Gerçekte Kıbrıs konusunda, ilginin artması, nabzın yükselmesi ve adada şekli nasıl olursa olsun bir çözümün istenmesinin gerçek nedeni de bu.  

 

Rum lider Nikos Anastasiades'e gökten vahiy inmedi Cumhurbaşkanı Eroğlu ile adı "dostça" da olsa görüşme yapması için. Gerçekte dokuz aydır bilinçli bir şekilde müzakereleri sürüncemede bıraktığı için kendisine aba altından sopa gösterildi ve bu tavrını devam ettirirse, KKTC'nin statüsünün yükseltileceği, spor dahil tüm kısıtlamaların kaldırılacağı ve bunların arkasından da tanınmaya giden yolun açılacağı işittirildi. Siz buna resmen söylendi de diyebilirsiniz uluslararası oyuncular tarafından...

 

Ata ATUN

e-mail: ataatun@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.