Uzlaşmanın Anatomisi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

“Uzlaşmak, ‘pasta’yı herkesin en büyük parçayı kendisinin aldığını hissettirecek şekilde paylaştırma sanatıdır.”

(Sherry Rothfie)

“Pasta” sever misiniz, [bittabi] bilmiyorum.?

Ancak, siz de benim “pasta”ya bayıldığımdan [yine bittabi] habersizsiniz.

Ancak, “yazın yediğiniz ‘pasta’ların, kışın neyi ve nasıl mıncıklayacağı” konusunu eminim ciddi ciddi düşünmemişsinizdir…

Ama, yine de “pasta”’ denen o muhteşem lezzet, insan topluluklarında hep üst sıralardaki bir talebin konusu olmayı sürdürüyor.

Ama gelin görün ki, “pasta”nın eşit, adil ve hakça bölüşülmesi ilkesi, siyasi arenada “sol” etiketli bir damga taşıyor.

“Pasta”nın, serbest piyasa koşullarının belirlediği bir “özgürlük” içinde bölüşülmesi savı ise, daha çok “kökü dışarıda ama kendisi içeride” olan bir siyasi propaganda bombardımanının ürünüdür...

“Pasta”nın üretilme biçimine asla karışmayacaksınız... Üretim tesisleri, fabrikalar çevre kirliliği yaratacak, ya da yaratmayacak.... Asla aldırmayacaksınız.

“Pasta”nın alınıp satılmasına, ticaretine katiyen karışmayacaksınız... Adam istediği malı, istediği kadar ülkenize gümrüksüz sokabilecek, üzerine istediği ölçüde kar koyabilecek ve halk sağılığına zararlı ya da faydalı, hiç fark etmez; satıp savacak… Zinhar karışmayacaksınız...

Örneğin, kendi ülkesinde satamadığı tütün ürünlerini sizin ülkenizde dilediği gibi pazarlayacak, gümrük ödemeyecek, karını istediği gibi, alıp götürebilecek.... Karışmayacaksınız!..

Gümrük almayacaksınız!..

Vergileri ve banka faizlerini öyle bir düzenleyeceksiniz ki... Çok kazanan az... Az kazanan çok vergi ödeyecek!..

Karışmayacaksınız mirim; burnunuzu sokmayacak; arının kovanına çomağınızı ittirmeyeceksiniz!..

Özgür olacaksınız!

Liberal olacaksınız!

Adam, ülkenizden ve halkınızdan, istediği gibi ve dilediği kadar ve keyfine geldiği ölçüde yararlanacak, bu konularda sınırsız bir biçimde “özgür ve serbest” olacak... Suratınızı dahi buruşturmayacaksınız!..

Liberal sistemin en büyük, en ünlü sloganı neydi?..

- Bırakınız yapsınlar; bırakınız geçsinler!..

Bırakacaksınız, yapacaklar...

Bırakacaksınız, geçecekler!..

Gelin bu düsturu “pasta”ya uygulayalım.

Bırakacaksınız “pasta”yı istedikleri gibi yiyecekler, istedikleri bedele satacaklar, istedikleri şekilde üretecekler.... Ve bırakacaksınız, geçecekler!..

Nereye mi geçecekler?

“Pasta”nın arkasına geçip, bir puan daha alacaklar.

“Pasta” üretim tesislerinin “dümen”ine geçecekler.

Siz elinizdeki sapı ile kalacaksınız bu sloganı taşıyan afişin.

Boş vereceksiniz… Ve uzlaşacaksınız...

Nasıl mı?

Bu yazının ilk satırında yazdığı gibi...

Yani, “pasta”dan en büyük parçayı aldığınızı “sanarak...”

Bu yolda geliştirilmiş “global ve serbest ve piyasa” ekonomisinin ürettiği telafi mekanizmalarının önünüze koyduğu gibi, “uzlaşacaksınız!”

Ne buyuruyordu adamların çokbilmiş düşünce babaları:

“Uzlaşmak, ‘pasta’yı herkesin en büyük parçayı kendisinin aldığını hissettirecek şekilde paylaştırma sanatıdır.”

Bırakınız yesinler; bırakınız paylaştırsınlar, madem...

Bize ne!

Biz onların güttüğü, hiçbir şeye karışmayan, karıştırılmayan alelade bir “ümmet” değil miyiz?..

Karışmayız, netekim...

Ve mademki, biz karışmıyoruz ve karışamıyoruz…

O zaman demokrasi ne işe yarıyor; niçin kutluyoruz 23 Nisanları? Niçin tatil yapıyor tüm çalışanlar 29 Ekimlerde?..

Ne amaçla seçiyoruz milletin vekillerini?

Niçin korumuyoruz kendimizi, halkımızı, ülkemizi ve geleceğimizi?..

Niçin?..

faruk.haksal@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.